bugün

31 ekim 2010 beşiktaş sivasspor maçı

ligin en rahat maçı olabilecekken beşiktaş'ın haybeye sevenlerini kemoterapiye soktuğu maç olmuştur. ilk dakikalarda hz.guti'nin mucizevi pasıyla, ibo'nun aracılığıyla bulduğumuz güzel golün ardından tribünde oh bee ilk kez rahat bi maç izleyeceğiz diye dostlarla aklımızdan geçiririrken ilerleyen dakikalarda gelen golün ardından "efsane yazdın tarihe beşiktaş" tezahüratıyla iyice aşka gelmiştik ve ilk yarıyı güzel futbol ve güzel bi tribün performansıyla sonlandırmıştık. devre arası geyiklerinde gayri ciddi olarak bu beşiktaş ne yapar eder 2. yarıyı bize zehir eder muhabbeti anlamsız bi şekilde gülüşmeler içerisinde dolanmaya başlamıştı. 2. yarı başladığında necip'in açık büfe ikramıyla golü yemiştik ve beşiktaş birkez daha bizlere, ne sandınız lan ipneler varmı öyle rahat maç izlemek dercesine koca 45 dakikada tek gol pozisyonunu reva görmüştü. maçın son saniyesinde gelen poziyon ömrümden en az 1-2 sene götürmüştür heralde. sanırım gol olsa tamamını bir çırpıda tüketebilirdi. maç bitiminde kimsenin galip geldik diye sevindiğine rastlamadım ki bahsettiğimiz takım ligte tek galibiyeti bulunan, yeni hoca değişikliğine gitmiş sivasspor. maçtan aklımda kalan hz.guti'nin ayağından ziyade beyniyle attığı pasları ve son dakika kaçan sivasspor'un gol pozisyonu. inşallah kasımpaşa maçında sadece akıllarda kalan guti ve q7 nin pas ve golleri olur.