bugün

kendi mistik imgeleminde otlayan yalnız öküz

ruhu, rüzgâra maruz bir mum gibi titriyordu. Ve titreyen ruhuyla, kül renkli ufuklara bakarken, hayatında, yüreğinden bir yaprak daha, kopup ufuklarda bitiyordu.

Düşlerini kaybetmiş bir denizin hüznü vardı içinde. Ona, özleminin kumsal olduğunu hatırlatacak alizeleri bekliyordu ufuklardan. Gökleri mavisini yitirmişse, imdadına gönüller koşmalıydı bu gece. Bir kıpırtı olmalı içinde, bir hareket, bir ses... Bu yürek böyle durgun olmamalıydı, böyle solgun olmamalıydı can yaprağı.

öküzdü nihayetinde, gözü ufuklara dalıp giden bir öküz...