bugün

delikanlı

delikanlı denince hep 8-10 yaşlarında yaşadığım bir mazim gelir aklıma.
simit almak için camekanın yanında duran simitçi amca'ya doğru yanaştım. benden önce bir aile simit alıyordu ve 2 ufak erkek kardeş benim yaşlarımda, büyüğü aldı simiti, simitçi amca'da delikanlı kardeşinede varsene simiti paylaşın dedi ama delikanlı denen büyük kardeş simiti tek başına yemesi nedendir bilmem hep bende bildiğimiz bu delikanlılığın aslında çok iyi bir şey olmadığını fark etmişimdir. delikanlılığın tanımını çoğu insan yanlış bilir, senin bildiğinin doğru olmasını umuyorum.
yani senin benim bildiğim bu delikanlılık tespih çekmek, bi sorunun varsa gel koçum!
höyyyt deluğanlı bizede bak!, etrafta ahkam kesen, denmesi hep bi bu mudur serzenişleri yaratmıştır. türk dil kurumuna inat bir türkçe ile kelimenin yozlaştırılması diye ben buna derim.
oysa öyle mi olmamlı; yaşıtlarına nazaran etrafındakilere örnek olması gerekirken. elde tespih, beyaz gömlek, siyah takım elbise, sivri topuklu ayakkabı ve etrafına fütursuzca emirler savuran kişiyse ben delikanlı diyemem bu insan evladına.
(bkz: deluğanlı)