bugün

yalnızız

--spoiler--
öncelikle belirtelim peyami safa'nın bütün romanları türk muhafazakar düşüncesinin kadına ikircikli bakışı konusunda eşsiz metinlerdir. tüm romanlarında az çok kadının tekinsiz bir varlık olduğuna vurgu vardır ve kadının ilerlemeye çağdaşlaşmaya koşut olarak medeniyetle tanışma anı peyami safa ve genel olarak türk muhafazakar düşüncesi açısından başlı başına bir problemdir. yalnızız da kadına bakış açısıyla son derece taraflı bir roman. erkek bakış açısıyla ve erkeklerin üst perdeden konuşma iktidarını meşrulaştıran bir anlatım var. kitap boyunca kocasını aldatıp sefih bir yaşam süren necile'yi, para için pariste ihtiyar bir adama kaçan feriha'yı ya da birden fazla erkekle birlikte olup samim'i aldatan meral i samim'in (erkeğin) bakış açısından yerin dibine batırıp, ahlaki anlamda düşük kategoride değerlendirirken öz kızı olup olmadığı belirsiz , kendinden 25 yaş küçük bir kızla ilişkisi olan romanda aklı temsil eden samim'in moral değerleri roman boyunca övülür. romanın sonunda samim'in hayatına girmiş anne-kız bir şekilde felakete sürükleniken, samim felsefe yapmaya devam eder. düşkün addedilen kadın romanın sonunda düşkünlüğünün ilahi bedelini öderken en az onlar kadar suçlu samim'e ise hiç bir şey olmaz. peyami safa diğer romanlarında olduğu gibi yoldan çıkan kadınların muhakkak ilahi ya da dünyevi bir cezalandırmadan nasibini alması gerektiğini bu romanda da göstermiştir.
ahlaka dair bu kadar kafa yoran, başka bir dünyanın başka temeller üzerine kurulan bir değerler sisteminin yani simeranya'nın felsefesini yapan adamın bizzat kendisi ahlaki açıdan son derece tartışılır bir durumda olmasına rağmen yazar roman boyunca verdiği olması gereken dünya düzeni mesajlarını hep samim'in ağzından verir.
peyami safa meçhule ilgi duyan kadınları asla affetmez romanlarında. genelde bir mekan üzerinden betimlenen meçhul, kadın için tuzaktır. fatih- harbiye de harbiye'nin temsil ettiği değerlere ilgi duyan kadın, bir akşamdı da istanbul'u merak eden kadın ya da yalnızız da parisi merak eden kadın. üçünün de bu mekan ve dolayısıyle materyalist zevkler addedilen macera merakları roman boyunca yargılanır. kadın için en güvenli yol bulunduğu yerde kalmaktır. yalnızız da meral'in saadeti onun hayatına müdahale eden tüm erkekler için eylemsizliktedir. ne abisi ne sevgilisi ne babası meral'in kendisi içi iyinin ne olabileceğini seçebileceğine inanır. dolayısıyla kadına dair bütün kararların erkekler tarafından alındığı bir dünya muhafazakar düşünceye göre daha güvenlidir. romanın psikolojik tahlil olarak karakterlerin iç dünyasına inme açısından çok güçlü bölümleri olduğu muhakkak ama romanda peyami safa'nın vermek istediği mesajları bazen tamamen romandan koparak vermesi göze batan bir unsur. hele romanın sonunda manevi değerlerimize geri dönelim tarzı mesaj son derece didaktik bir sonla romanı bitirir ki romanın bütün olay örgüsünü araçsallaştıran bir anlama geldiğini algılarız okuyucu olarak. türkiye'de muhafazakar düşüncenin en önde gelen kalemlerinden birisi olması hasebiyle peyami safa kontrollü değişim mesajını bütün romanlarında kadınlar üzerinden vermeyi ve kontrolsüz değişimin kadınlar için dolayısıyla kadınları felakete sürüklenmiş erkekler içinde ne kadar yıkıcı olabileceğini anlatmaktan asla vazgeçmemiştir. bu romanlar feminist bir okumayla ele alınırsa aslında kadına yönelik kültürel değerlerin nasıl üretildiği ve edebiyatın da bu konuda hiç de masum olmadığı sanırım daha iyi anlaşılır.
--spoiler--