bugün

elm sokağı kabuslarını izleyip bütün gece korkudan uyuyamaktır.
süper baba yı özlemektir.
titanic i sinemada izleyebilmektir.
kola kutusundan topuk yapmaktır.
soba da kestane yeme keyfine varabilmektir.
ve daha çok şeydir.
2080 lerde hepsi mezarda olacaktır büyük ihtimalle.
balkondan mahallenin çocuklarına tasolarını kapış kapış yapmaktır.
çok güzel bir durumdur. sadece 90larda çocuk olmuşların anlayacağı şeylerden bahsetmek hatta bunu bilerek yapmak 90larda çocuk olanlara büyük haz verir. bu kişiler aynı zamanda kendinden 3-5 yaş küçüklere "90lar bi başkaydı" demek için yanıp tutuşur *

ama harbiden 90lar bi başkaydı yaw *
-okuldan ödev olarak "patates baskı" yapmak
-tsubasa'nın müziğini duyunca kendini kaybetmek
-kolalı jelibonun ilk kapağını ısırmak
-he-man'deki orko'dan çok ama çok korkmak (bkz: ben degil bir arkadas)
-ateri başında kaydedilemediğinden ötürü saatlerce oturmak, adaptör soğutmaktır...
Transformers izlemek,voltranı oluşturmak,ninja kaplumbağlarda donatello olmak..Körfez savaşını hatılarmak.tetris oynamak,susam sokağını izlemek ve eti puf kabıyla sinek yakalamak,golden grils..ve annelerin eziyet dizileri yalan rüzgarını,manuella'yı hatırlamak..
(bkz: cino) (bkz: tsubasa) (bkz: misket) (bkz: futbolcu kartı)
gecenin köründe saklanbaç
(bkz: simitttttttt)
boncuk tabancalarla sokak savaşları
matrixin ilk çıktığı yıllarda mahalledeki herkesin neo olması
(bkz: ateri-mario)
atari salonlarında ryu ile araba parçalamak, 3 arkadaş sabahlara kadar mario, contra captain tsubasa üçlüsüne takılmak, ve en önemlisi taso oynamak.

güzel günlerdi be.
(bkz: bunamak)
Çok arada kalmıştık ama, dışarıda cilli mi oynasak, yağlı kayış mı, saklambaç mı, maç mı? Yoksa evde mario mu, street fighter mı, tsubasa mı.

televizyon mu izlesek, yoksa dışarıda mı gezsek?

biz de pek anlayamadık.
atarilerin olduğu dönemde kaset alma sevdası ve deliler gibi saatlerce uçan tabak ve kuşları tabancayla vurmak.
-pazar günü (banyo günüdür) sıran gelince banyoya girmek,
-çıktıktan sonra üzerinde havluyla kömür sobasının dibine yanaşmak,
-yün gibi olmuş kafa ve "çitilenmek"ten kızarmış vücut,
-pazar akşamının kasveti ile takiben gelecek olan pazartesinin gerginliğini hissetmek,
-sobanın dibinde ısınmaya çalışırken bir yandan tv'den gelen şansal'ın * mıymıy sesiyle daha bir mayışmaktır.
(bkz: 80 lerde sperm olmak)
futbolcu çıkartmaları biriktirmek. aynı adamdan çıkarsa değiştirmek ve az bulunan adam çıkarsa 4 5 pakete satmak.
ütülünce anneyi çağırmak.
babama dövdürcüm tehditleri etmek.
porno dergi alıp eve giderken çöpe atmak...
inter milan ile milan fc yi karıştırmaktır 90 larda çocuk olmak.
(bkz: ruhsar izlemektir)
(bkz: çılgın bediş izlemektir)
*
(bkz: rc cola içmek)
tarkan'ın ön dişlerinin ayrık olduğu zamanları hatırlamaktır.
ateri oynamak, bide tabancası vardı onun televizyon da ki ördeklere sıkardık, böyle salak salak elinde bir tabanca tv'ye doğru nişan almalar falan gülünesi durum..bir de leblebi tozu elbette.
-"olum bu gün virüs varmış bilgisayarları açmayalım" gibi muhabbetlere tanık olmak hatta bizzat içerisinde bulunmaktır.**
teknolojiyle tanismanin avantajini yasar.
halinden memnundur.
-patates baskıya saatlerini harcamış olmak,
-adam olucak çocuk, susam sokağı gibi programları hatırlayınca duygulanmak,
-ışıklı spor ayakkabılar giymek,
-futbolcu kartı manyağı olmak,
-hakan şükür için spikerlerin kule gibi yükseldi tabirini unutamamak,
-atari salonunda oynanan oyunların tadını hiç bir oyunda alamamak,
-mahalle maçı nedir bilmek,
-tsubasa ve benjamin için sabahın 8'inde kalkmak,
-galatasaray'ın efsane oluşuna tanık olmak.

gibi bir şeydir.
(bkz: parlement gecesi sineması) pazar aksamları starda olurdu bide müziği vardı.
en güzel şurada anlatılır;

http://www.gunaydogan.com...90-larda-cocuk-olmak.html
90larda çocuk olmak, o çocukluğa ait anıları hatırlamak güzeldir.
ancak çocukluğun geçtiği zaman aralığından* ziyade, o yılların insanda yarattığı duygudurumuyla ilgilidir hissedilenler.