bugün

fetö ve israil in selam tevhid kumpası

-neden selam ve tevhid kumpası düzenlendi:

soruşturmanın başlatılmasının ana sebebi, başkanlığını Bülent Yıldırım'ın yaptığı iHH Vakfı'nın, Gazze'ye yardım götürmek üzere 'Mavi Marmara' adında organizasyon düzenlemesi ve Milli istihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'na Hakan Fidan'ın müsteşar olarak atanmasıdır.

-fetö ve israil'in hedefi neydi?

"Amaç: Uluslararası iftiralara zemin hazırlamak"

Şüpheliler Fetullah Gü̈len ve Emre Uslu tarafından verilen talimat doğrultusunda, şüphelilerin, planlı ve sistemli bir şekilde yürütülen organizasyonun parçası olarak, MiT tarafından kanun kapsamında gerçekleştirilen "devlet sırrı" niteliğindeki yardım faaliyetini sahte ihbarlar öncesinde bildikleri halde bu faaliyetlere tahsisli tırlarda usul ve yasaya aykırı arama yapmaya çalıştıkları kaydedilen iddianamede, şüphelilerin, arama çalışmasından saatler önce çeşitli basın yayın kuruluşlarının muhabirlerini olay yerine çağırarak, devlet sırrının ifşasını, Türk ve dünya basınına servis etmeyi planladıkları, böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini, gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmayı ve itibarsızlaştırmayı, "El Kaide gibi terör örgütlerine yardım ettiği" görüntüsü vererek, uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmayı amaçladıkları belirtildi.

iddianamede, "MİT tırlarının El Kaide'ye silah ve mühimmat götürdüğü̈" şeklindeki bir kurguyla söz konusu eylemin gerçekleştirilmesinin, uluslararası alanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, dünya kamuoyu nazarında "El Kaide gibi terör örgütleri ile işbirliği yapan bir ülke" konumuna sokmayı amaçladığı aktarıldı.

Bunun, "Türkiye Cumhuriyeti'nin, Cenevre-2 Konferansı'ndaki tezlerini en baştan çürüten ve kendini savunmakta zorlanır duruma düşürmek için gerçekleştirilen planlı ve organize bir eylem olduğu" belirtilen iddianamede, "Söz konusu eylemin nihayetinde Suriye'nin Türkiye aleyhine elini güçlendirmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve MiT'i uluslararası alanda ve Suriye rejimine karşı sorumlu durumda bırakmayı amaçlamış bir casusluk faaliyeti olduğu tespit edilmiştir" denildi.

iddianamede, "Şüphelilerin bu eylemi sonrasında uluslararası camiada Türkiye Cumhuriyeti karşıtı çevreler tarafından benzer iddiaların sıklıkla dile getirilmeye başlandığı, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'de El Kaide ve uzantısı terör örgütlerine silah verdiği' şeklindeki yayınların arttığı, bunun da uluslararası iftiralara zemin hazırladığı ve bu zemini hazırlamak için yapıldığının başka bir delili olduğu" kaydedildi.

-"Basın üzerinden kamuoyu oluşturma çabası "