bugün

to bid you farewell

tam manasıyla progressive bir sanat eseri. opethin şu dünyaya bırakmış olduğu muhteşem ayrılık şarkısı... insanı bir dünyadan öbür dünyaya sürükler... mikael akerfeldtin boynuz yedikten sonra yaşadığı ikilemi anlatır...**
şarkının ortasını geçtikten sonra tekrarlayan bir düzine kadar ritm ve ardından gelen her seferinde farklı bir sesle zaten öncesinde mayışmış olan ruhunuzu emer. i stand motionless der ya başlarında, oralarda aslında hipnotize ediyor sizi. farkında değiliz... ben bugün hissettim bunu o yüzden yazma ihtiyacı hissettim. bekledim ne zaman girecek dedim o eşsiz bateri ve akustiğe abanışlar... midem kasıldı şerefsizim. şarkıyı yaşadım resmen... daha da yaklaştı. sanki yaklaştıkça içimden bir parça kopacakmış gibi oldu... elektronun muhteşem sesi duyulduğu zaman zaten şarkının bütün herşeyi size bambaşka gelmeye başlıyor. opeth etkisi de bu olsa gerek sanırım. çünkü akustik gitardan sonra gelen bu tip ani girişler ve çıkışlar metal sevmeyen çoğu arkadaşıma opethi dinletebiliyor. müzik denen şey bu kadar büyüleyici işte. opeth denen insan evlatları da bu kadar yaratıcı ve sanatçı işte. şarkının sonunda atılan riff ve genel sözlerinden bahsetmeye gerek dahi duymuyorum.

ve entrymi bitirirken buradan mikael akerfeldtin annesine seslenmek istiyorum: ablacım böyle bir insanı doğurduğun için çok teşekkür ediyorum sana. bu adam bir deha!

edit: harf hatası.