bugün

vatan hainliğine devam edeceğini ilan ettiği yazısıdır.

http://www.cumhuriyet.com.tr/…il_sucluyu_gordu.html

--- spoiler ---

kin kusan, “ihanet” başlıklarıyla çıktı dünkü yandaş gazeteler; sözbirliği ederek…
suçüstü yakalanmış bir uluslararası savaş suçuna kılıf uydurmak için çırpındılar adeta…
tır’lardaki silah görüntülerini görmezden geldi hepsi…
bazısı “kurgu” dedi.
kimisi, “doğru, ama göstermek suç” diye geveledi.
ve dün, başbakan davutoğlu, hepsinin örtmeye çalıştığı suçu kürsüde itiraf etti.
anlaşıldı ki ortada bir suç var; ama suçlusu biz değiliz:
bir devletin kolluk güçlerini birbiriyle çatışma noktasına getiren o gizli dümeni çevirendir suçlu…
birbirine “paralel” iki devlet oluşturup birinin güçlerini diğerininkine silah çeker hale getirenlerdir.
komşudaki kanlı dalaşa taraf olup silah gönderenlerdir.
bu ülkeyi ve halkını, savaşın hedefi haline getirenlerdir.
meclis’e, halkına, medyaya, dünyaya yalan söyleyenlerdir.
dünkü manşetler, demeçler, bütün o “yasaklayın, susturun, tutuklayın” hezeyanları, suçluların telaşının işareti…

önceki günkü cumhuriyet’in haberinin yarattığı uluslararası çaptaki infialden, bu boyutta bir suçun cezasız kalamayacağını gördüler.
kendilerini bekleyen yargılamanın, ulusal sınırları aşacağını hissettiler.
yine korkutarak yıldırabileceklerini zannettiler.
bu kez karşılarında korkuyla susmuş bir medya değil, çok kalabalık ve güçlü bir cephe gördüler. bu telaş, onun telaşı…
“gidiyoruz, sonumuz fena”nın telaşı…
bize gelince; gazeteci olarak görevimiz, bir parti devletinin bilmediğimiz “âli çıkarları”nı savunmak değil, savaş batağına sürüklenen bir halkın yanında durmaktır, onun bilme hakkını savunmaktır.

“vatana ihanet” suçlamalarına rağmen, her zaman hakikatin peşinde, gerçeğin safında olacağız; devletin değil, halkın yanında saf tutarak korkmadan yazacağız.
büyük usta’nın her daim kulağımızda küpe dizelerini bugüne tercüme ederek söyler isek:
“ayakkabı kutularınızın içindekilerse vatan,
makam arabalarınız, görkemli saraylarınız, sıfırladığınız dolarlarınızsa,
vatan, tır’lardaki silahlarınız, bitmeyen yalanlarınız, doymadığınız talanlarınızsa…
bilin ki biz,
bunlar tarih olana dek, vatan hainliğine devam edeceğiz.”

--- spoiler ---
(bkz: can dündar/#27885902)
Bilmiyorum gerçekten ülkemiz açısından kotu mu o silahları açıklamak ama can dündar beni heyecanlandırdi. Umarım daha ilginç heyecanlı günler yasamaya devam ederiz. Hükümet artik minareye kılıf uyduramiyor.
ihanetten sonrasını okumadığım yazı.

Ulan sayın mecmua müdürü. Bak gözlüklü mözlüklü entelektüel görünen bi adamsın. Lan bu tır Halep'te Esad'ın askerleri tarafından mı yakalandı? Teknik olarak yurtdışında sakıncalı bir yere gittiğini ispat edecek birşeyin var mı? Ulan bak 30 senelik PKK'nın elinde o mühimmatı atacak silah yokken 2 günlük ışid sikimin gözünde mi ateşliycek o çapta mermiyi?

Şimdi ben de diyorum ki o tırlar saygı Karakolu'na gidiyordu. Hem devleti zayıf göstermek isteyenler hem de suriyedeki o bir avuç da olsa toprak parçasından rahatsız olanlar bu iftirayı attı. O mühimmat ancak düzenli bir askeri birliğin sahip olabileceği cinsten bir nühimmattı. Ama bu amınakoduklarım o mermilerin karakolumuza gitmesini engellediler.

Geriye iki ihtimal kalıyordu. Ya karakolumuz olası bir saldırıya hazırlıksız yetersiz mühimmatla yakalanacak. Ya da saldırı önceden öngörülüp karakol taşınacaktı. işte birincisi öngörüldüğünden ikinci adım izlendi şimdi de bu vatan hainleri çıkmış mermiler ışide gidiyordu savaş suçu rererö diyor. Ulan bunu diyen adamlar o karakol basılsa şampanya patlatıp ertesi gün o gazeteye vatan kan ağlıyor yazacak zihniyette adamlar. Haysiyetini siktiklerimini.