bugün

reisi tanimayan lise ogrencisi

içinde az biraz anarşi tohumları da yetişmesi muhtemel öğrencidir. lakin bu olaya maruz kalan arkadaş ne yazık ki stratejik yaklaşamamıştır olaya. gerçi bu olayda pek mümkün değil bu, çok ani gelişmiş burada herşey. *lisedeyken arkadaşın ısrarıyla bir kez gittim yakınımdaki ülkü ocağına, ne halt ettiklerini anlayamadan da döndüm geldim. lakin şunu öğrendim, bu ocaklarda çok ciddi bi rekabet vardır efedim, yani kim kimi yakalayıp s.kerse çok afedersiniz, o derece. bu lise örgütleyicisi reislerden birisi de benim sınıf arkadaşımdı tesadüfe bakınki. her tarafta yırtık dondan çıkar gibi çıkan, bunu adeta huy haline getiren bendeniz de pek sallamıyordum bu arkadaşı. lakin dövebileceğim ayarda da değildi, benim boy 1.60'ken kendisi bildiğiniz hörgüçsüz deveydi. bu şahıslar bendenizi sıkıştırmaya başladılar, beni önce ocağa üye olmam için zorladılar, baktılar ki ı-ıh, benden onlara yar olmaz, olsa da milletin fikirlerini zehirlerim hatta*, düşman kesildiler adeta. o zamanlar öyle sol düşünceyle de pek içli dışlı değildim, gerçi sol sol diyorduk ta, anlamını sorsanız ben öküz olurdum soran sizler de tren. gel zaman git zaman arkadaşların tahrikleri arttı, önemsemedim. lakin iş en sonunda cana dayandı, bu saykodelik kardeşler ciddi ciddi kenan imirzalıoğlu* olmaya niyetliydi. sonra düşüncüm, taşındım*, bunların rekabetinden faydalanmayı uygun gördüm. bu reisi sevmeyen diğer ocak mensuplarını buldum, kendi arkadaşlarımı da attım arkama bastım kendi sınıfımı. sonrası mı? tatlıya bağladık telekom misali*. sözün özü, bu durumla karşılaşan arkadaşlara tavsiyedir bu, kendi iç çatışmalarından faydalanıp birbirine düşürün bu arkadaşları, hem siz rahat edersiniz, hem de yerler birbirlerini işte. (bkz: lüküs hayat oh ne rahat)