bugün

umut

küçük istavrit yiyecek birşey sanıp, hızla atladı çapariye önce müthiş, bir acı duydu dudağında, gümbür gümbür oldu yüreği sonra hızla çekildi yukarıya...
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü neye benzerdi acaba gökyüzü?
'dudağı yarıklar' denir ya... şanslıdır onlar, hani görüpte gökyüzünü, insanı, oltadan son anda kurtulanlar.
ne fayda
Balıkcının parmakları hoyratca kavradı onu küçük istavrit anladı; yolun sonu..
koca denizlere sığmazdı yüreği, oysa şimdi yüzerken yeşil leğende cansız uzanıvermiş, dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
insanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi yalanarak baktı gözünün içine. yavaşca karardı dünya, başı dönüyordu son kez düşündü deli maviyi...
işte tam o anda eğilip aldım onu, yürüdüm deniz kenarına bir öpücük kondurdum başına, iki damla göz yaşından ibaret sade bir törenle saldım deniz sularına...
biran öyle bakakaldı. sonra sevinçle dibe daldı, gitti tüm kaderini söküp atarak teşekkürüde ihmal etmemişti bir kaç değerli pulunu avcumda bırakarak.
balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme sorar gibiydiler
'neden yaptın bunu' diye.
birşey demedim ama demek istedim
'' birgün bulursam kendimi yeşil bir leğende küçük istavrit kadar çaresiz son ana kadar hep bir umudum olsun diye''.