bugün

vesikalık fotoğraf

çekilmesi ve fotoğrafı elinize aldığınız an olmak üzere iki türlü işkence, dumur ve asabiyet halidir.
çeken kişi genelde 40-50 yaşlarında, heyecanlı bir adamdır. verdiği direktifleri hemen yapmazsanız bomba patlayacakmış edalarını takınır, ses tonu yüksektir, istediği şeyi yanlış yaparsanız azarlar.
-eveeeet baş sola!
-biraz yukarı kaldır!
-biraz aşağı indir çok oldu!
+(öff bee)
-yahu kazık gibi durma, baş hafif yukarı! bak hafif diyorum sen tavana bakıyosun!!
+(aaa sıçıcam ama!)
-gül biraz, biraz daha. aç ağzı göster dişleri!hadi!
+(işkence lan bu gitsem mi napsam, bi de gül diyo adam, lan sinir ettin nasıl gülim!)
-doğal ol biraz! gözlerinin içini güldür!
+(ahaha salak gözlerinin içini güldür dedi)
-heh işte böyle! omuzlar dik, elleri birleştir!
+ya çekin bitsin, zaten sadece kafa lazım bana şekle gerek yok.
-bu işin bir adabı var, söylediklerimi yaparsan hemen biter.
bu son cümlede azarı işitip, poz verme konusunda ne kadar yeteneksiz olduğunuzu da anlayarak, üstün bir çaba sarf eder ve sonunda muradınıza erersiniz.

fotoğrafın ele ilk alındığı an ise dumur anıdır. fotoğraf ele alınır, ilk saliselerde akıldan "lan yanlış kişinin fotoğrafını vermişler" geçer. adam öyle bir photoshop yapmıştır ki surat denen bir şey kalmamıştır. burnun üzerindeki leke, benler, çizgiler, hatlar, hiç bir şey yok! sanki flu biz zemin üzerine kaş göz koymuşlar. zaten poz da allahlık, o boyunla kafa nasıl o şekilde durabilmiş anatomiye aykırı. yüzdeki ifade, güya doğal olan gülümseme, duruş, bakış.. bir de bu fotoğraf kimlikler, başvurular, ikametgah gibi durumlarda kullanılacak, ne kadar rezil! ama üzülme, hiç bir insan vesikalık fotoğrafındaki kadar çirkin değildir.