bugün

sur şehitçikleri

dağlıca'daki yürek yakan kalleş saldırının olduğu gün, diyarbakır'ın sur ilçesinde roketatarlı saldırı sonucu şehit olan iki polis memuru var; mustafa turanlı ve muzaffer can ersoy... dağlıca o kadar yürek yaktı ki, bu yiğitlere şehitçik muamelesi yaptık ülkece. üzerlerine düşünmedik, yazmadık bile. sadece kendi ailelerinin yüreklerini yaktılar sanki.

bırakın "1 şehit de, 50 şehit de bizim için aynı" goygoyunu. değil işte. halbuki mustafa turanlı'nın ablası cenazede "bakın, belki nefes alıyordur" dedi. halbuki onun da bir hikayesi vardı. maaşını fakirlere dağıtıyordu. hatta bir keresinde ayağı çıplak bir suçluya ayakkabısını vermişti. o kadar şefkatliydi. şark görevinde olduğu için annesini üç yıldır göremiyordu. şehit can ersoy evliydi ve zeynep adında 1 yaşında bir kızı vardı.

iki şehidin arkasından "diyarbakır terörle mücadele şubesi"nin facebook hesabı şu yazıyı paylaştı:

"Biliyor musun Diyarbakır?.. Muzaffer Can ve Mustafa şehit oldu bu sabah senin için... Sabah uykusuzduk.. Yorgunduk.. Diğer arkadaşlarımın çoğu da tıpkı benim gibi, tıpkı Muzaffer Can gibi Mustafa gibi yorgundu.. Bitkindi.. Sadece görevimizi yapıyorduk.. Sen rahat rahat yaşa diye ölümü bekliyorduk.. Sadece sen sabah dükkanını rahat rahat aç, işe rahat rahat git ve ailen huzur içinde yaşasın diye ölüme kendimizi siper ettik... Sonra bir fısıltı gibi geldi ölümün sesi.. Kahpe roket tıpkı bir gölge gibi sokuldu yanı başımıza.. Ardından Gürültü, ateş ve duman... Allah-u Ekber dedik düşerken.. Muzaffer Can ve Mustafa aldı elimizden şehadet mertebesini.. Bekleyin kardeşlerim dediler.. Nur yüzlerine sıçramış kan ve baruta rağmen mertçe ve erkekçe gittiler şehadete.. Kadın gibi çığlık atmadan, çocuk gibi göz yaşı dökmeden.. Erkek gibi işte.. Sadece sen huzurlu ol diye Diyarbakır! Sana birşey olmasın Vatanım merak etme. Biz sadece şehit olduk.. ?"

unutmayalım, unutturmayalım.