bugün

gazoz kapagi

revirci oldu efenim bu adam...

bir de yazıhaneye yardım ediyor, bir de mühendis olması nedeniyle bazı çizim işleri kitlendi kendisine veee 4 saat çelik yelek ve kompozit başlıkla nöbet tutuyor (çelik yelek yaklaşık 6.5 kg falan sanırım, başlık 1.5 kg, g3 4.25 ve dolu şarjör de yaklaşık 0.75 kg)... üstümde bi' ağırlık bi' ağırlık ki sorma...

eğlenceli lan askerlik yani yorucu ama zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun... şimdi nasıl mı giriyorum; revirciyiz dedik ya olmmm.. bi' gümüşsuyu ask. hast. bi' kasımpaşa ask. hast... kış da geliyor yavaş yavaş... hastalar da artar sevkler de... eheheh..

yeni kelimeler eklendi dağarcığıma;
''ya...ğa kadar yolun var'',
birileri nöbete giderken ''bennnn mi gideyimmm'' ya da başkası herhangi bir şey yaparken ''ben mi......'' ''aynen aynen...'' ama en güzeli ''yarraaaaa kadar yolu(n) var'' bak sansürlemedim şimdi, ayıp olmuş mudur ki? sikerler hafız boşver... ağzım bozuktur, bilen bilir ama oraya girince daha da bozuldu... yoruluyorum ama sövdükçe rahatlıyorum da... karmaşık bir şey...

neyse, satırlarıma son verirken; (yok daha taksim'e gidicez hacı, iki tur atalım... askerlik anısı yazmayacağım askerlik yaptığım süre boyunca...) küçüklerin ellerinden büyüklerin gözlerinden ya da kim neresinden isterse orasından öpüyorum...