bugün
- fenerbahçe14
- mini etek giyen kızın ağzını burnunu kıran çomar14
- ianis hagi9
- üni sınavını kazanamayan yönetici istemiyorum13
- ramazan günü sokakta sigara içen insan30
- mert hakan yandaş18
- 13 mart 2025 glasgow rangers fenerbahçe maçı78
- uludağ sözlük 2025 hataları12
- akp döneminde gelir düzeyi yükseldi mi17
- ekrem imamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi38
- v a m p i r o v11
- emekli ikramiyesinin 33 kilo hurmadan 6'ya düşüşü10
- judas'ın geri dönmesi10
- galatasaray23
- maço erkek vs alfa erkek10
- erkek adamın erkek oğlu olur8
- 2 nisan 2025 fenerbahçe galatasaray maçıp11
- evli kadınla ilişki yaşar mısınız20
- elenmeyi başarı olarak gören zihniyet16
- kadınlar neden seks sevmiyor sorunsalı29
- araba'nın komple masraf olması12
- aykolik ve gülşen benzerliği8
- ekrem imamoğlunun ingilizce mezunu olması12
- sahurdayız uludağ sözlük30
- anın görüntüsü13
- ciddi ciddi imamoğlunun kazanacağını sanan insan19
- ilk buluşmada sanayi tostu yemeye gitmek15
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları21
- ramazan hoca12
- yüksek enflasyon14
- küçük prens20
- çok zengin olsanız ne yapardınız14
- mhp liler artık ahmet kaya'yı da sevecek mi19
- chatgpt14
- bir kadına ütü yapmayı öğretmek14
- chatgbt10
- alparslan kuytul13
- kuresel ikinma vs bik bik22
- akp döneminin çuvallamasının asıl nedeni14
- erdoğanın 92 yaşındaki dedeye elini öptürmesi13
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları12
- en sevdiğiniz aktörler17
- klarnet calan sarapci koala 626
- nervio ile sabahlamak9
- küresel ıkınma14
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek24
- fotokopiçi20
- zehra güneş'e rağmen allah'a inanmayan ateist8
- psikolojisi bozuk yazarlar39
- şinasi yurtsever17
1 Ocak 1991 yılında Konya'nın Akşehir ilçesinde doğmuş şehidimizin uçmağa vardığı gün bugün.
Tam 50 gün önce de ad gününü kutlamıştık.
Babası Fuat Mahir Çakıroğlu ile annesi Özlem Çakıroğlu'nun tek evladıydı.
1996 yılında öğretmen olan annesi Özlem Çakıroğlu'nun Diyarbakır'a tayini üzerine çocukluğunu ve ilkokul yıllarını Diyarbakır'da geçirdi, büyük ihtimalle Türk çocuğu olduğu için Kürtçüler tarafından ezildiği yıllardı bu yıllar, o yüzden vatanına ve milletine sıkı sıkıya bağlandı.
Çözüm süreci denilen saçmalıkta Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. Sınıf Öğrencisiydi.
Kendisi gibi yiğit, cesur Türk gençleri yetiştirecekti.
Ama hain, vatansız, soysuz köpekler tarafından şehit edildi...
Ah be Fırat...
Acaba annenin tayini Diyarbakır'a çıktığında nasıl ayrımcılıklar gördün Türk çocuğu olduğun için?
Doğar doğmaz Türk nefreti aşılanan soysuzlar nasıl davrandı sana?
Neler yaptılar sana da vatanına böyle sıkı sıkıya bağlandın?
Yazarken gözlerim doluyor, çünkü anlıyorum Fırat.
Seni çok iyi anlıyorum Fırat.
Onların o nefretini çocukluğunu onların içinde geçirmeyenler anlamaz zaten, boş ver bu zavallıları.
O seni şehit edenlerin pis kanından olan soysuzlar, kendi eli sapanlı minik şeytan teröristlerini cici göstermek için ne yalanlar söyledi de onlar kadar değer görmedin, en çokta buna yanıyorum Fırat.
Bu arada hiçbir şey değişmedi Fırat.
O soysuzlar hala istilalarına devam ediyor, durmuyorlar, Türk kardeşlerimiz uyuyor, kirli bir ittifak altında, Atatürk'ümüzün de ismini istismar ederek, Atatürkçü olduklarını söyleyerek kandırıyorlar artık halkımızı.
Atatürkçüyüm diyenler, PKK'nın siyasi ayağı HDP'lilerle aynı söylemlere sahip, aynı dili kullanıyor ve ittifak içerisinde.
Üzülüyorum Fırat, bugün yaşasaydın, Atatürkçü olduğunu iddia eden o insanların nasıl HDP-KK'lılarla aynı yolda yürüdüğünü görsen eminim sen de üzülürdün...
görsel
görsel
Bu arada ben de barış süreci, çözüm süreci denilen saçmalıkta bir Türk olarak çok zor şartlar altında mezun olmayı başardım Fırat.
Ama sen o kadar şanslı olamadın.
Belki vatan ve millet sevgim seninki kadar yüce değildi o sıralarda ya da umursamamaya çalışıyordum, o yüzden sağ kurtuldum.
Ama orada bile çok kötü şeyler yaşadı tüm vatansever arkadaşlarım, bunlara şahit oldum Fırat.
Sürekli olay çıkarırdı HDP-KK'lılar gereksiz yere ve poliste hiçbir şey yapmazdı.
Resmen içeriden istila edilmişti üniversitemiz...
Senin gibi etten kemikten vücudunu vatanı için kalkan yapan genç arkadaşlarımızda vardı tabii.
Talat Paşa'mızın, Enver Paşa'mızın fotoğrafları üstlerine "Katil" yazılarak asılırdı kampüslerde, PKK militanlarının fotoğrafları asılır, her yerde HDP afişleri görürdük.
Hiç kimse o fotoğrafları oradan kaldıracak kadar da cesaretli değildi, senin gibi gençlerimiz hariç.
Ama HDP-KK'lılar her şeye rağmen biz Türkleri çok fena eziyorlardı, yanlarında bir de Türk olduğunu iddia eden soysuz sahte solcular vardı tabii.
Her yaptıkları eylemlerde attıkları terör örgütü sloganlarından sonra ''bunlar bizden değil, biz masumuz.'' gibi şeyler söylerlerdi.
Dhkp-c'liler dersi basıp adam döverdi, kimse müdahale edemez, korkudan sinmiş halde derslerine devam ederdi.
Kandil gibi bir yerdi üniversitemiz.
Akademisyenlerde bu terör sempatizanlarını mağdur görür, mazlum olduklarına inanır ve onlara sempati ile bakardı en garibi.
Çünkü onların yanında süt dökmüş kediye dönerlerdi, onların gerçek yüzünü, Türklere duydukları o nefreti ve kini bilmezlerdi.
Bu terör sempatizanlarına karşı gelsek senin gibi bizlerde şehit olurduk Fırat, eminim.
Çünkü Türkçülerin arasına sızmış solcu-sazcı sözde aydın tipler vardı bizim üniversitemizde ve fişleniyordu Türkçü arkadaşlarımız.
Her pkk, dhkp-c sloganlarının atıldığı eylemde ''bunlar dışarıdan geldi.'' diyen tipler, PKK'lıların, DHKP-C'lilerin akrabası ya da kankasıydı.
Türk üniversiteleri adına hiçbir şey değişmedi Fırat.
Kürtçüler tarafından Türk üniversitelerinin esir alınmış olması rezilliği devam ediyor ve bu PKK'lılar en büyük desteği eli sazlı, Sahte Atatürkçü, y-CHP'ye gözü kapalı oy basan solculardan alıyorlar.
En kötüsü de ne biliyor musun Fırat?
Baroları, Mimarlar Odasını, Türk Tabipler birliğini, Kadın hakları, lgbt, küresel iklim krizi örgütlerini ele geçirdi bu zihniyet ve durmuyorlar, durmak bilmiyor Fırat.
Çok kötüyüm Fırat, çok kötüyüm çünkü sen etten kemikten bedenini bu ülke toprakları bölünmesin, Atatürk'ümüzün kurduğu Türkiye Cumhuriyetimizin birliği ve beraberliği bozulmasın, PKK'lılar gençlerimizi ideolojik tecavüzlerle asimile etmesin, Kürtçü yapmasın diye bir savaş verirken, y-CHP'li Sahte Atatürkçüler de bu insanlarla artık gizli değil, açık açık bir ittifak haline ülkemize ikinci bir çözüm süreci yaşatmaya çalışıyor.
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama sen en cesurumuzdun, en yiğidimizdin seni aramızdan aldılar...
Umarım ikinci bir çözüm süreci yaşatacak olan ve senin gibi en yiğitlerimizi, en cesurlarımızı aramızdan alacak olan bu kirli ittifaka karşı halkımız uyanır da, benzer şeyler yaşamayız Fırat.
Umarım.
Uçmağa vardığın gün kutlu olsun kardeşim benim...
Vaktiyle bir Fırat varmış, var olsun!
Tam 50 gün önce de ad gününü kutlamıştık.
Babası Fuat Mahir Çakıroğlu ile annesi Özlem Çakıroğlu'nun tek evladıydı.
1996 yılında öğretmen olan annesi Özlem Çakıroğlu'nun Diyarbakır'a tayini üzerine çocukluğunu ve ilkokul yıllarını Diyarbakır'da geçirdi, büyük ihtimalle Türk çocuğu olduğu için Kürtçüler tarafından ezildiği yıllardı bu yıllar, o yüzden vatanına ve milletine sıkı sıkıya bağlandı.
Çözüm süreci denilen saçmalıkta Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. Sınıf Öğrencisiydi.
Kendisi gibi yiğit, cesur Türk gençleri yetiştirecekti.
Ama hain, vatansız, soysuz köpekler tarafından şehit edildi...
Ah be Fırat...
Acaba annenin tayini Diyarbakır'a çıktığında nasıl ayrımcılıklar gördün Türk çocuğu olduğun için?
Doğar doğmaz Türk nefreti aşılanan soysuzlar nasıl davrandı sana?
Neler yaptılar sana da vatanına böyle sıkı sıkıya bağlandın?
Yazarken gözlerim doluyor, çünkü anlıyorum Fırat.
Seni çok iyi anlıyorum Fırat.
Onların o nefretini çocukluğunu onların içinde geçirmeyenler anlamaz zaten, boş ver bu zavallıları.
O seni şehit edenlerin pis kanından olan soysuzlar, kendi eli sapanlı minik şeytan teröristlerini cici göstermek için ne yalanlar söyledi de onlar kadar değer görmedin, en çokta buna yanıyorum Fırat.
Bu arada hiçbir şey değişmedi Fırat.
O soysuzlar hala istilalarına devam ediyor, durmuyorlar, Türk kardeşlerimiz uyuyor, kirli bir ittifak altında, Atatürk'ümüzün de ismini istismar ederek, Atatürkçü olduklarını söyleyerek kandırıyorlar artık halkımızı.
Atatürkçüyüm diyenler, PKK'nın siyasi ayağı HDP'lilerle aynı söylemlere sahip, aynı dili kullanıyor ve ittifak içerisinde.
Üzülüyorum Fırat, bugün yaşasaydın, Atatürkçü olduğunu iddia eden o insanların nasıl HDP-KK'lılarla aynı yolda yürüdüğünü görsen eminim sen de üzülürdün...
görsel
görsel
Bu arada ben de barış süreci, çözüm süreci denilen saçmalıkta bir Türk olarak çok zor şartlar altında mezun olmayı başardım Fırat.
Ama sen o kadar şanslı olamadın.
Belki vatan ve millet sevgim seninki kadar yüce değildi o sıralarda ya da umursamamaya çalışıyordum, o yüzden sağ kurtuldum.
Ama orada bile çok kötü şeyler yaşadı tüm vatansever arkadaşlarım, bunlara şahit oldum Fırat.
Sürekli olay çıkarırdı HDP-KK'lılar gereksiz yere ve poliste hiçbir şey yapmazdı.
Resmen içeriden istila edilmişti üniversitemiz...
Senin gibi etten kemikten vücudunu vatanı için kalkan yapan genç arkadaşlarımızda vardı tabii.
Talat Paşa'mızın, Enver Paşa'mızın fotoğrafları üstlerine "Katil" yazılarak asılırdı kampüslerde, PKK militanlarının fotoğrafları asılır, her yerde HDP afişleri görürdük.
Hiç kimse o fotoğrafları oradan kaldıracak kadar da cesaretli değildi, senin gibi gençlerimiz hariç.
Ama HDP-KK'lılar her şeye rağmen biz Türkleri çok fena eziyorlardı, yanlarında bir de Türk olduğunu iddia eden soysuz sahte solcular vardı tabii.
Her yaptıkları eylemlerde attıkları terör örgütü sloganlarından sonra ''bunlar bizden değil, biz masumuz.'' gibi şeyler söylerlerdi.
Dhkp-c'liler dersi basıp adam döverdi, kimse müdahale edemez, korkudan sinmiş halde derslerine devam ederdi.
Kandil gibi bir yerdi üniversitemiz.
Akademisyenlerde bu terör sempatizanlarını mağdur görür, mazlum olduklarına inanır ve onlara sempati ile bakardı en garibi.
Çünkü onların yanında süt dökmüş kediye dönerlerdi, onların gerçek yüzünü, Türklere duydukları o nefreti ve kini bilmezlerdi.
Bu terör sempatizanlarına karşı gelsek senin gibi bizlerde şehit olurduk Fırat, eminim.
Çünkü Türkçülerin arasına sızmış solcu-sazcı sözde aydın tipler vardı bizim üniversitemizde ve fişleniyordu Türkçü arkadaşlarımız.
Her pkk, dhkp-c sloganlarının atıldığı eylemde ''bunlar dışarıdan geldi.'' diyen tipler, PKK'lıların, DHKP-C'lilerin akrabası ya da kankasıydı.
Türk üniversiteleri adına hiçbir şey değişmedi Fırat.
Kürtçüler tarafından Türk üniversitelerinin esir alınmış olması rezilliği devam ediyor ve bu PKK'lılar en büyük desteği eli sazlı, Sahte Atatürkçü, y-CHP'ye gözü kapalı oy basan solculardan alıyorlar.
En kötüsü de ne biliyor musun Fırat?
Baroları, Mimarlar Odasını, Türk Tabipler birliğini, Kadın hakları, lgbt, küresel iklim krizi örgütlerini ele geçirdi bu zihniyet ve durmuyorlar, durmak bilmiyor Fırat.
Çok kötüyüm Fırat, çok kötüyüm çünkü sen etten kemikten bedenini bu ülke toprakları bölünmesin, Atatürk'ümüzün kurduğu Türkiye Cumhuriyetimizin birliği ve beraberliği bozulmasın, PKK'lılar gençlerimizi ideolojik tecavüzlerle asimile etmesin, Kürtçü yapmasın diye bir savaş verirken, y-CHP'li Sahte Atatürkçüler de bu insanlarla artık gizli değil, açık açık bir ittifak haline ülkemize ikinci bir çözüm süreci yaşatmaya çalışıyor.
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama sen en cesurumuzdun, en yiğidimizdin seni aramızdan aldılar...
Umarım ikinci bir çözüm süreci yaşatacak olan ve senin gibi en yiğitlerimizi, en cesurlarımızı aramızdan alacak olan bu kirli ittifaka karşı halkımız uyanır da, benzer şeyler yaşamayız Fırat.
Umarım.
Uçmağa vardığın gün kutlu olsun kardeşim benim...
Vaktiyle bir Fırat varmış, var olsun!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar