bugün
- orta asya birliğinin türkiye işgalcidir kararı8
- istanbul da makarios heykeli35
- kaynanasını hamile bırakan damat16
- kayınvalide damat ilişkisi10
- tayyip erdoğanın trumpu hizaya getirmesi23
- kurt saldırısında yapılacaklar8
- trafik kazası yapmak9
- klarnet calan sarapci koala 68
- trump'un ulu sözlük kapanacak demesi10
- hırsız denildiğinde akla gelen ilk isim12
- bu saatte mantar soslu makarna yemek külo yapar mı12
- ben seni arkadas olarak goruyorum diyen kiz10
- anın görüntüsü13
- iyi değilim ve neden bilmiyorum8
- semicenkin yeni sevgilisi9
- kadın erkek arkadaşlığı8
- ulunun en iyi 10 yazarı8
- zeki bir insan olmanın kötü tarafı16
- ilk buluşmada esnaf lokantasına götüren kız12
- kuresel ikinma'nın yetkili olması13
- eski ulu prensesi9
- kürdün 2 vazgeçilmezi8
- geliboluda yapılacak şeyler12
- targeted individuals13
- beraber kuzu çevirme yapılabilecek yazarlar8
- true nikli yazar silik yesin kampanyası10
- ingilizce sözler9
- esra erol da damadıyla kaçan kaynana11
- dün arabama binen 185 lik iri yarı kız25
- diploma iptalini normal karşılamak17
- sarapci koalanın taksisine binmek8
- yuvarlak kalçalı kadın8
- 6 ay sevişmeyen erkek otomatik olarak gay olur13
- yaptığınız en büyük ahlaksızlık9
- sözlük yazarlarına döner ısmarlar mısınız15
- ülkeyi soyarken atatürk maskesi takmak15
- hangi şirinler karakterisin15
- önümüzdeki 1 sene için yatırım tavsiyesi9
- silivri neden soğuktur9
- kadın parasız erkeği sevmez8
- gina carano ve silvermist ikilisi8
- hırsızlık eko sistemi9
- başıboş köpek sorunu neden çözülmüyor12
- küresel ıkınma12
- 13 nisan 2025 sivasspor fenerbahçe maçı19
- özledim mesajına verilecek cevaplar12
- götü güzele kaç yıl doyulmaz11
- arkadaşlar dua edin lütfen8
- en çok sevdiğiniz yeşilçam güzeli9
- büyük samsun mitingi24
Din, sorgulamayı da sorgulanmayı da sevmez.
islam 1200'lü yıllarda felsefeyi yasaklamış böylece bilimsellikten uzaklaşmaya başlamıştır.
O döneme dek müslümanlar ve bilimsellik yanyana giden kavramlardı.
O döneme dek islam dünyası bugün bile adı anılan bir çok bilim insanı kattı.
Ama sonra felsefe haram sayıldı.
Neden? Çünkü filozof olanlar neden, nasıl, nereden diye sorguluyordu.
Kendi çöplüğünün kurcalanmasına izin vermedi ulema da.
iktidardakilerin kendi menfaatleri doğrultusunda dini kullanmasının önü kesilebilirdi.
Sorgulamayan, sorgulatmayan bir yapı gerekliydi.
O tarihten sonra da islam dünyası insanlığa çok ender olarak bilim adamı kattı.
Atatürk yeniden sorgulayan bir yapı istedi.
Kendi dilinde ibadet etmeyen bir kaç milletten biriydik.
Arapça'nın kutsallığı yoktu.
Ama din adamları arapça sözlerle arapça bilmeyen insanları olmayan emirlerin, buyrukların olduğuna inandırabiliyordu.
Birden ekmeklerinin kesileceği korkusu sardı. Doğal olarak bu yapıyı değiştirmek isteyen Atatürk'ü sevmediler.
Din düşmanı ilan ettiler. Atatürk ise dine değil dinin kullanılmasına, din ile insanların aldatılmasına, kullanılmasına karşıydı. Bugün bile bakınca ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.
Çükünü müridlerinin ağzına çüklerini sokarak onları kutsadığını söyleyen hocalardan, kendi cinsel duygularını tatmine dayalı dualar okuduğunu iddia eden şeyhlere kadar bu durumu ortaya koyan sayısız örnek yok mu?
Aslında dini eğilimlere yönelik insanlara sorun çoğu Fatiha süresinin anlamını bilmez. Kaç ayet olduğunu, nelerden bahsedildiğini söyleyemez. içgüdüsel olarak duygulanır, galeyana gelir. Atatürk, Türk insanının Allah'ına dua ederken ne söylediğini bilsin istedi. Bu sadece müslümanlara yönelik değil. Aynı süreci Avrupa'da kiliseye karşı yaşadı. Kilise de zamanında Latince'nin ardına sığınarak bir çok bilgiyi sakladı. "O ne derse o" anlamına gelen "ipse Dixit" ile bir çok kişisel çıkarlarını dini buyruklarca bildiriyorlarmış gibi gösterdiler.
Bu süreç matbanın bulunmasıyla sona erdi. insanlar sadece papazların okuma hakkı olduğu bir dönemden sonra bilgi sahibi olmaya başladılar. Matbanın bulunması o dönem için internet gibiydi. Bilgi kolayca ulaşılabilir olmuştu.
iktidarlar da sorgulanmayı istemezler ve bunun için çoklukla dini kullanırlar. Bu ne ilk Türkiye'de oldu ne de son. Çünkü makam sahipleri yaptıkları hataların, suçların irdelenmesini istemezler. Diledikleri gibi iktidarlarını sürdürmek isterler. Sorgulayan insanlar ise bunu zora sokar.
Bu yüzden Atatürk kendi alanında ender görülebilecek eylemler yapmıştır. Kendisinin ve sonrasından geleceklerin sorgulanmasını sağlayacak bir düzen kurmuştur. Oysa kendisini padişah da ilan edebilirdi, halife de. Türk halkının gömüldüğü karanlıktan kurtulmasını çok istemişti ve eğitime büyük önem verdi. Ne yazıktır ki bugün dışarıdaki uluslar ona kendi milletinden daha çok saygı duyuyorlar, daha çok örnek alıyorlar. Çünkü nasıl bir karanlıkta olduğumuz unutturuldu, o karanlıkta nasıl ölmek üzere olduğumuz söylenmiyor aksine övülüyor. Bunu yapanlar ne dinciler ne de dine düşman olan kişiler. Bunların dertleri sadece kendi iktidarlarını korumak. Kolay değil bir emrinle istediğini yapabilecek gücü eline alıp sonra da bunu devretmeyi bilmek.
islam 1200'lü yıllarda felsefeyi yasaklamış böylece bilimsellikten uzaklaşmaya başlamıştır.
O döneme dek müslümanlar ve bilimsellik yanyana giden kavramlardı.
O döneme dek islam dünyası bugün bile adı anılan bir çok bilim insanı kattı.
Ama sonra felsefe haram sayıldı.
Neden? Çünkü filozof olanlar neden, nasıl, nereden diye sorguluyordu.
Kendi çöplüğünün kurcalanmasına izin vermedi ulema da.
iktidardakilerin kendi menfaatleri doğrultusunda dini kullanmasının önü kesilebilirdi.
Sorgulamayan, sorgulatmayan bir yapı gerekliydi.
O tarihten sonra da islam dünyası insanlığa çok ender olarak bilim adamı kattı.
Atatürk yeniden sorgulayan bir yapı istedi.
Kendi dilinde ibadet etmeyen bir kaç milletten biriydik.
Arapça'nın kutsallığı yoktu.
Ama din adamları arapça sözlerle arapça bilmeyen insanları olmayan emirlerin, buyrukların olduğuna inandırabiliyordu.
Birden ekmeklerinin kesileceği korkusu sardı. Doğal olarak bu yapıyı değiştirmek isteyen Atatürk'ü sevmediler.
Din düşmanı ilan ettiler. Atatürk ise dine değil dinin kullanılmasına, din ile insanların aldatılmasına, kullanılmasına karşıydı. Bugün bile bakınca ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.
Çükünü müridlerinin ağzına çüklerini sokarak onları kutsadığını söyleyen hocalardan, kendi cinsel duygularını tatmine dayalı dualar okuduğunu iddia eden şeyhlere kadar bu durumu ortaya koyan sayısız örnek yok mu?
Aslında dini eğilimlere yönelik insanlara sorun çoğu Fatiha süresinin anlamını bilmez. Kaç ayet olduğunu, nelerden bahsedildiğini söyleyemez. içgüdüsel olarak duygulanır, galeyana gelir. Atatürk, Türk insanının Allah'ına dua ederken ne söylediğini bilsin istedi. Bu sadece müslümanlara yönelik değil. Aynı süreci Avrupa'da kiliseye karşı yaşadı. Kilise de zamanında Latince'nin ardına sığınarak bir çok bilgiyi sakladı. "O ne derse o" anlamına gelen "ipse Dixit" ile bir çok kişisel çıkarlarını dini buyruklarca bildiriyorlarmış gibi gösterdiler.
Bu süreç matbanın bulunmasıyla sona erdi. insanlar sadece papazların okuma hakkı olduğu bir dönemden sonra bilgi sahibi olmaya başladılar. Matbanın bulunması o dönem için internet gibiydi. Bilgi kolayca ulaşılabilir olmuştu.
iktidarlar da sorgulanmayı istemezler ve bunun için çoklukla dini kullanırlar. Bu ne ilk Türkiye'de oldu ne de son. Çünkü makam sahipleri yaptıkları hataların, suçların irdelenmesini istemezler. Diledikleri gibi iktidarlarını sürdürmek isterler. Sorgulayan insanlar ise bunu zora sokar.
Bu yüzden Atatürk kendi alanında ender görülebilecek eylemler yapmıştır. Kendisinin ve sonrasından geleceklerin sorgulanmasını sağlayacak bir düzen kurmuştur. Oysa kendisini padişah da ilan edebilirdi, halife de. Türk halkının gömüldüğü karanlıktan kurtulmasını çok istemişti ve eğitime büyük önem verdi. Ne yazıktır ki bugün dışarıdaki uluslar ona kendi milletinden daha çok saygı duyuyorlar, daha çok örnek alıyorlar. Çünkü nasıl bir karanlıkta olduğumuz unutturuldu, o karanlıkta nasıl ölmek üzere olduğumuz söylenmiyor aksine övülüyor. Bunu yapanlar ne dinciler ne de dine düşman olan kişiler. Bunların dertleri sadece kendi iktidarlarını korumak. Kolay değil bir emrinle istediğini yapabilecek gücü eline alıp sonra da bunu devretmeyi bilmek.
güncel Önemli Başlıklar