bugün

yalnızlık

bu nasıl bir yalnızlık? şöyle bir yalnızlık: akşamları çöker genelde. neden bilinmez belki bilen birileri vardır ama ben bilmiyorum şahsen. gece hele ki herkes yatağına çekildiğinde sen çekilmemişsen bulur seni. o yüzden uyumamak deliliğe ilk adımdır aslında. insan bir şeyler bulmalı. oyalanıp yorulacağı böylece erkenden uyuyabileceği bir şeyler bulmalı ve erkenden uyuyabilmeli. yoksa tırlatırsın gider. tırlatmak biraz saftirik ve abartı bir terim belki yani bildiğimiz manada tırlatmassın. kimse görmez tırlattığını çaktırmassan ki genelde çaktırmassın. kendi kendine tırlatırsın. zaten tırlattığını gören birileri olsa bu yazıyı yalnızlık başlığında okumazdın dimi? yalnız tırlatır insan ve buna yalnızken katlanır. normal olmayan yani rutine bağlanmamıştır tırlatan kişi. ya da tırlatma rutinine bağlamıştır belki kendini kim bilir. uzaklarda geceyle gündüz arasında çölle vaha arasında, olmayla olmama arasında bir yerde sadece annesiyle olmak ister belki. ama olmaz bu çünkü böyle bir yer böyle bir zaman yoktur normal dünyada. normal dünyada uyunur sonra uyanılır. burda uyumamanız gerekir. bunları algılamak için uyumamak lazım. sağlığını bozmak lazım. hayali yer ve zamanlardan bahsetmiştik. mesela en güzel vakit bence ikindi vaktidir. öğlenle akşam arasındaki ikindi. o dünyanın en sıcak olduğu zamanın ikindi vaktisi. yaz günü olması büyük bir tercih sebebidir. turuncudur gökyüzü favori reng. ikindi favoridir o yüzden. yaşlı ölmekte olan bunak hastaların vakti. aslında olmayan vakte en yakın vakittir ikindi. yer ise dardır. pencereyle güneşi gören, yani batı cepheli bir yer. kapı kapalı yalnızsınız. mahallenin bir kısmı görünüyor, tektük arabalar belki birkaç insan. ölü zaman insan yok bina ve turuncu güneş var.