bugün
- kötü davranan erkoya aşık olma sendromu16
- gecenin şarkısı11
- liseden sonra günyüzü görmemek17
- dinsiz olmak15
- atatürk'ü görünce ağlayanlara allah akıl versin17
- herkesin atatürkçü olması23
- dubai çikolatası44
- iremga da ki ga'nın anlamı22
- sokak kedisi için para harcayan gerizekalı90
- nasıl bir sevgiliniz olmasını isterdiniz43
- bir trans ile kanka olur musunuz18
- evlenmenin amacı nedir sorunsalı25
- şeytandan bile daha kötü insanlar14
- turşu yeme perileri14
- bir sözlük kızının çoraplarını hediye olarak almak10
- uludağ sözlükte hiç kötü insan olmaması12
- sözlük yazarlarının çayları13
- esenyurt belediye başkanının gözaltına alınması31
- yiyip yiyip kilo alamamak10
- 194 hafta sonra mesaj atan kız18
- anahtar parti19
- bir parfüme 15 bin lira veren ekşici16
- anın görüntüsü17
- bik bik'in tapılası ayakları10
- ben onu adam ederim diyen kız15
- yürümekten keyif alınan caddeler11
- kelimelik12
- playstation 5 pro fiyatları11
- yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler18
- kadınların konuşmasının yasaklanması12
- tuvaleti temiz bırakmamak15
- queen ravennaya alınabilecek hediyeler8
- mehmet şimşek12
- görücü usulü evlenmek19
- g s'i ermeni uşağıdır11
- queen ravenna'nın halloween bayramını kutlamak14
- stres azaltıcı basit aktiviteler19
- diyete başlamak15
- peşini bırakmayan eski sevgili9
- ela gözlü yazarlar birliği15
- 7 yıl kumarhanede çalıştım soruları alayım36
- kuresel10
- sana ateşli geceler yaşatacağım diyen kız17
- osmanlı bir hanım olmak13
- billie eilish'in sahnede yaptığı hareket9
- sözlükteki şişko kadınlar10
- 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı27
- kombiyi açan sözlük yazarları9
- dünyanın yaşı11
- 65 yaşındaki sözlük abazanı14
bu ülke 12 mart'ları, 12 eylül'leri, 28 şubat'ları gördü! ülkeyi zulme ve zorbalığa boğmadan önce her seferinde "bir bahane" buldular! 12 mart'ta "anayasa'nın emrettiği sosyal reformlar yapılmıyor" demagojisi idi bu bahane, 12 eylül'ün cellatları ise "sağa da sola da karşıyız" demagojisiyle yutturmuşlardı başlangıçta kendilerini. bazıları yuttular o zamanlar da bu zokaları. 12 mart'ta hikmet kıvılcımlı "ordu kılıcını attı" diye alkışla karşıladı yapılan darbeyi, aralarında tös ve dev-genç'in de bulunduğu ilerici kurum ve kuruluşlar başlangıçta destek bildirileri yayınladılar. akıllar başa geldiğinde iş işten geçmişti! şimdi "şeriat tehlikesi" diyorlar. fakat asıl dertleri, iktidardaki eski ayrıcalıklı konumlarını korumak. tapulu malları gibi gördükleri bu toplumun ve ülkenin kaderi üzerinde "cart curt" etme yetkilerini kaybetmemek!
evet, bugün türkiye'de büyüyen bir dinci gericilik tehlikesi var! ama sorayım: hangi dönemde, kimler sayesinde, nasıl palazlandı bu tehlike? 12 eylül cuntası ile 24 ocak kararları besleyip büyütmedi mı bunları? devrimci hareket ve işçi sınıfı hareketi başta olmak üzere ilerici toplumsal muhalefeti dizginsiz bir faşist terörle ezerek,şiddetle baştırarak, halkın ve sınıfın demokratik özgürlüklerini ortadan kaldırarak, öğrenci gençliği yök cenderesine alarak, 12 eylül anayasasına "evet" oyu vermeleri karşılığında tarikatlara faaliyet özgürlüğü ve çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak bugün "dinci gericilik tehlikes var" diyenler açmadı mı bu gelişmenin önünü? tekelci burjuvazinin bütünü gibi “islamcı sermaye” denilen kesimlerin biti de 12 eylül zorbalığı eşliğinde uygulanan neoliberal sömürü ve soygun politikaları sayesinde kanlanmadı mı?
"şeriat tehlikesi-laikliğin korunması" işin ideolojik motifi. aynı zamanda asıl maksadı ve gerçek hedefleri gizleyen bir sis bombası.
'ne mutlu türküm diyene!' anlayışına karşı çıkan herkes türkiye cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır!
deniyor. bundan daha açık bir düşman tanımı olabilir mi? kürtler ve diğer azınlıklar başta olmak üzere kendisini ırkçı bir milli kimlik anlayısının dışında tanımlayan herkes buna göre "düşman"! "ben kürdüm" diyeni de bir kardeşlik çağrısı olarak "hepimiz hrant'ız, hepimiz ermeni'yiz" sloganını atan da, "ben herşeyden önce işçiyim, emekçiyim" diyerek sınıfsal kimliğini ön planda tutan da ve tabii "ben komünistim, devrimciyim, demokratım, ırkçılığa ve faşizme karşıyım" diyeni de buna göre "düşman".
türkiye sosyolojik olarak zaten derin bir kutuplaşma yaşıyordu. şimdi buna derin bir ideolojik-siyasal yarılma da eklendi!.. bir tarafta onmilyonların ne iş ne aş bulabildiği korkunç bir sefalet yaşanıyor, öbür tarafta "islamcı" geçinenleri de dahil küçük bir azınlık lüks ve sefahat içinde 'marka bir hayat' sürüyorlar. bugün islamcı örgütlerin bu denli güç toplamalarını kolaylaştıran zemin zaten bu zemin değil mi? siz, sermaye düzeninin sahipleri ve bekçi köpekleri olarak sömürüyü bu denli azgınlaştırıp yoğunlaştıracaksınız, yoksulluk ve sefalet bu denli alıp başını gidecek, işsizlik böylesine çığlıklaşacak, ımf'nin direktifleri doğrultusunda tarım çökertilecek, esnafın ve küçük işletmelerin beli kırılacak, rantiyeciler, hortumcular her gün yeni bir voli vuracaklar, "çıt" çıkaranın üzerine polisinizi salacaksınız, haklarını arayan işçinin, emekçinin, öğrencilerin üzerine gaz bombalarınız ve panzerlerinizle gideceksiniz, kürtlere karşı operasyon ve sopadan başka politikanız olmayacak… "serbest piyasa düzeni" dediğiniz bu bataklık her gün böyle çürümeye ve çürütmeye devam ederken kalkıp sivrisineklere karşı savaş açacaksınız!..
"islamcı" ve "laik" kanatlar olarak bunların arasındaki kavga, siyasi ve ekonomik rant kavgası!.. kullanılan diğer bütün slogan ve gerekçeler bunun bir kılıfı ve bahanesi sadece. aklıbaşında hiçbir işçi, hiçbir emekçi, hiçbir aydın, hiçbir demokrat, yurtsever veya inanç sahibi, bu oyuna altlık, bu gidişe ortak olmamalıdır...
evet, bugün türkiye'de büyüyen bir dinci gericilik tehlikesi var! ama sorayım: hangi dönemde, kimler sayesinde, nasıl palazlandı bu tehlike? 12 eylül cuntası ile 24 ocak kararları besleyip büyütmedi mı bunları? devrimci hareket ve işçi sınıfı hareketi başta olmak üzere ilerici toplumsal muhalefeti dizginsiz bir faşist terörle ezerek,şiddetle baştırarak, halkın ve sınıfın demokratik özgürlüklerini ortadan kaldırarak, öğrenci gençliği yök cenderesine alarak, 12 eylül anayasasına "evet" oyu vermeleri karşılığında tarikatlara faaliyet özgürlüğü ve çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak bugün "dinci gericilik tehlikes var" diyenler açmadı mı bu gelişmenin önünü? tekelci burjuvazinin bütünü gibi “islamcı sermaye” denilen kesimlerin biti de 12 eylül zorbalığı eşliğinde uygulanan neoliberal sömürü ve soygun politikaları sayesinde kanlanmadı mı?
"şeriat tehlikesi-laikliğin korunması" işin ideolojik motifi. aynı zamanda asıl maksadı ve gerçek hedefleri gizleyen bir sis bombası.
'ne mutlu türküm diyene!' anlayışına karşı çıkan herkes türkiye cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır!
deniyor. bundan daha açık bir düşman tanımı olabilir mi? kürtler ve diğer azınlıklar başta olmak üzere kendisini ırkçı bir milli kimlik anlayısının dışında tanımlayan herkes buna göre "düşman"! "ben kürdüm" diyeni de bir kardeşlik çağrısı olarak "hepimiz hrant'ız, hepimiz ermeni'yiz" sloganını atan da, "ben herşeyden önce işçiyim, emekçiyim" diyerek sınıfsal kimliğini ön planda tutan da ve tabii "ben komünistim, devrimciyim, demokratım, ırkçılığa ve faşizme karşıyım" diyeni de buna göre "düşman".
türkiye sosyolojik olarak zaten derin bir kutuplaşma yaşıyordu. şimdi buna derin bir ideolojik-siyasal yarılma da eklendi!.. bir tarafta onmilyonların ne iş ne aş bulabildiği korkunç bir sefalet yaşanıyor, öbür tarafta "islamcı" geçinenleri de dahil küçük bir azınlık lüks ve sefahat içinde 'marka bir hayat' sürüyorlar. bugün islamcı örgütlerin bu denli güç toplamalarını kolaylaştıran zemin zaten bu zemin değil mi? siz, sermaye düzeninin sahipleri ve bekçi köpekleri olarak sömürüyü bu denli azgınlaştırıp yoğunlaştıracaksınız, yoksulluk ve sefalet bu denli alıp başını gidecek, işsizlik böylesine çığlıklaşacak, ımf'nin direktifleri doğrultusunda tarım çökertilecek, esnafın ve küçük işletmelerin beli kırılacak, rantiyeciler, hortumcular her gün yeni bir voli vuracaklar, "çıt" çıkaranın üzerine polisinizi salacaksınız, haklarını arayan işçinin, emekçinin, öğrencilerin üzerine gaz bombalarınız ve panzerlerinizle gideceksiniz, kürtlere karşı operasyon ve sopadan başka politikanız olmayacak… "serbest piyasa düzeni" dediğiniz bu bataklık her gün böyle çürümeye ve çürütmeye devam ederken kalkıp sivrisineklere karşı savaş açacaksınız!..
"islamcı" ve "laik" kanatlar olarak bunların arasındaki kavga, siyasi ve ekonomik rant kavgası!.. kullanılan diğer bütün slogan ve gerekçeler bunun bir kılıfı ve bahanesi sadece. aklıbaşında hiçbir işçi, hiçbir emekçi, hiçbir aydın, hiçbir demokrat, yurtsever veya inanç sahibi, bu oyuna altlık, bu gidişe ortak olmamalıdır...
türkiye 1980 yılından bu yana askeri darbeyle yönetilen bir ülkedir.
(bkz: darbenin sürekliliği prensibi)
(bkz: darbenin sürekliliği prensibi)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar