bugün

evlenene kadar cinsel ilişki yaşamayan kadın

eger asıl düsünce toplumsal baskı veya sırf inancı degilse buradaki amaç tek eşliliktir, gerçek aşktır.

şoyle anlatayım;

Hayatınıza girip çıkan herkes sizde iz bırakır, evet. Ama duygusal içerikli fiziksel kontaktlar kurmak daha farklı izler bırakır.
Bunu herkes anlayabilir mi bilmiyorum, ama teninize teni degmis olan bir insanı unutmak daha zordur...

Ilk deneyimini çogu insan "unutulmaz" ilan eder. o ilk deneyim de tabi ki deneyimi yasadıgınız insanı unutulmaz kılar.

Ve sevdikçe, sevip ayrılıp unuttukça, insan sevme becerisinden bir seyler kaybeder aslında. çizdigimiz bir resmin tıpkısının aynısını tekrar çizemeyiz ya hani? Aynen öyle iste.

Asıl noktaya geliyorum:
Bazı kadınlar için bir erkegin onunla evleniyor olması, onu bir ömür boyu sevecegi anlamına gelir. Ayrılma olasılıgı, dolayısıyla da o kisiden baskasıyla olabilme ihtimali duser. sevip, unutmak zorunda kalma veya tekrar sevme korkusu kısmen yokolur.

Resmi olmayan her sey sözdedir, ve kimse kimsenin asıl hislerinden emin olamaz. Bu yuzden çogu kadın aslında derinde kendini sadece evlenecegi erkege evlendikten sonra vermek(ruhen ve bedenen) ister.

gel gör ki bazı kadınlar "kaybetme" korkusuyla, veya sırf feminizm maskesi altında "benim bedenim benim kararım" repligi ile kendilerini hiç de degmeyecek insanlara teslim eder oldular... Bu bir özgürlük degil, ah anlasanız "özgürüm" sanırken hislerinizi ve kalbinizi günden güne çürütüp hayatın asıl zevklerinden mahrum kaldıgınızı!