bugün

perfume the story of a murderer

Ben filmi izledim ancak kitabını okumadım. Filmi izledikten sonra filmin sonu bana da çok saçma gelmişti. Ancak biraz düşününce sanırım anladım. Filmin hemen başında Graneuille hapisten çıkarılıp idam edileceği yere götürüldüğünde halk idam için sabırsızlanıyor ve onun aleyhinde tezahürat ediyorlardı. Görevli ise idamın ne şekilde olacağı konusunda halkı bilgilendiriyordu. Yani karar kesindi ve idam kaçınılmazdı. Graneuille bir gün kokusunun olamadığını fark edince ne kadar basit ve anlamsız olduğunu düşünür ve insanlar için hiçbir değerinin olmadığı hissine kapılır. Bu acı halinin, fakirliğinin, değersizliğinin ve kötü kaderinin sebebini kokusunun olmayışına bağlar belki de. Asil, soylu, zengin insanlarla karşılaştıkça ve farklı farklı insanları görünce, onların güzel kokularının etkisinde kalır. Oysa kendisinin esir olarak yaşadığı ve çalıştığı; hatta doğduğu yer oldukça kötü kokan ve kötü kokulu insanların yaşadığı yerlerdi. Böylece Graneuille bu kötü kaderine savaş açar. Graneuille kendi kokusunun olmadığını anlayınca insan kokusunu merak eder ve kendisine karşı konulamaz güzellikte bir koku yapma kararı alır. Böylece kendisinde olmayan zenginlik, saygınlık gibi pek çok niteliği kazanabileceğini düşünür. Graneuille etrafındaki tüm güzel kızları bir bir yakalayıp vahşice öldürdükten sonra üzerlerinde saçma sapan deneyler yapmaya başlar. Bunlar ne kadar da yanlış olsalar onun doğrularıydı. Çünkü onda bi tür kişilik bozukluğu vardı. Graneuille çok farklı bir kişilikti. Koku alma duyusunun çok gelişkin olmasına karşın diğer duygu ve duyuların birçoğundan mahrumdu. Dikkat ederseniz öldürdüğü kızların çok güzel olmalarına karşın onlara tecavüz etmiyor, sadece kokularını almaya çalışıyordu kendince. Çünkü onun acıma, sevme, gibi diğer tüm duyguları belki de yaşadığı çevrenin olumsuz etkilerinden dolayı tamamen körelmişti. Kısa süre sonra Graneuille ülkesinde vahşi ve acımasız bir seri katil olarak ünlenmiştir ve yakalanıp idam edilmiştir. Filmin sonunda olanlar tamamen Graneuille'ün bilinç altı ve hayal gücünün bir eseridir. Yönetmen filmin sonunu Graneuille'ün bakış açısıyla işlemiştir. Graneuille yaptığı cinayetler ve sapıkça deneyle sonunda elde etmiş olduğu koku sayesinde yaşamı boyunca elde edemediği asillik ve saygınlığı kazandığını düşünüyor ve idamın farkında bile olmadan doğduğu yerde bir melek olarak ve yine vahşice öldürüldüğünü kurguluyor. Yani filmin başında olanlar başroldeki kahramanın hayal ürünüdür. Gerçekler filmin başında gösterilmiştir. izleyenler bilir; yine bir Fransız yapımı olan Alexandre Aja'nın yönetmenliğinde hazırlanmış 'Yüksek Tansiyon' filmi benzer bir sonla bitirilmiştir. O filmi de tavsiye ederim.