bugün

calismamayi empoze eden yarisma programlari

aptal makinasıyla aram fazla iyi değil. en fazla porno film izlemek için kullanırım. bir de maç izlemek için. geçenlerde televizyonu açma gafletinde bulundum. bir kanalda maç vardı. o kanala ulaşmak için açtığım her kanalda bir yarışma vardı. biraz bakayım dedim. izleyeyim. izledikçe canım sıkıldı. içim sıkıştı. midem bulandı.
her kanaldaki yarışma programı bilgiden ziyade bedavacılığa dayanıyordu. bu durumdan o kadar çok rahatsız oldum ki, dışarıdaki milyonları düşündüm.
birisini ekrana çıkarıp da o kişiye yüz milyarları verip, diğer insanların hayalleri ile oynamanın neresi etik a dostlar?
ve bu yarışma programları insanlara çalışmamayı empoze etmiyor mu?

bir şeylerin bedeli ve karşılığı olmalı. nasıl ki iş dönüşü evine gelmek için çırpınan bir memur veya işçi alnındaki teri silip de sofraya oturuyorsa bu yavşak yarışma programları da bu amaca hizmet edip, en azından bilgiye dayalı olmalıdır.
bir karşılık, bir bedelle olmalıdır. sen bir kutu seç, o kutuda ne varsa senin olsun. bu haksızlık. hiçbir etik yanı da yok.
sen, birisine üç kuruş para verirken milyonların hayalleriyle oynuyorsun. yapılan yanlış. insanları küstürüyorsun hayata. devletine ve milletine.
yıllarca televole kültürü ile anamızı belleyen bu zihniyet, şimdi de bu boktan yarışma zihniyeti ile midemizi bulandırmaktadır.

her bir boka, her bir sikko programa yaptırım koyan rtük bu konuya en kısa zamanda el atmalıdır. birileri, insanların çalışmaması için, leş gibi olmaları için, insan oldklarını unutmaları için mıuhteşem bir yol izlemekte. ve muhteşem bir strateji ile hareket etmekte.
birileri, geleceğimizi elimizden almak üzere. birileri, hayatımızı s.ikiyor.

haberiniz olsun.