bugün
- beklenen büyük istanbul depremi21
- anın görüntüsü14
- mustafa kemalin askerleriyiz sözünden ötürü ihraç28
- niye uyumuyorsunuz arkadaşlar11
- kadınların poposuna neden bakılır8
- özgür özelin erdoğana allahın cahili demesi12
- 1 şubat 2025 akdeniz depremleri30
- ak parti'nin gücünü hafife alıyorsunuz18
- bana senden başkası haram diyen erkek11
- bir ilişkiyi kurtarmak9
- eskiden olup şimdi olmayan şeyler11
- depremi fazla önemsemek13
- gelmiş geçmiş en depresif şarkı19
- masklavi devlet memuruysa niye her an burada24
- namaz sonrası akp'nin yıkılması için dua etmek14
- türkiyede gıdanın aşırı kalitesiz ve pahalı olması8
- ak parti bitti11
- 3 şubat 2025 gaziantep fk galatasaray maçı40
- ebru gündeş'i dinlemek için 100 bin tl verirmsiniz13
- turabi tarzı erkeklerden hoşlanmak8
- galatasaraylıların tutuşması18
- akıllı telefona en fazla ne kadar para verirsiniz8
- bir yazarla buluşmak için 2 5 saat yol gitmek9
- istanbulda ayı yağı satmaya gelmek16
- türkiye'nin en kötü şarkıları14
- giresun'dan adana'ya gidip kız kaçırmak12
- götten hiç yemeyip gayliğe karşı olmak15
- sik beni tonu15
- balıkçı klitoris11
- tüm müslümanlar kur an'ı okusa8
- iktidar değişirse yaşanacak rezillikler11
- abdülkerim bardakçı32
- ibneler sabah uyanınca ne yapıyor sorunsalı9
- kur an da mehdi diye bir şey geçmemesi13
- simite zam yapanlara soruşturma başlatmak11
- sevgilisi için yanında ped taşıyan erkek23
- 30 yaş sendromu12
- karınızı başınızda taç yapar mısınız12
- erdoğan'in ülkeye verdiği derin zarar13
- one day monday wet day sex day12
- kur an'ın yarattığı devrimler8
- bir lahmacunla doyan erkek9
- 22 yaş sendromu9
- vücudunuz ne kadar esnek22
- insan olmaya ceyrek kala12
- türkiye ye gelmiş en iyi yabancı golcü11
- mudanyada karşılaşılacak sözlük yazarları10
- kendisini ilk önce mesleğiyle tanıtan kişi20
- yangında hayat kurtaran itfaiyecileri tutuklamak9
- sözlük yazarlarının penis boyu ölçüleri10
şiddet şiddettir.
sopanın, copun ucuna taksanız da, dilinize dolasanız da, kavanoza koysanız da, bardak-tabak olarak ya da söz olarak fırlatsanız da, şiddet şiddettir, estetize edilemez, şu ya da bu kılıfla gizlenemez, şu ya da bu gerekçe şiddeti şiddet değilmiş gibi gösteremez... iki kişi arasında yaşansa da, sokakta herkesin gözü önünde olsa da öyledir...
şiddet her yerde şiddettir!
şehirde, köyde, dağda olması, farklılıklar taşıması onun şiddet olduğu gerçeğini değiştirmez.
şiddet her yerde ve har kadına karşı şuddettir.
kadının adının güldünya olması, merve olması, rojin olması, rita olması yaşadığı şiddeti farklılaştırmaz.
çocuk her yerde çocuktur!
adının ya da yaşadığı yerin farklılığı, kimin çocuğu olduğu, farklı korumalara tabi olacağı anlamına gelmez, bulunduğu her yerde, eşit olarak, alabildiğince korunmalıdır.
erkek her zaman ve her yerde erkektir!
türk, kürt, ermeni, rus, alman olması şiddet uygulayabileceği gerçeğini değiştirmez.
biz feminist kadınlar, yıllardır her türlü ayrımcılığa karşı mücadele vermeye gayret ettik. mücadelemiz kadınlar, çocuklar, erkekler, cinsel kimlikler, uluslar arasında ayrım gözetmedi. bunu yapmaya çalışanlara da her zaman karşı durduk.
kadınlara yönelik şiddete ve tacize karşı bundan 26 yıl önce kampanyalar düzenledik .
bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz bizim derken bütün kadınlardan söz ediyorduk, hala da ediyoruz...
çocukları "korumak" adına "özel hayattır, onlar duymasın" demek yerine, gelecekte onların da şiddet gören ya da uygulayan olmamaları için şiddet uygulayanlara karşı mücadele ettik.
erkek egemenliğine karşı çıkarken egemenliğin bütün görünümleri ve onu tek tek yaşatan bütün erkeklerden söz ediyoruz; ali'den ya da sevan'dan değil!
militarizme ve erkek egemenliğinin her türlü militarist görünümüne, sadece darbe tehditleri sözkonusu olunca değil, her zaman karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz.
biz, sevan nişanyan'ın, dışkısını doldurduğu kavanozu karısının üzerine boşaltmasını kadına yönelik şiddetin en yaralayıcı biçimlerinden biri olarak protesto ettik. bu yazar genel basının bir yazarı değil, çoğumuzun okuru da olduğu, bizim için herhangi bir gazete olmayan ve türkiye'deki binlerce insan için, burada sıralamaya gerek duymadığımız özel ve ciddi anlamları olan agos'un yazarı olduğu için yazılarını orada görmek istemediğimizi söyledik.
ancak agos'un genel yayın yönetmeni etyen mahçupyan'dan bir dizi "feminizm, demokrasi ve ahlak" dersleri geldi cevap olarak.
bir de "... bu yazar yazılarına devam edecek. feminist oldukları için buna tahammülü olmayanlar bizle ilişkilerini kesebilirler, agos olarak sahip olduğumuz düstur 'insan olan beri gelsin' den ibarettir" sözleri...
nuran ağan, etyen mahçupyan'ın bu sözleri nedeniyle agos'taki işinden ayrılan yol arkadaşımızdır.
evet " insan olan beri gelsin" sayın etyen mahçupyan! siz yakınınızdaki bir insanın (erkeğin) hayatını gayet iyi kollarken, sadece çok basit bir "kınıyoruz" u yapmamak ve bize feminizm dersleri vermekle kalmadınız; uzun yıllardanr beri agos'da çalışan bir insanın (kadının) ve çalışanın hayatını kollamayı da önemsemediniz.
biz feminist kadınlar, erkek egemenliğinin her türlüsüne karşı çıkarken bizleri kolay ve kabul edilir bir hayatın beklemediğini çok iyi biliyoruz. sözümüzün çarpıtılabileceğini, düşmanlık görebileceğimizi de çok iyi biliyoruz...
bizim "bulanık sularımız"da olabilir ancak dışkı dolu kavanozlarımız hiç olmadı!
"sevan yalnızca sevan değildir" evet aynı zamanda bir erkektir. bunda şaşılacak birşey yoktur. ancak hiçbir erkeğin ulusal kimliği ya da ünvanları, siyasal kimliği ya da apoletleri bizi onun uyguladığı şiddete karşı durmaktan alıkoyamaz.
son olarak şunu da sormak isteriz: agos sadece etyen mahçupyan mıdır?"geri kalan herkese uğurlar ola" sözünü edebilmek onun için bu kadar kolay mıdır? öyle değilse birilerinin bir özür borcu yok mudur? *
sopanın, copun ucuna taksanız da, dilinize dolasanız da, kavanoza koysanız da, bardak-tabak olarak ya da söz olarak fırlatsanız da, şiddet şiddettir, estetize edilemez, şu ya da bu kılıfla gizlenemez, şu ya da bu gerekçe şiddeti şiddet değilmiş gibi gösteremez... iki kişi arasında yaşansa da, sokakta herkesin gözü önünde olsa da öyledir...
şiddet her yerde şiddettir!
şehirde, köyde, dağda olması, farklılıklar taşıması onun şiddet olduğu gerçeğini değiştirmez.
şiddet her yerde ve har kadına karşı şuddettir.
kadının adının güldünya olması, merve olması, rojin olması, rita olması yaşadığı şiddeti farklılaştırmaz.
çocuk her yerde çocuktur!
adının ya da yaşadığı yerin farklılığı, kimin çocuğu olduğu, farklı korumalara tabi olacağı anlamına gelmez, bulunduğu her yerde, eşit olarak, alabildiğince korunmalıdır.
erkek her zaman ve her yerde erkektir!
türk, kürt, ermeni, rus, alman olması şiddet uygulayabileceği gerçeğini değiştirmez.
biz feminist kadınlar, yıllardır her türlü ayrımcılığa karşı mücadele vermeye gayret ettik. mücadelemiz kadınlar, çocuklar, erkekler, cinsel kimlikler, uluslar arasında ayrım gözetmedi. bunu yapmaya çalışanlara da her zaman karşı durduk.
kadınlara yönelik şiddete ve tacize karşı bundan 26 yıl önce kampanyalar düzenledik .
bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz bizim derken bütün kadınlardan söz ediyorduk, hala da ediyoruz...
çocukları "korumak" adına "özel hayattır, onlar duymasın" demek yerine, gelecekte onların da şiddet gören ya da uygulayan olmamaları için şiddet uygulayanlara karşı mücadele ettik.
erkek egemenliğine karşı çıkarken egemenliğin bütün görünümleri ve onu tek tek yaşatan bütün erkeklerden söz ediyoruz; ali'den ya da sevan'dan değil!
militarizme ve erkek egemenliğinin her türlü militarist görünümüne, sadece darbe tehditleri sözkonusu olunca değil, her zaman karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz.
biz, sevan nişanyan'ın, dışkısını doldurduğu kavanozu karısının üzerine boşaltmasını kadına yönelik şiddetin en yaralayıcı biçimlerinden biri olarak protesto ettik. bu yazar genel basının bir yazarı değil, çoğumuzun okuru da olduğu, bizim için herhangi bir gazete olmayan ve türkiye'deki binlerce insan için, burada sıralamaya gerek duymadığımız özel ve ciddi anlamları olan agos'un yazarı olduğu için yazılarını orada görmek istemediğimizi söyledik.
ancak agos'un genel yayın yönetmeni etyen mahçupyan'dan bir dizi "feminizm, demokrasi ve ahlak" dersleri geldi cevap olarak.
bir de "... bu yazar yazılarına devam edecek. feminist oldukları için buna tahammülü olmayanlar bizle ilişkilerini kesebilirler, agos olarak sahip olduğumuz düstur 'insan olan beri gelsin' den ibarettir" sözleri...
nuran ağan, etyen mahçupyan'ın bu sözleri nedeniyle agos'taki işinden ayrılan yol arkadaşımızdır.
evet " insan olan beri gelsin" sayın etyen mahçupyan! siz yakınınızdaki bir insanın (erkeğin) hayatını gayet iyi kollarken, sadece çok basit bir "kınıyoruz" u yapmamak ve bize feminizm dersleri vermekle kalmadınız; uzun yıllardanr beri agos'da çalışan bir insanın (kadının) ve çalışanın hayatını kollamayı da önemsemediniz.
biz feminist kadınlar, erkek egemenliğinin her türlüsüne karşı çıkarken bizleri kolay ve kabul edilir bir hayatın beklemediğini çok iyi biliyoruz. sözümüzün çarpıtılabileceğini, düşmanlık görebileceğimizi de çok iyi biliyoruz...
bizim "bulanık sularımız"da olabilir ancak dışkı dolu kavanozlarımız hiç olmadı!
"sevan yalnızca sevan değildir" evet aynı zamanda bir erkektir. bunda şaşılacak birşey yoktur. ancak hiçbir erkeğin ulusal kimliği ya da ünvanları, siyasal kimliği ya da apoletleri bizi onun uyguladığı şiddete karşı durmaktan alıkoyamaz.
son olarak şunu da sormak isteriz: agos sadece etyen mahçupyan mıdır?"geri kalan herkese uğurlar ola" sözünü edebilmek onun için bu kadar kolay mıdır? öyle değilse birilerinin bir özür borcu yok mudur? *
güncel Önemli Başlıklar