bugün

Dizi deyince Süper baba, Perihan Abla; reality deyince Sadettin Teksoy, Nurseli idiz ve Cem kurtoğlu demekti.
Heidi, şeker kız, arı maya, 3 silahşörler ve taş devri izlenirdi.

Star tv ki ( o zaman adı interstar diye hatırlıyorum. ) Parlement pazar gece sineması vardı.Uyumaz oradaki korku filmlerini izlemek için o yaşta kargaşa çıkarırdım.

2 haftada bir geleceğe dönüş ya da beter böcek yayınlanırdı; işte o zaman dünyalar benim ve ağabeyimin oluverirdi.

Chucky izler tuvalete aile fertlerinin yardımıyla giderdik.

Kaoma dinler lambada oynardık ,Mc hammer dinleyip o tuhaf ama hoş hareketleri yapardık.
Tarkan'ın ilk albümü çıktığında ilkokul 1e gidiyordum. Demiştim ki ben ölene kadar tarkan'ı dinleyeceğim. Yaş 28 olacak hala Tarkan dinliyorum.

akşamüzeri okuldan gelince mahallenin tüm çocukları akşam 9-10 a kadar it enikleri gibi eve girmezdik. Kimse kimseden korkmazdı. Yok çocuk kaçırmak yok bilmem ne. Herkes birbirine sonsuz güvenirdi. O zaman eğlence vardı o zaman insanlara güven vardı.

Çeçen savaşı ve Bosna katliamına şahit olmaktı 90lar...Yine de çocuk aklımla güzeldi 90lar...
Ama biz büyüdük ve kirlendi daha da dünya
evet dizide de söylendiği gibi sokakta oynayan son çocuklarız biz.Evet en güzel nesiliz.
sokakta sabahtan akşama kadar futbol oynamak, böğürtlen tarlalarına girmek, hortuma ağız dayayım kaynak suyu içmektir. mutlu ve güvende hissetmektir.
80'ler bir harikaydı diyen vatadaşlara karşın 90'da çocuk olmak 2000'lerde hala genç olmak demektir. Güzel.
cuma günleri 'süper baba' dizisini izlemekti.
sokakta misket oynamak, okuldan kaçıp atari salonuna gitmek, caprisun içip patlatmak, taso oynamak, her kar yağdığında okulların tatil olmasını beklemektir.
Susam sokağı.
(bkz: mezdeke)
ipad olarak aşağıdakini kullanmaktır;

görsel
Boş bulduğun arsaya sınırları çakıl taşlarıyla örülmüş, halıları kapı önü paspaslarının toplanmasıyla yapılmış, eşyaları annenin elden çıkardığı eşyaların biriktirilmesiyle oluşturulmuş evlerde evcilik oynamaktır.
Cayır cayır yanan soba önünde tom and jerry izlemektir.
Gerçekten çocuk olmaktır.
Dışarı da saklambaş, seksek evde evcilik oynamak, kardeşle televizyon kavgası yapmak, kasete ses kaydetmek, atari de mario oynamak, tasoları biriktirmek ve daha niceleri (bkz: ne güzel günlerdi be)
barbie bebeklerimize elbiseler dikip gezdirmek, sek sek oynayıp mızıkçılık yapmak, hiç bıkmadan cino çikolatası yemek ve horozlu şeker emmektir.
arkadaş ortamının daha samimi olmasından başka bir şeyi yoktur.
1000 yıl öncesini yaşayıp bilmektir.
görsel

(bkz: iğrenç espiriler)
cispleri satın almadan önce mıncıklamaktır , içinde taso var mı yok mu garantiye almak lazımdı.
okul haritalarında sscb yi, hocalı yı ve bosna savaşını görmüştür. ırak savaşında saddam buraya scud füzesi gönderir mi diye aklından geçirmiştir. teknolojinin az olduğu dönemde çocukluklarını sokakta geçirmiş dizleri düşmekten yara tutmuş çocuktur.
kinder sürpriz yumurta, körfez savaşı, tanju çolak, feyyaz uçar golleri, barış manço ile 7' den 77' ye' yi görmüş olmaktır.
osbir cekmeyi mahalledeki abilerden ogrenmektir. bulvar gazetesi sahip oldugu en gizli sır olmaktır.
-> ana haberlerde bardak yiyen adamlar, konuşan tavuklar seyretmek,

-> yeni piyasaya çıkan bir şarkıcının, türkücünün birkaç hafta içinde dizisini, filmini seyretmek,

-> televoleyi spor programı olarak seyretmek

-> magazin programlarında hülya avşarın gevşekliklerini seyretmek, iğrenç kahkahalarını dinlemek( bugün hala muzdaribiz bundan bir türlü kurtulamadık bu kadından)

-> okuldan gelince power rangers seyretmek

-> el atarisiyle tetris oynamak.
Mahalle maÇından sonra beyce keyfi yapmaktır.
görsel
(bkz: çılgınca super mario oynamak)
voltranı oluşturmaya çalışmak veya thunder cats çizgi filminden pantro olmaya çalışmaktır.