bugün

huzur mu dediniz

Ömrümce aradım nazlanmadan
ben o bahçeyi bulamadım,
huzur mu dediniz sayın bayım?

Hüzünlerin kol gezdiği yerleri
görmezden geliyordu birileri,
hayat şakıyordu lalezarlarda

Kayalar çatlıyor hırsından
sabahın hali perişan akşamlar kavruk
bülbülü küs bu bahçenin yanık ötüşü
nasıl gülümserim içbükey aynalardan?

Bir küçücük aspirin daha önemlidir
tanktan, toptan, ateş kusan silahtan
anne göğsünde ürperiyorsa çocuklar
bahçelerde açmıyorsa insanın gülü
aşk ikliminde yanlışınız var sayın bayım

Ömrümce aradığım huzur bahçesini
kime sorduysam "anahtarı bende" dedi,
gökyüzünü türkülerle geçen kuşlara
döndüm yüzümü, utandım çağımdan
sıkıldı ayçiçeği şen gülüşünden
çekti perdesini dünyadan sıkılan pencere
ürpererek savruldum dar odalardan.

(bkz: Bülent GÜLDAL)