bugün
- larisalisa öldü mü10
- özlem zengin19
- b12 takviyesi10
- reis deyince akla ilk gelen13
- gecenin şarkısı9
- yazarların en çok sevdiği aylar29
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey29
- ölsem helvamı hangi yazar yapar21
- gece yatarken kurulan hayaller11
- puura11
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri22
- bazlama açmayı bilmeyen kız8
- sigara içen insan aptaldır32
- üşüyorum sözlük sarılabilir misiniz10
- thusnelda10
- amk diyen kezo8
- sevgilisinden yeni ayrılan kız11
- kanka olmak istediğiniz yazarlar20
- şalgam suyu10
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları20
- sokakta görülen kediye naber lan demek17
- larisalisa23
- sözlük erkeklerinin bu günkü kombini15
- peter parker'ın mutsuz olması11
- istifa etme nedenleriniz16
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur15
- bamya seven erkek25
- hz ömer'in nil nehrine racon kesmesi12
- victor osimhen18
- konusu belirsiz kavga8
- belediye konserleri yasaklansın16
- iki nişan atmış a101 kasiyeri 35 yaşında mizgin16
- müslüman diye hamas'ı savunmak18
- skoda9
- manyak olmaya karar verdim10
- sözlük çirkinlerinin fotoğrafları12
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir19
- işten çıkmaya 1 5 saat kalması8
- erkek olana kadar çocuk yapmak13
- bu tiple kaç sözlük hatununu yatağa atarım11
- nerede o eski yazarlar19
- boyu 1 47 olup gazabımdan kork yazmak11
- anın görüntüsü9
- 10 milyon dolar verseler dinini değiştirir misin12
- hatuna artistlik için öküz gibi içip kusmak10
- eskiamaeksikbiri20
- realite manipülasyonu13
- mel mel vs eylulsabahi36
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı31
- sözlükteki kanka lobisi24
entry'ler (33)
Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi 91.bölüm daha çok lösemi ve lenfoma hastalarının tedavi gördüğü bölümdür.
Ankara'da açılan ilk vegan cafe. Jolly Joker'in karsisinda, Zula'nın bulunduğu binanin üçüncü katındadır. Bir vegan için harika bir yer.
Taraftarlarının açlık grevi yaptığı Türkiye'nin en köklü ve en büyük kulüplerindendir.
(bkz: )https://twitter.com/hasht...MaziOlmas%C4%B1n?src=hash
(bkz: )https://twitter.com/hasht...MaziOlmas%C4%B1n?src=hash
Ali Ucar ve oglu Abdullah Ucar tarafindan isletilen ,Ankara'nin en koklu boks salonlarindan birisi. Bulbulderesi caddesindedir.
Herşeyin en fazlasını istemek.
Cumhuriyet Halk Partisi
Türkiye'nin demokratikleşmesini engelleyen en önemli kurum.
(bkz: darbe)
(bkz: darbe)
Darbe çağrısı yaptıktan sonra kendisine pişman mısınız diye sorulduğunda 'Hayır değilim, söylemek istediğim ortada. Geri adım atmam söz konusu değil. Kimse bana geri adım attıramaz' diyen Chp genel başkan yardımcısı.
aşağıdaki postların yer aldığı insana bu adamlar nerede yaşıyor ve yaşatılıyor dedirten efsane başlık:
1- birkaç veya bazı insanların yaptığı ırkçılığı bütün türkiye ye yüklemek yanlış olur.
bizim milletimiz yabancılara daima biraz daha fazla sempati duyar.yabancılar ilgimizi biraz daha fazla çeker ve çabuk sevebiliriz.türkiye insanının yapısı budur genel olarak.
2- Türkiyede ırkçılık falan yok.
ermenilere yunanlara yahudilere ırkçılık yapılyor demek de moda oldu. kişiye nasıl bir prim sağlıyor bu tür söylemler bilemiyorum ama külliyen yalan, hümanist pozlar vermek için kasmaktan başka birşey değil.
Meseleyi dönüp dolaşıp hıranta bağlayanlara soruyorum türkiyede yaşayan tek ermeni hırantmıydı ? şuanda binlerce ermeni bu ülkede yaşamıyormu ? Onlara kim ne demiş bugune kadar ?
işlerini tıkır tıkır yürütüyorlar, eşek yüküyle para kazanıyorlar, devletin her türlü nimetinde en az normal bir türk vatandaşı kadar yararlanıyorlar. kazansınlar, yararlansınlar.
Olur ki Türkler toplanır bu insanların yoğun yaşadıkları yerleri basar keser biçer o zaman denir ki türkler ırkçılık yapiyor. ama öyle birşey yok.
Neyse Türkiyede ırkçılık yapılıyorsa Türklere yapılıyor görebilene, anlayabilene.
3- bu dediğin farklı bir şey ve kesinlikle ekstern bir örnek. evet bu ülkede 6-7 eylülde rum kökenli vatandaşlara karşı bir saldırı oldu ama bunun sebebine de bakmak lazım. selanik'te Ata'nın evinin bombalandığı haberi üzerine olan bir olaydı o. yani etkiye tepki meselesi.
durduk yerde, ortada hiç bir sebep yokken hiç kimse bir diğerine sırf "rum, ermeni, kürt, laz, çerkez" diye saldırmadı bu ülkede.
ben bu ülkede ırkçılık olduğunu düşünmüyorum. çünkü bu ülke içerisinde yaşayan tüm etnik kökenlerin eşit haklar altında varolduğunu ve yaşadığını düşünüyorum. misal kürt kökenli bir insan( turgut özal) bu ülkede başbakan ve cumhurbaşkanı olabiliyor.
bir müptezel tarafından hrant dink kurşunlandığında, milyonlar bir olup buna tepki verebiliyor.
musevi kökenli vatandaşlar, ülkenin en önemli holdinglerini kurup türk kökenli vatandaşlarla eşit şartlar altında rekabet edebiliyor.
örnekleri çoğaltmak mümkün.
ha karşı tez olarak da "ermeni köpekler ......" sloganları gündeme getirilebilir. ama siz gerçekten o insanların bunu "ırkçılık" olarak mı yaptığını düşünüyosunuz? dahası o şekilde slogan atanlardan kaç tanesinin ırkçılığın ne olduğu hakkında fikrinin olduğunu düşünüyorsunuz ki?
sözün özü... bu ülkede "ırkçılık" kesinlikle yoktur. çünkü bu topraklarda yetişmiş anadolu insanının hamurunda "yaratılanı severim yaratandan ötürü" kültürü vardır.
bu ülkede olsa olsa cehalet vardır. eğitim seviyesi arttıkça da bu durum kendiliğinden düzelecektir.
4- Türkiye'de ırkçılığın zerresi yok,Türkiye'de sürekli ırkçılık kötüdür diye bunu kamuoyunun gözüne bıkmadan usanmadan sokup ırkçılık hortlasın diye mücadele edenler ve bu amaca istemeden yada isteyerek destek verenler var...Irkçlık mesala G.Afrika'da var,gidipte görmenizi tavsiye ederim,belkide ozaman ırkçılığın ne anlama geldiğini anlarsınız...'
1- birkaç veya bazı insanların yaptığı ırkçılığı bütün türkiye ye yüklemek yanlış olur.
bizim milletimiz yabancılara daima biraz daha fazla sempati duyar.yabancılar ilgimizi biraz daha fazla çeker ve çabuk sevebiliriz.türkiye insanının yapısı budur genel olarak.
2- Türkiyede ırkçılık falan yok.
ermenilere yunanlara yahudilere ırkçılık yapılyor demek de moda oldu. kişiye nasıl bir prim sağlıyor bu tür söylemler bilemiyorum ama külliyen yalan, hümanist pozlar vermek için kasmaktan başka birşey değil.
Meseleyi dönüp dolaşıp hıranta bağlayanlara soruyorum türkiyede yaşayan tek ermeni hırantmıydı ? şuanda binlerce ermeni bu ülkede yaşamıyormu ? Onlara kim ne demiş bugune kadar ?
işlerini tıkır tıkır yürütüyorlar, eşek yüküyle para kazanıyorlar, devletin her türlü nimetinde en az normal bir türk vatandaşı kadar yararlanıyorlar. kazansınlar, yararlansınlar.
Olur ki Türkler toplanır bu insanların yoğun yaşadıkları yerleri basar keser biçer o zaman denir ki türkler ırkçılık yapiyor. ama öyle birşey yok.
Neyse Türkiyede ırkçılık yapılıyorsa Türklere yapılıyor görebilene, anlayabilene.
3- bu dediğin farklı bir şey ve kesinlikle ekstern bir örnek. evet bu ülkede 6-7 eylülde rum kökenli vatandaşlara karşı bir saldırı oldu ama bunun sebebine de bakmak lazım. selanik'te Ata'nın evinin bombalandığı haberi üzerine olan bir olaydı o. yani etkiye tepki meselesi.
durduk yerde, ortada hiç bir sebep yokken hiç kimse bir diğerine sırf "rum, ermeni, kürt, laz, çerkez" diye saldırmadı bu ülkede.
ben bu ülkede ırkçılık olduğunu düşünmüyorum. çünkü bu ülke içerisinde yaşayan tüm etnik kökenlerin eşit haklar altında varolduğunu ve yaşadığını düşünüyorum. misal kürt kökenli bir insan( turgut özal) bu ülkede başbakan ve cumhurbaşkanı olabiliyor.
bir müptezel tarafından hrant dink kurşunlandığında, milyonlar bir olup buna tepki verebiliyor.
musevi kökenli vatandaşlar, ülkenin en önemli holdinglerini kurup türk kökenli vatandaşlarla eşit şartlar altında rekabet edebiliyor.
örnekleri çoğaltmak mümkün.
ha karşı tez olarak da "ermeni köpekler ......" sloganları gündeme getirilebilir. ama siz gerçekten o insanların bunu "ırkçılık" olarak mı yaptığını düşünüyosunuz? dahası o şekilde slogan atanlardan kaç tanesinin ırkçılığın ne olduğu hakkında fikrinin olduğunu düşünüyorsunuz ki?
sözün özü... bu ülkede "ırkçılık" kesinlikle yoktur. çünkü bu topraklarda yetişmiş anadolu insanının hamurunda "yaratılanı severim yaratandan ötürü" kültürü vardır.
bu ülkede olsa olsa cehalet vardır. eğitim seviyesi arttıkça da bu durum kendiliğinden düzelecektir.
4- Türkiye'de ırkçılığın zerresi yok,Türkiye'de sürekli ırkçılık kötüdür diye bunu kamuoyunun gözüne bıkmadan usanmadan sokup ırkçılık hortlasın diye mücadele edenler ve bu amaca istemeden yada isteyerek destek verenler var...Irkçlık mesala G.Afrika'da var,gidipte görmenizi tavsiye ederim,belkide ozaman ırkçılığın ne anlama geldiğini anlarsınız...'
şu postun da atıldığı başlık:
Türkiyede ırkçılık yok.
Dünyada zenci topçuları bizim kadar seven bir ülke yok .
ps:gerçek bunlar şaka değil.
Türkiyede ırkçılık yok.
Dünyada zenci topçuları bizim kadar seven bir ülke yok .
ps:gerçek bunlar şaka değil.
şu postun atıldığı başlık:
irkcilik diye bisey yoktur Turk futbolunda.
ircilik nerde cok oluyor italyada, Ispanyada, bazi balkan ulkelerinde bide rusya tarafi.
irkcilik diye bisey yoktur Turk futbolunda.
ircilik nerde cok oluyor italyada, Ispanyada, bazi balkan ulkelerinde bide rusya tarafi.
Tribündergi forumunda açılan, okudukça insanı dehşete düşüren başlık. Başlıktan bir entry:
Maraş, sivas ve çorum olaylarını ırkçılık olarak tanımlamak sanırım bir kavram kargaşasından ileri geliyor.
Irkçılık farklı bir ırktan olana karşı yapılır. Bu olaylarda ölenler Türk, öldürenler de Türk. Bunlar mezhep farklılığından dolayı vuku bulmuş olaylardır. ırkçılıkla ne ilgisi var ? mezhep yobazlığı daha doğru bir tanımlama olmazmı ?
6-7 eylül olayları denmiş. o zaman bende hocalı diyorum, enosis diyorum noldu ? 3-5 rumun camının penceresinin indirilmesiyle eş tutulacak olaylarmı bunlar ?
Tekrar söylüyorum yeryüzünde en çok ırkçılığa soykırıma maruz bırakılmış ulus Türk ulusudur.
Ben Türkçü ya da ülkücü değilim, sosyalistim. Yani bütün ideolojik değerlerden arındırılmış bir durum tespitidir bu.
Maraş, sivas ve çorum olaylarını ırkçılık olarak tanımlamak sanırım bir kavram kargaşasından ileri geliyor.
Irkçılık farklı bir ırktan olana karşı yapılır. Bu olaylarda ölenler Türk, öldürenler de Türk. Bunlar mezhep farklılığından dolayı vuku bulmuş olaylardır. ırkçılıkla ne ilgisi var ? mezhep yobazlığı daha doğru bir tanımlama olmazmı ?
6-7 eylül olayları denmiş. o zaman bende hocalı diyorum, enosis diyorum noldu ? 3-5 rumun camının penceresinin indirilmesiyle eş tutulacak olaylarmı bunlar ?
Tekrar söylüyorum yeryüzünde en çok ırkçılığa soykırıma maruz bırakılmış ulus Türk ulusudur.
Ben Türkçü ya da ülkücü değilim, sosyalistim. Yani bütün ideolojik değerlerden arındırılmış bir durum tespitidir bu.
ASKERiN KAĞIT DURUMU
1. Kârımız 1.1 milyar TL civarı. (Eski: 1.100.000.000.000 TL).
2. Nema oranını yüzde 12, enflasyonun iki katı bekliyoruz.
3. Toplam varlığımız yüzde 12 artıp 12 milyar TL'yi aştı.
4. Yumartalık'taki santralde hissemiz yüzde 100'e çıkıyor.
5. Demir çelik satışımız yüzde 30 artıp 4.7 milyar TL'yi buldu.
6. Demir çelikte 9 aylık kâr 654 milyon TL oldu.
7. 20.7 milyon Amerikan Doları bedelle "Fortune Express' gemisini satın aldık.
8. Bir milyon ton kapasiteli yeni cüruf-çimento tesisi testte.
9. Otomobil fabrikamızda elektrikli versiyon üretimi başladı.
10. Konut için TOKi'den Buca'da arazi satın alındı.
11. Ankara'da 'konut ve ticaret imarlı' arazimizde Migros yapıldı.
12. Kıbrıs mağazamız yenilendi, manav ilave edildi.
13. Grup şirketleri 4 milyar 424 milyon ABD doları ihracat yaptı.
14. Yönetim Kurulu olarak bu neticelerden memnuniyet duymaktayız.
15. Neticelerin ne kadar iyi olduğunu yabancı kuruluşlardan aldığımız reyting notları ile de anlıyoruz.
16. Yine de inanmayıp iyi neticeleri takdir edemeyen bir kısım üye hayret duygumuzu abartısız şekilde çoğaltıyor. Bir kısım kendini bilmez, ileriyi göremeyen, kıskanç, büyük gayeyi göremeyip küçük çıkar peşinde koşan aymaz ve yönlendirilmiş kimselerin çıkardığı kasıtlı dedikodulara inanan olmasına üzülüyoruz. Bazı art niyetli kişilerin burayı bir güç kanıtlama platformu görmek için çabalaması, bireysel eşitlik prensibine sıkı sıkıya bağlı varlığımızı yıkmaya gayret göstermesi, bunun böyle algılanmasına rağmen vakur çizgi izlememizden cesaret alarak terbiyesizliğe varan beyanları yaymaya çalışanları ibretle izliyoruz.
17. Bu faydalı, üretken ve örnek VARLIK ana sütü gibi helal tasarruflarınızla meydana geldi!
E. Korgeneral Yıldırım Türker. OYAK, yani "Ordu Yardımlaşma" Yönetim Kurulu Başkanı.
1. Kârımız 1.1 milyar TL civarı. (Eski: 1.100.000.000.000 TL).
2. Nema oranını yüzde 12, enflasyonun iki katı bekliyoruz.
3. Toplam varlığımız yüzde 12 artıp 12 milyar TL'yi aştı.
4. Yumartalık'taki santralde hissemiz yüzde 100'e çıkıyor.
5. Demir çelik satışımız yüzde 30 artıp 4.7 milyar TL'yi buldu.
6. Demir çelikte 9 aylık kâr 654 milyon TL oldu.
7. 20.7 milyon Amerikan Doları bedelle "Fortune Express' gemisini satın aldık.
8. Bir milyon ton kapasiteli yeni cüruf-çimento tesisi testte.
9. Otomobil fabrikamızda elektrikli versiyon üretimi başladı.
10. Konut için TOKi'den Buca'da arazi satın alındı.
11. Ankara'da 'konut ve ticaret imarlı' arazimizde Migros yapıldı.
12. Kıbrıs mağazamız yenilendi, manav ilave edildi.
13. Grup şirketleri 4 milyar 424 milyon ABD doları ihracat yaptı.
14. Yönetim Kurulu olarak bu neticelerden memnuniyet duymaktayız.
15. Neticelerin ne kadar iyi olduğunu yabancı kuruluşlardan aldığımız reyting notları ile de anlıyoruz.
16. Yine de inanmayıp iyi neticeleri takdir edemeyen bir kısım üye hayret duygumuzu abartısız şekilde çoğaltıyor. Bir kısım kendini bilmez, ileriyi göremeyen, kıskanç, büyük gayeyi göremeyip küçük çıkar peşinde koşan aymaz ve yönlendirilmiş kimselerin çıkardığı kasıtlı dedikodulara inanan olmasına üzülüyoruz. Bazı art niyetli kişilerin burayı bir güç kanıtlama platformu görmek için çabalaması, bireysel eşitlik prensibine sıkı sıkıya bağlı varlığımızı yıkmaya gayret göstermesi, bunun böyle algılanmasına rağmen vakur çizgi izlememizden cesaret alarak terbiyesizliğe varan beyanları yaymaya çalışanları ibretle izliyoruz.
17. Bu faydalı, üretken ve örnek VARLIK ana sütü gibi helal tasarruflarınızla meydana geldi!
E. Korgeneral Yıldırım Türker. OYAK, yani "Ordu Yardımlaşma" Yönetim Kurulu Başkanı.
(bkz: postal yalayıcı)
Gay padişah olur da belediye başkanı olmaz mı
Gay padişah olur da belediye başkanı olmaz mı Geçen haftanın gündeme damgasını vuran olayı, aralarında Murathan Mungan’ın da bulunduğu Barış Meclisi üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DTP’ye destek ziyareti sırasında geçen ’gay belediye başkanı’ muhabbetiydi.
Bu diyalog cuma günü Hürriyet’in manşetiydi. Kısaca hatırlatayım.
Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit, Ufuk Uras, Murathan Mungan ve Sırrı Sakık arasında geçen konuşmada, Bendit’in "AB’ye girerseniz gay belediye başkanına hazır olun" sözü üzerine Mungan "Ben adayım" demiş. Bunun üzerine Uras’ın "Sol destekler, ya DTP" sorusuna da Sakık "Ölümüne destekleriz" cevabını vermişti.
Bu olay bana Hilmi Yavuz’un Roxy tarafından çıkartılan Gaste’nin son sayısındaki Edebiyat ve Eşcinsellik başlıklı yazısını hatırlattı
Hilmi Yavuz yazısına "Türkiye’de eşcinsellik, Cumhuriyet’in bir tabusu olarak görünür" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor: "Osmanlı’nın eşcinselliği neredeyse tarihsel ve cinsel bir norma dönüştürmesine karşılık, Cumhuriyet etiği’nin, eşcinselliği kamusal söylemin dışına çıkardığını söyleyebiliriz sanıyorum. Cumhuriyetin ilk elli yılında, örneğin, bir eşcinsel edebiyattan söz etmek şöyle dursun, yazarların eşcinsel kimliklerinin örtbas edildiklerine tanık olunmuştur. Bugün artık hepimiz biliyoruz: Hüseyin Rahmi Gürpınar eşcinseldi; Nahid Sırrı Örik de öyle! Abdülhak Şinasi Hisar da! Hatta, Sait Faik de! Oysa ne Hüseyin Rahmi’nin, ne Nahid Sırrı’nın, ne de Abdülhak Şinasi’nin yapıtlarında en ufak bir eşcinsel ima bulmak mümkündür. Belki Sait Faik’te, biraz! Özel yaşamlarında da, eşcinselliklerini titiz bir mahremiyetle korumaktan yana olduklarını biliyoruz onların. Bir marjinallik olarak eşcinselliğin, çoğulcu yaşamın bir segmenti konumuyla, kamusal alanda ’görünür’ ve ’konuşulur’ olması 1970’lerden sonradır. Bugün artık, cinsel tercihlerini gizleme gereği duymayan eşcinsel yazarlarımız, şairlerimiz var. Adlarını hepimiz biliyoruz!"
FATiH DE EŞCiNSELDi
Hilmi Yavuz yazısının bundan sonraki bölümünde ise sözü asıl Osmanlı eşcinselliğine getiriyor ve orada da Fatih Sultan Mehmed’in Avni mahlasıyla yazdığı divan şiirlerinde bunun net bir şekilde ortaya konduğunu, hatta bir vezirini sevgilisine ilgi gösterdi diye hapse attırdığını yazıyor:
"Hatırlayanınız var mıdır, bilmiyorum. Ama bundan tam on yıl önce Fatih Sultan Mehmed’in eşcinsel olduğu konusunda bazı tartışmalar olmuştu. Fatih’in ünlü iki gazeli vardır: Birincisinde, ’Veyis’ adında bir güzel oğlanı över, gazelin sonunda da ’Ey Avni! Taliin iyi gitti ve o sevgili (Veyis) misafirin oldu. Fırsatı kaçırma; zira Veyis bin cana bedeldir’ der. Malum, ’Avni’ Fatih Sultan Mehmed’in mahlasıdır; yani, şiirde kullandığı adı! ikinci gazelde, Galata’da bir kilisede görevli genç bir papazı öve öve bitiremez Fatih.
..
Fatih Sultan Mehmed’in eşcinselliğinden Osmanlı rahatsızlık duymamış ki! Rahatsızlığı, bugünün etik kriterleriyle geçmişi ’aklamaya’(!) çalışanlar hissediyor... Osmanlı’nın bu konuda gizlisi saklısı yok! Veziri Ahmed Paşa’nın, gözdesi olan oğlanlardan birine gönül vermesi üzerine, gazaba gelip onu ’Kapıcılar Odası’na hapseden de Fatih Sultan Mehmed’den başkası değildir."
Yazıdan çıkan sonuca ve Meclis’te yaşanan diyaloğa dönersek, Murathan Mungan neden belediye başkanı olmasın ki? Tarih tekerrürden ibaret değil miydi?
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=312628
Gay padişah olur da belediye başkanı olmaz mı Geçen haftanın gündeme damgasını vuran olayı, aralarında Murathan Mungan’ın da bulunduğu Barış Meclisi üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DTP’ye destek ziyareti sırasında geçen ’gay belediye başkanı’ muhabbetiydi.
Bu diyalog cuma günü Hürriyet’in manşetiydi. Kısaca hatırlatayım.
Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bendit, Ufuk Uras, Murathan Mungan ve Sırrı Sakık arasında geçen konuşmada, Bendit’in "AB’ye girerseniz gay belediye başkanına hazır olun" sözü üzerine Mungan "Ben adayım" demiş. Bunun üzerine Uras’ın "Sol destekler, ya DTP" sorusuna da Sakık "Ölümüne destekleriz" cevabını vermişti.
Bu olay bana Hilmi Yavuz’un Roxy tarafından çıkartılan Gaste’nin son sayısındaki Edebiyat ve Eşcinsellik başlıklı yazısını hatırlattı
Hilmi Yavuz yazısına "Türkiye’de eşcinsellik, Cumhuriyet’in bir tabusu olarak görünür" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor: "Osmanlı’nın eşcinselliği neredeyse tarihsel ve cinsel bir norma dönüştürmesine karşılık, Cumhuriyet etiği’nin, eşcinselliği kamusal söylemin dışına çıkardığını söyleyebiliriz sanıyorum. Cumhuriyetin ilk elli yılında, örneğin, bir eşcinsel edebiyattan söz etmek şöyle dursun, yazarların eşcinsel kimliklerinin örtbas edildiklerine tanık olunmuştur. Bugün artık hepimiz biliyoruz: Hüseyin Rahmi Gürpınar eşcinseldi; Nahid Sırrı Örik de öyle! Abdülhak Şinasi Hisar da! Hatta, Sait Faik de! Oysa ne Hüseyin Rahmi’nin, ne Nahid Sırrı’nın, ne de Abdülhak Şinasi’nin yapıtlarında en ufak bir eşcinsel ima bulmak mümkündür. Belki Sait Faik’te, biraz! Özel yaşamlarında da, eşcinselliklerini titiz bir mahremiyetle korumaktan yana olduklarını biliyoruz onların. Bir marjinallik olarak eşcinselliğin, çoğulcu yaşamın bir segmenti konumuyla, kamusal alanda ’görünür’ ve ’konuşulur’ olması 1970’lerden sonradır. Bugün artık, cinsel tercihlerini gizleme gereği duymayan eşcinsel yazarlarımız, şairlerimiz var. Adlarını hepimiz biliyoruz!"
FATiH DE EŞCiNSELDi
Hilmi Yavuz yazısının bundan sonraki bölümünde ise sözü asıl Osmanlı eşcinselliğine getiriyor ve orada da Fatih Sultan Mehmed’in Avni mahlasıyla yazdığı divan şiirlerinde bunun net bir şekilde ortaya konduğunu, hatta bir vezirini sevgilisine ilgi gösterdi diye hapse attırdığını yazıyor:
"Hatırlayanınız var mıdır, bilmiyorum. Ama bundan tam on yıl önce Fatih Sultan Mehmed’in eşcinsel olduğu konusunda bazı tartışmalar olmuştu. Fatih’in ünlü iki gazeli vardır: Birincisinde, ’Veyis’ adında bir güzel oğlanı över, gazelin sonunda da ’Ey Avni! Taliin iyi gitti ve o sevgili (Veyis) misafirin oldu. Fırsatı kaçırma; zira Veyis bin cana bedeldir’ der. Malum, ’Avni’ Fatih Sultan Mehmed’in mahlasıdır; yani, şiirde kullandığı adı! ikinci gazelde, Galata’da bir kilisede görevli genç bir papazı öve öve bitiremez Fatih.
..
Fatih Sultan Mehmed’in eşcinselliğinden Osmanlı rahatsızlık duymamış ki! Rahatsızlığı, bugünün etik kriterleriyle geçmişi ’aklamaya’(!) çalışanlar hissediyor... Osmanlı’nın bu konuda gizlisi saklısı yok! Veziri Ahmed Paşa’nın, gözdesi olan oğlanlardan birine gönül vermesi üzerine, gazaba gelip onu ’Kapıcılar Odası’na hapseden de Fatih Sultan Mehmed’den başkası değildir."
Yazıdan çıkan sonuca ve Meclis’te yaşanan diyaloğa dönersek, Murathan Mungan neden belediye başkanı olmasın ki? Tarih tekerrürden ibaret değil miydi?
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=312628
No one likes us, no one likes us
No one likes us, we don't care!
We are Millwall, super Millwall
We are Millwall from The Den!
No one likes us, no one likes us
No one likes us, we don't care!
We are Millwall, super Millwall
We are Millwall from The Den!
No one likes us, we don't care!
We are Millwall, super Millwall
We are Millwall from The Den!
No one likes us, no one likes us
No one likes us, we don't care!
We are Millwall, super Millwall
We are Millwall from The Den!
Gün itibariyle malatyayı yenerek kupada eski günlerine döneceğine inandığım Türkiyenin en eski kulüplerinden biri.
Nam-ı diğer:Kupa beyi
Nam-ı diğer:Kupa beyi