bugün

insanların amelelikleri zirve yaparken bunu 70 milyon insanla paylaşma isteği duyan ultragerzek bir yarışma programı.
(bkz: ahmet çakar'la geri dönüşü olmayan bir yola girmek isteyenler?)
dün sadece finalini izliyebildiğim ve neler kaçırdığımı bildiğim için kendime kızmama sebep veren programdır.final bir hanımın ekipten biriyle halay çekmesiyle bitmesinden dolayı mesut olmuşuzdur eglenmişizdir.
--spoiler--
yavrum, onbin e ne dersin?
--spoiler--

seklinde bir soru, 9 subat tarihli yayinda ahmet cakar la tarafindan yarismaciya yoneltilmis, bir cok bug bulunan program. aninda goruntuyu kacirmamak icin mecburen son dakikalarina tanik olunan olaylar zinciri..
(bkz: ahmet çakar la atış poligonu)
soru:anneler gününün kutlanmasına ön ayak olan kadın kimdir?
bütün şıklarda isim anna'dır.ahmet çakar, heycanlı yarışmacıya sonucu açıklamak için hazırlanmaktadır.
ahmet çakar:cevaaaappp annnaaaaa-
yarışmacı:aağğggghhhfhdfhsdkjash (yarışmacı kendinden geçmiş ciyaklamaktadır)
ahmet çakar:biliyorsun ki bütün şıklarda anna yazıyor hihihi.her sakallıyı deden sanma * *
ilk defa bugün izledim bu programı,o da başka izlediğim programa * reklam arası girdiği anlarda.

20 li yaşlardaki bir yarışmacı.
-suyun moleküller yapısı nedir.

-ee hocam su yani H20 düşünüyorum
-evet artık cevap ver
-a şıkkı hocam 1 hidrojen 2 oksijen

ardından ahmet çakar ın "senden tırsıyorum hiç gülmüyorsun" demesiyle kumandayı uzak bir yere attım yarılmak * için kanepeye uzandım.
küredeki toplar düştüğünü zaman bizlere gösteren, sarışın, güzel, sempatik kızın ayrıldığı, onun yerine, donuk surat ifadeli ve sert konuşan bir kızın geldiği yarışma programı.*
şans küresinin yanındaki sarışın kızın , her top düşüsünde " TEBRiKLER 2.000 YTL " özdeyişindeki(!) YTL ibaresini söyleyiş tarzını büyük bir zevkle beklediğim akıllara zarar yarışma programı.
125 bin YTL'yi kaybedince dediği o söz var ya!

Geçen gün bu programa takıldım... işin sonunda öyle güzel bir Türkiye portresi çıktı ki ortaya, sizlerle paşlaşayım dedim...

Üç yarışmacı vardı...
Biri öğretmen emeklisi, tatlı bir bayan...
Diğeri üniversite mezunu, üst düzey bir bankacı hanım...
Diğeri de tam yurdum insanı...
Adı; Hüseyin Fidan, 42 yaşında...
ilkokul mezunu...
Hayatı darmadağın olmuş...
Bir Özbekle evlenmiş, 10 aylık bebeği olmuş...
Doğduğundan beri yüzünü görememiş...
Ne işe girmişse batırmış...
Oturduğun evin üç aydır kirasını ödeyememiş...
12 bin YTL borcu var...

Yarışmaya son şansı gibi bakıyor...
Sokaktan geçen eskiciden resimli ansiklopedi almış...
Ona çalışıp, yarışmaya gelmiş.
Bir yanında emekli öğretmen, diğer yanında üniversite mezunu üst düzey bir banka yöneticisi hanım...
Onların eğitim düzeyine baktıkça boncuk boncuk terliyor...
-"Ama çok çalıştım, üç gün uyumadan ansiklopedileri okudum " diye kendine teselli veriyor...

Neyse yarışma başladı...
ilk 2 soruyu bildi, üçüncü de takıldı...
Sıra bankacı hanıma geçti... Soru şu;
-"ingiltere ile Arjantin'i savaşın eşiğine getiren adalar hangisiydi?" Bankacımız iki seçenekte kararsız kaldı, Hüseyin yardım etti, doğru şıkkı söyledi: Falkland...

Bankacının ikinci sorusu;
-Hicri takvimin başlangıç yılı aşağıdakilerden hangisi?a)600 b)622 c)642 d)720
Bankacının cevabı mı?
c)642Ağzım açık bakakaldım o hanımefendiye...
-"Hey Allahım" dedim başka bir şey diyemedim...

Sıra öğretmenimize geldi
ilk sorusu şuydu;
-istiklal Marşı kaç dizedir?-a) 40 b)10 c)41 d)50
Öğretmenin ilk cevabı;
b)10 oldu...
Ahmet Çakar;
-" Hocam kıtayı sormuyoruz, dize olarak soruyoruz" diye uyardı... Öğretmenimiz; "Ah evet!" deyip başladı parmak hesabı yapmaya...
-"9 kere 4 eşittir 36... Bir kıtası sanırım 5 dizeydi... O zaman 41 olması lazım... Ama bilemezsem çok üzüleceğim "
3 kez aynı hesabı yaptı... Çarptı, düşündü...
O düşünürken ben de kara kara düşündüm...
Neyse sonunda 41 sonucuna vardı...

ikinci sorusu geldi...
-Malabadi köprüsü hangi ilimizdedir? a) Van b)Artvin c)Mardin d)Diyarbakır
Öğretmenimizin cevabı;
c) Mardin
Bir yorumda bulunmadan geçeceğim...

Sıra yeniden ilkokul mezunu Hüseyin'e geldi...
-Aşağıdakilerde hangisi Sanayi ve Ticaret bakanıdır?a) Vecdi Gönül b)Zafer Çağlayanc)Ahmet Zafer Demirci d) Hilmi Güler
Tereddütsüz doğru cevabı (b) verdi...
Diğer sorusu geldi.
-Türkiye'de cumhurbaşkanının görev süresi kaç yıldır?Şıklar arasında; 5 ve 7 yıl var...
Hüseyin 7 yılın üzerine balıklama atladı ve çakıldı...
Ben başımı iki yana sallayıp;
-"Daha yeni referandum yapıldı be adam" diye homurdanıyorum...
Kendimce kızıyorum Hüseyin'e...
Meğer kızmamam lazımmış...
Bankacımıza sıra gelince anladım bunu...

Sorusu şuydu;
-Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e nakledilmeden önce nerede bekletilmiştir?a)istanbul Arkeoloji Müzesi b) istanbul Dolmabahça Sarayı
c)Ankara Etnografya Müzesi d) istanbul Fatih Camii
Üniversite mezunu bankacımızın verdiği yanıt (a) şıkkı oldu...
-"Yuh yani" dedim...
"Hicri takvimi bileme... Etnografya müzesini bileme. Bu bilgileri daha ilkokulda öğretiyorlar. Hadi orda öğrenmediysen ortaokulda, orda da öğrenmediysen lisede tekrar tekrar aynı konular öğretiliyor. Birinde öğrenir insan..."

Neyse!
Yarışmaya devam edelim...
Sıra 20 yıl boyunca bu üniversite mezunu bankacı hanım gibi yüzlerce çocuk eğiten emekli öğretmenimize geldi...
Bu soruyu bilemezse elenecek...
-Kuzey batıdan esen soğuk rüzgar aşağıdakilerden hangisidir? a)Poyraz b)Yıldız c)Lodos d)Karayel
Klasik bir ortaokul, lise sorusu değil mi?
Öğretmenimizin cevabını söyleyeyim:
a) "Poyraz"
Bu cevapla birlikte üniversite mezunu bankacımıza olan kızgınlığım uçup gitti... Onun neden " eğitimli cahil" kaldığını az-çok anladım çünkü...

Finale kalan yarışmacı ilkokul mezunu Hüseyin Fidan oldu...
Ödül 125 bin YTL, soru şu;-" Ay ışığı senfonisini kim bestelemiştir?"
a)Bach b)Beethoven c)Mozart d)Chopin
Hüseyin terliyor;
-"Hayatımda hiç klasik müzik dinlemedim"

Bu noktada Ahmet Çakar, bir arkadaşından dinlediği ay ışığı senfonisinin hikayesini anlatıyor. "X" bestecinin bunu kör bir kızın piyano çalışını görünce onun için yaptığını aktarıyor... ( Çakar'ın bu anlattığı bilgi yanlıştı, onu belirteyim)
Hüseyin, kızın hikayesini duyunca
-"Ben bunu ansiklopedide okudum... Kız kör değil, kızamıktı... Hatta çilleri vardı. O kişi de Beethoven'dı " yanıtını verdi...
Ahmet Çakar;
-"iyi o zaman söyle; Beethoven de... Ya da sana 20 bin YTL vereyim 125 bin YTL'den vazgeç, bu parayı al git..."
-"Diyemem, o biliyorum; Beethoven... Ama omuzumda öyle bir yük var ki diyemem... "

Hüseyin o yükün altında ezildi, riske girip Beethoven diyemedi.
125 bin YTL yerine 20 bin YTL'yi aldı, yarıştan çekildi.
Doğru şık ; Elbetteki Beethoven'dı...
Hüseyin'in tepkisi mi?
-"125 bin YTL'yi kaybetsem de okuduğum kitabın hakkını verdim ya!"
Aldıkları onca eğitimin hakkını vermeyenleri düşününce...
Ben orda bittim...

Alıntı
fox tv'nin türkiye'de reyting açısından yaptığı en iyi işlerden biridir.
malum ahmet çakar zaten laf sokmalarıyla seyircinin ilgisini çeker bir de yarışmada soruyu bilemeyeni fırçalayınca ilgi ona katlanıyor. bir de kutu sıvazlama olsa bence tam olacak iştir.
ahmet çakar ne zaman birine çakacak diye izlediğim programdır.
final sorularının aşırı şekilde zor gelmesinden ötürü aldığı isim için:
(bkz: ahmet çakarla sansıma sokayım)
ahmet hocamız,esnaf olan bir yarışmacıya sorar:
-siddin sene kaç yıldır?
-1000 yıldır.
-1000 yıl değil,bak sana ipucu,kaç yıldır?
-1000 yıldır.
-senden siddin sene iyi bir esnaf olmaz.
ahmet çakar olmasa acayip sıkıcı olacak yarışma. neyse ki ahmet çakar kurtarıyor olayı.
herkeze, herşeye bir lafı vardır. şimdiye kadar tek söyleyecek lafı bulamadığı olay şudur;
soru uzundur, özetle türkiye sınırlarında hapishane olarak kullanılan adayı soruyordur ama dediğim gibi soru daha ayrıntılı, daha kolay yani. şıklar arasında imralı'nın yanı sıra, büyük ada, gökçe ada gibi acayip şıklar vardır. kadın uzun uzun düşünür ve sonunda yanlış cevap verir.
evet ahmet çakar diyecek birşey bulamaz. kimse yorum yapmasın, bırakın kendi kendine düşünsün gibi birşeyler der.
dvdsi çıksa kapış kapış gidecek yarışma programıdır. ben alırım.
bugün izlediğim tekrar olup olmadığını bilmediğim bölümünde tuhaf saçlı ve yine her zamanki gibi tuhaf bir yarışmacının sorulan soruya insan aklının alamayacağı şekilde yorum yaptığı yarışmadır.olay şöyle gelişiyor.
soru:izlanda'nın başkenti hangisidir?
ahmet çakar izlandadan bahsederken insanlarının çevik olduğunu hatırlatır yarışmacıya.yarışmacı da kopya verdiğini düşünüp reykjavik(reyçevik) cevabını verir çünkü kelimede çevik sözcüğü çağrışım yapmıştır kendisine.
ahmet çakar laf arasında cümlesinin içinde nedense der ve yarışmacı yanıtını hemen değiştirir.
yarışmacı:-odenese hocam!!
ahmet çakar okyanus der yine cümle içinde yarışmacı cevabı hemen değiştirir.
-vilnius hocam...
şaka mı gerçek mi yoksa bu yarışmacılar hakikaten dingil mi dedirten yarışma.
edit:bu arada bu diyalog anlatılmış burada ama olsun.
futbol sporunu alt kültüre mal eden zihniyete tokat gibi cevap olan yarışma programı. adamlar herşeyi biliyolar işte kültür diz boyu
ahmet çakar ,hıncal, haşmet türkiyenin yeni nesil aydınlarıdır kardeşim ben bunu bilir bunu söylerim.
izlediğimde devlet memurlara bile daha fazla para veriyor be, dediğim program. ne komik rakamlar onlar öyle. ahmet çakar'ın tavırları da ayrı bir tartışma konusu zaten.
yarışmacının saç stilininin bu yazın modası olmasını istediğim yarışma.
ahmet çakar'ın zekasına hayran bıraktıran program. o nasıl bi kıvrak zekadır, nasıl bir yaratıcılıktır aman yarabbi! "bitirdiği fakülte yüzündendir psikopata bu kadar kolay bağlaması" diye tahmin ediyoruz.. sanırsak, galiba..
eşşek ne kadar eşşek de olsa insan insandır ya da o tip bir cümlenin geçtiği yarışma.
recep ivediğin sunmasıyla ahmet çakarın sunması arasında fark olmayan yarışma
(bkz: dönüşü olmayan bi yola giriyoruz girelim mi)
(bkz: yardim ve yataklik etmek/#3100104)
dün akşamki bölümde mesir macunu yiyerek finale kalmayı başaran, yalıçapkınının bir kuş olduğunu bilemeyecek kadar gerizekalı bir yarışmacının 10.000 ytl kazandığı yarışma programı.
insanların ancak dilenci pozisyonuna girerse kıymet kazandıgı "yarışma gibi" bi program.

bundan önce de bi memedalibeyyyy vardı, içerde mikrofonunun açık oldugunu unutup, teldeki adama küfretti bitmedi, millete şeyini gösterince bitti.