bugün
- atatürk'e düşman olanlar23
- atatürk resmine basan piçe uçan yumruk17
- bir sözlük kızının kekini yemek27
- zeynep bastık'ın beyaz külodu24
- bir akrep kadını ile sevgili olmak12
- gece atıştırmalık önerileri11
- gecenin şarkısı9
- güvenmemeyi nasıl öğrendin25
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri14
- anın görüntüsü28
- kerem aktürkoğlu9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- ssilvermist15
- apo yu hapisten çıkartmaya çalışmak17
- ışıktan madde elde etmek11
- kedimi kim yedi1'in ölmesi13
- hindu tanrılarını baltayla parçalamak15
- adam gibi giyinmeyi öğretecek sözlük kızı10
- 16 kasım 2024 jake paul vs mike tyson boks maçı47
- erkeğin ne giyeceğine karışan kadınlar10
- torununa köfte alamayan emekli teyzenin ağlaması18
- insan olmaya çeyrek kalanın kız gibi bileği olması15
- realite manipülasyonu9
- bu saatte kahve içilir mi sorunsalı14
- taksi müşterisine klasik müzik dinletmek9
- izmir 3 koşuda hangi at gelir12
- bir cumhurbaşkanı nasıl olmalı18
- gül gibi kokan sözlüğün ağır abisi22
- zafer partisi18
- judas'ı silmesi için zall'a para teklif etmek9
- mike tyson12
- profesörün sokak köpeği saldırısına uğradığı ülke15
- sözlük kızlarının meme şekilleri19
- geceye bir şarkı bırak8
- sarılıp uyumak istediğiniz yazarlar12
- queen ravenna'nın ölmesi15
- tulumba tatlısı18
- kadın aldatması erkek aldatmasıyla aynı mıdır11
- biberonuna tiner koyularak öldürülen bebek19
- 13 yaşındaki çocuğun aids ten ölmesi9
- izmirde 5 çocuğun öldüğü yangın10
- true ve koala arasındaki cinsel gerilim13
- reis deyince akla ilk gelen9
- bugünün bir türlü bitmemesi8
- göbek deliği estetiği10
- şehirler arası otobüs yolculuğunda bastıran çiş8
- yazarların gurur duydukları özellikleri20
- portakallı kek11
- menzil cemaatinin 17 milyar serveti olması19
- bayburtta picasso'ya ait ünlü tablo yakalandı21
entry'ler (26)
horozcucocuuuamkpiçikevaşeevlatlarıamkanladınmı...
ohhh boşaldım
ohhh boşaldım
birini sevmeyince, fiili ehliyetine pazar zabıtaları tarafından el konulunca seyyar arabası devrilen ruhani patatesçi kadar dramatik bir öksüzlük hissetmeye gerek yok, sevilmeyince olur o belki, ama ona da gerek yok.
mevzu tarihin gördüğü en büyük siyasal dehalardan birisi olunca "kalpkalpkalp" ile "öehhhh" arasında salınan bir sarkacın, sabitlendiği merkezin hizasında durup, daha sağlıklı bir yerden bakalım, onu diyorum.
öte yandan milletimizin ne kadar "aziz" olduğuyla ilgili fikri de sabah müge anlı'ya gelenler veriyor.
çin çin...
mevzu tarihin gördüğü en büyük siyasal dehalardan birisi olunca "kalpkalpkalp" ile "öehhhh" arasında salınan bir sarkacın, sabitlendiği merkezin hizasında durup, daha sağlıklı bir yerden bakalım, onu diyorum.
öte yandan milletimizin ne kadar "aziz" olduğuyla ilgili fikri de sabah müge anlı'ya gelenler veriyor.
çin çin...
"Sen rahat uyu Ata'm. Stickerların bize emanet."
- usta kayboldum galiba, neresi burası tam olarak?
- doğru konuş birader, senin kayboldum dediğin yerde biz hayatımızı yaşıyoruz.
galiba 2009, muhtemelen 03:17, kesin istanbul.
- doğru konuş birader, senin kayboldum dediğin yerde biz hayatımızı yaşıyoruz.
galiba 2009, muhtemelen 03:17, kesin istanbul.
kek değil ama bir sözlük kızından limonata içmiştim. ilk bardak bedava demişti, ikincisi 50 lira. panzehiri ikincinin içine koymuş.
sözlük kızları çok fena gerçekten.
yıllar sonra gelen edit: erkekmiş.
sözlük kızları çok fena gerçekten.
yıllar sonra gelen edit: erkekmiş.
iki kişi iyi, üç kişi fazla.
Sevgiline aile albümünü göstermen, "ben ilkokulda mandolin çalarken", "halam, dünya tatlısı bir kadındı", soluk fotoğrafta şapkalı bir adam, sevgilinin "Bu kim?" diye sorması, "Hiç hatırlamıyorum" demen, sevgilinin sana 200 lira uzatıp "Belki bu hatırlamana yardımcı olur" demesi.
yokluğu yer kaplıyorsa sevgidir.
tarih sahnesinde boy göstermiş figürler sevilmez, saygı duyulur en fazla. deniz gezmiş'le oturup birer kahve içmemiş insanın seviyorum diye üfürdüğü lafı götüm dinler. ben mesela çörçil'i hiç sevmem, ama feci saygı duyarım. zeka çünkü. bu aptal saptal muhabbetler de bitmedi, belli ki bitmeyecek de. nasıl bir zihinsel bok çukurundayız amk.
ekstra sergen'se, kırmızı hagi'dir.
"yaratıcı" ibaresinden sonra bile kesme işareti koymak... allah'a yalakalıkta uzay.
içinde olduğum için ilk ordan başlayayım, hatta uzatmaya kalkınca bitmeyeceği için orda da son vereyim.
yaf çarşı tribünü...
yıllarım geçti, o bile eskisi gibi değil. maça gidesim gelmiyor bazen. bu 21. yüzyıl, bu postmodern çağ, güzel olan ne varsa eksiltti, "kitch" denen bok gerçek oldu, gerçeğin ne olduğunu bilemez olduk, eskiden her şey "kolay"dı, şimdi her şey "basit" vs vs...
yaf çarşı tribünü...
yıllarım geçti, o bile eskisi gibi değil. maça gidesim gelmiyor bazen. bu 21. yüzyıl, bu postmodern çağ, güzel olan ne varsa eksiltti, "kitch" denen bok gerçek oldu, gerçeğin ne olduğunu bilemez olduk, eskiden her şey "kolay"dı, şimdi her şey "basit" vs vs...
son seferinde kallavi bi telefon uyurken uçuruldu. uçurulmuş yani. uyanınca şey ettim.
zeytinköy / antalya
zeytinköy / antalya
bu tip karşıtlıklar insanın canını sıkıyor gerçekten.
örnekse yatakta kitap okuyan insana gösterilen anlayış, kütüphanede sevişen insandan esirgeniyor.
örnekse yatakta kitap okuyan insana gösterilen anlayış, kütüphanede sevişen insandan esirgeniyor.
az önce tivitırda gördüm, bir haber sitesi şu iletiyi şeyapmış:
"Arka Sokaklar'ın yeni bölümünde bir Türk çocuğuna çarpan MOSSAD ajanından hesap soruldu."
Bu ülkede MOSSAD ajanlarının arabayla çarpması sonucu o kadar çok çocuk ölüyor ki her yıl, gündeme getirmeleri çok önemli. Tebrik ederim, büyük cesaret.
görsel
"Arka Sokaklar'ın yeni bölümünde bir Türk çocuğuna çarpan MOSSAD ajanından hesap soruldu."
Bu ülkede MOSSAD ajanlarının arabayla çarpması sonucu o kadar çok çocuk ölüyor ki her yıl, gündeme getirmeleri çok önemli. Tebrik ederim, büyük cesaret.
görsel
ismi lazım değil, mesut adında bi arkadaşımın başına geldi bu hadise.
eşkiya'daki behzat edasıyla "yav kardeşim öyle şey mi olur" demeyin kalın kalın, oluyor. denizkızı'na aşık olan ayak fetişisti bile var, bu niye olmasın. içinden geçen trene aşık olan dağın hikayesine değinmiyorum bile.
mesut hep kırmızı tuborg içer, tekel bayide dolabın başına geldiğimizde "bak nasıl nizami dizilmiş yine kızıl ordu askerleri" diyerek senin de dilini, dudaklarını alkole kurutur. fakat o cehennem alevinin dört tanesini yuttuktan sonra kafası bi değişir. amuda kalkıp ağzındaki pinpon topunu tavana değdirmeye çalışmalar olsun, 119'un 17'ye tam bölünebilmesini sıradan bir olaymış gibi karşılamalar olsun... başka bi insan olurdu.
derken nasıl olduğunu kimsenin anlayamadığı biçimde bi sevgilisi oldu bunun, olduğu yetmezmiş gibi, "usta yeteri kadar içince eski sevgiliye mesaj atma olayını çok merak ediyorum" deyip kızı yok hükmünde saydı. o kızcağızdan minör tonların lirik prensi kafka kıvamında, herbiri dönüp elinde patlamaya kaderlenmiş, "böyle biri yok ki!" ibareli, iadeli taahhütlü mektuplar geliyordu, üzülmesin diye "ağır kanser hastasıyım ve artık seninle görüşerek ölümümle sana da acı vermek istemiyorum" tarzı cevaplar yazdım kaç kez gizlice. mesut da o aralar yeni bi manita kovalıyor.
öehhh... mevzu uzun, kısa keseyim.
kız bundan vazgeçti, kendine jilet gibi de bi manita yaptı. zevk, zeka, zenginlik, zerafet.. her konuda katlayıp altına minder yapar bizim lavuğu. histikramda görünce dayanamadı tabii, hırs yaptı mesut. başladı çocuğa alakalı alakasız yazmalara, erotik olduğunu düşündüğü birtakım fotoğraflarını paylaşmaya. çocuk tiskindi bundan. ama bizim izmarite sorsan aşık. "madem o huur beni sevmedi, onun sevdiğinin beni ne kadar sevdiğini görünce 360 derece helak olsun" diyerek inada bindirdi işi.
sonra ne olduğu konusunda rivayet muhtelif.
eşkiya'daki behzat edasıyla "yav kardeşim öyle şey mi olur" demeyin kalın kalın, oluyor. denizkızı'na aşık olan ayak fetişisti bile var, bu niye olmasın. içinden geçen trene aşık olan dağın hikayesine değinmiyorum bile.
mesut hep kırmızı tuborg içer, tekel bayide dolabın başına geldiğimizde "bak nasıl nizami dizilmiş yine kızıl ordu askerleri" diyerek senin de dilini, dudaklarını alkole kurutur. fakat o cehennem alevinin dört tanesini yuttuktan sonra kafası bi değişir. amuda kalkıp ağzındaki pinpon topunu tavana değdirmeye çalışmalar olsun, 119'un 17'ye tam bölünebilmesini sıradan bir olaymış gibi karşılamalar olsun... başka bi insan olurdu.
derken nasıl olduğunu kimsenin anlayamadığı biçimde bi sevgilisi oldu bunun, olduğu yetmezmiş gibi, "usta yeteri kadar içince eski sevgiliye mesaj atma olayını çok merak ediyorum" deyip kızı yok hükmünde saydı. o kızcağızdan minör tonların lirik prensi kafka kıvamında, herbiri dönüp elinde patlamaya kaderlenmiş, "böyle biri yok ki!" ibareli, iadeli taahhütlü mektuplar geliyordu, üzülmesin diye "ağır kanser hastasıyım ve artık seninle görüşerek ölümümle sana da acı vermek istemiyorum" tarzı cevaplar yazdım kaç kez gizlice. mesut da o aralar yeni bi manita kovalıyor.
öehhh... mevzu uzun, kısa keseyim.
kız bundan vazgeçti, kendine jilet gibi de bi manita yaptı. zevk, zeka, zenginlik, zerafet.. her konuda katlayıp altına minder yapar bizim lavuğu. histikramda görünce dayanamadı tabii, hırs yaptı mesut. başladı çocuğa alakalı alakasız yazmalara, erotik olduğunu düşündüğü birtakım fotoğraflarını paylaşmaya. çocuk tiskindi bundan. ama bizim izmarite sorsan aşık. "madem o huur beni sevmedi, onun sevdiğinin beni ne kadar sevdiğini görünce 360 derece helak olsun" diyerek inada bindirdi işi.
sonra ne olduğu konusunda rivayet muhtelif.
hem ruhsal hem de akli dengelerimizle oynayan sistem.
Karl Kraus'un "Die Fackel"deki kehanet gibi ve bu açıdan büyüleyici bir yazısında (1909) afişlerden, mesajlardan, sürekli ayartmayı deneyen satış sloganlarından beyni uyuşmuşken, bir silah tüccarı gelip cazip bir teklifle "Kendi katiliniz olmak istemez misiniz?" diye soruyordu...
Karl Kraus'un "Die Fackel"deki kehanet gibi ve bu açıdan büyüleyici bir yazısında (1909) afişlerden, mesajlardan, sürekli ayartmayı deneyen satış sloganlarından beyni uyuşmuşken, bir silah tüccarı gelip cazip bir teklifle "Kendi katiliniz olmak istemez misiniz?" diye soruyordu...
tercihken bile hoş olmayabilir.
Bazen tek istediğin tümüyle ama tümüyle rahat bırakılmaktır ve sonunda bu gerçekleştiğinde mutsuz olursun... Bu, Tanrı'nın "her şey senin istediğin gibi olsaydı hiçbir şey senin istediğin gibi olmazdı" deme biçimidir.
Bazen tek istediğin tümüyle ama tümüyle rahat bırakılmaktır ve sonunda bu gerçekleştiğinde mutsuz olursun... Bu, Tanrı'nın "her şey senin istediğin gibi olsaydı hiçbir şey senin istediğin gibi olmazdı" deme biçimidir.
Saygıda kusur etmemeye çabalıyorum fakat bazen adam senden yaşça büyük olmayı üstünlük işareti olarak görüyor. Konuşması, üslubu, beden dili sürekli olarak sana şu mesajı veriyor:
O doğduğunda sen henüz doğmamıştın, bu süreçte olaylar farklı gelişebilir ve kendisi o sırada dünyada olduğu halde sen hiç doğmayabilirdin.
Yani o bir "gerçeklik" iken senin sadece bir "ihtimal" olduğun bir dönem vardı. : )
"Demek o ihtimal gerçekleşti ve doğdun ha! iyi, hoş geldin yeğenim.. Şans işte! Otur bakalım, ne içersin?"
O doğduğunda sen henüz doğmamıştın, bu süreçte olaylar farklı gelişebilir ve kendisi o sırada dünyada olduğu halde sen hiç doğmayabilirdin.
Yani o bir "gerçeklik" iken senin sadece bir "ihtimal" olduğun bir dönem vardı. : )
"Demek o ihtimal gerçekleşti ve doğdun ha! iyi, hoş geldin yeğenim.. Şans işte! Otur bakalım, ne içersin?"
"partiler de adeta meydan okur gibi aday tespit etmesin." demiş.
zaten kadınlar da tahrik edici giyinmesin, o saatte sokakta olmasın. muhalifler ayarı kaçırmasın, cumhurbaşkanına saygılı olsun. insanlar ötv'den şikayet edeceğine düşük model telefon kullansın, içki içmesin. maaşlar kirayı karşılamıyorsa akrabalar ortak ev tutup beraber yaşasın.
zaten kadınlar da tahrik edici giyinmesin, o saatte sokakta olmasın. muhalifler ayarı kaçırmasın, cumhurbaşkanına saygılı olsun. insanlar ötv'den şikayet edeceğine düşük model telefon kullansın, içki içmesin. maaşlar kirayı karşılamıyorsa akrabalar ortak ev tutup beraber yaşasın.