bugün

semra kaynana

bunun bir de kocası vardı.embesil oğulları, ata türk'ü doğurtan zampik bir amca. bir dönemin manken sıfatlı,fahişelerinden biriyle sevgili hayatı yaşıyordu. tabi semra'nım ve oğlu ucundan trajikomik şöhreti yakalayınca bunların ailevi durumları da deşilmeye üzerine gündüz programları yapılmaya başlanmış. hayat içinde hayatlar. işsiz güçsüz manasız kadınlar, kocası işte, çocuklar okuldayken neyle vakit eyleyecek. bu vatandaş da o zamanlar kuşum aydın denilen şahsiyetin yaptığı bir öğle kuşağı programına çıkmış. saçma bir mizansen,işte neden ayrılınmış,ata niye babasız büyümüş,bu amca semranım'a hala aşıkmış yuvayı yeniden birleştirmek istiyormuş. yani amcacığım ilk birleşmeden çıkan şey belli ikinciden de arnold schwarzenegger çıkmaz. çıksa bile çıkmaz. kuşum aydın telefon numaraları vermiş. semra hanım bağlanmak ve konuşmak isterse. gereksiz bir heyecan. sanki her an arayacakmış gibi bir gerilim müziği arkada çalmakta. tabi arayan yok. ne yapacak teyzem bu yaştan sonra,şöhreti yakalamış,tüm türkiye'yi hizaya getirmiş.teninin kokusunu özledim civanım gel de ye beni mi diyecek? artık programın sonlarına doğru kuşum aydın,aramiycek galiba anacım modlarına girip, semra'nımın sabık eşine eğer aramazsa ve sizinle tekrar bir araya gelmeyi kabul etmezse ne hissedersiniz diye bir soru sordu. müzik yükseldi kameralar amcaya yaklaştı.o zamanlar endonezya'da deprem olmuş yüz binlerce insan ölmüştü.herhalde ata türk'ün babası ve semra'nımın eski eşi vurguyu yükseltmek için en iyi meselin o olduğuna karar getirdi ve dudaklarını titreterek konuştu..

-valla aydıncığım bende ufak çaplı bir tusunaami olur heralde...