bugün

otobüste kısık sesle müzik dinlemek

insanların rahatsız olmasını ve size kötü kötü bakmasını istemiyorsanız yapmanız gereken eylem.
ben gayet akıllı uslu bir insan evladı olarak öyle yaparım mesela. ama hep böyle miydi, tabi ki değildi. ben de ergendim bir zamanlar...

dünya üzerinde 6 milyar insanın sıkıcı günler toplansa benim o günüm kadar sıkıcı ve yorucu olamazdı arkadaş. oğlum okula git, oğlum dersi dinle, oğlum gel öğle arasında basketbol maçı var, oğlum çıkışta dükana gel, oğlum bi muhasebeye git, oğlum şunun fotokopisini çek, oğlum amcan bişeyler aldı bak şunu bi el arabaıyla götürüver, oğlum yaşlıyım ben yukarı çıkarır mısın...
hay amk dediydim ya, ne çok anam babam varmış benim. resmen o yaşta topluma mâl olmuşum. oğlum diye diye 1 günde bikaç sene yaşlandırmıştı beni elemanlar. ertesi gün kardeşim demek zorunda kalacaklardı.
bu gibi değişik değişik düşüncelerle otobüse binmişim. farkında değilim anasını satiyim. şoku atlatıp bir öğrenci parası verdikten sonra tekli koltuklardan birine oturdum kulaklığımı taktım açtım müziğimi eve doğru gidiyordum. bitmişti o gün sonunda.5 dk sonra evde rahat rahat uyuyabilirdim. paketleri yukarı taşımamı isteyen amcayı nasıl öldürürüm, kimya hocamdan arsenik istesem verir mi onu düşünüyordum en son.
bir dürtüyle uyandım. omzuma bir şey deyiyordu, el değil bu kanat falan otobüsün penceresi açıktı üstüme kuş geldi heralde diye düşündüm. gözümü açtım allah'ım dedim içimden "ya cennette otobüs var ya otobüs cennet" o ne güzelliktir ya.bıdı bıdı bişeyler diyor ama nasıl tatlı. otobüsteki amcaların beni dövmeyeceğini bilsem kafasına çantamla vurup saçından sürükleye sürükleye eve götürüp evimin kadını çocuklarımın annesi yapacam. baktım harbi harbi bişeyler diyor. ulan dedim mahmut, kulaklığın var gerizekalı.
kesin dinlediğim müziği sevdi.
-sen de mi x sanatçısını seviyorsun
-aa bende
-en sevdiğin yemek
-sen
-ben mi ayy benimde
ne güzeldi hayaller aah ah. anneme ben evleniyorum haberini verdiğimdeki mutluluğunu sonra beni terlikle kovalamasını düşüne düşüne çıkardım kulaklığı.
-müziğin sesini kısar mısınız? dedi.
-aa ben de dedim.
-ha? dedi
-sen dedim.
ben mi ayy benim de cevabını bekliyordum, ama gelmedi, sonradan anladım ki önceki cevaplar da benim hayal ettiklerim değilmiş.
-müzik diyorum gerizekalıa kısarmıısaan diyoram kafamız şişte burda yaaa ufff .s .s dedi.
-ulan ebesi sevişgen yeni uyandım adam gibi söylesene ağzını yüzünü dağıttıracan bana giymiş kırmızı montu çingen gibi dolanıyon ortalıkta siktir git başımdan ebeminkini görmüşüm zaten.
diyemedim -hıı tımım kısırı bıkmıyın dedim ağzımın içinden.
kulaklığı çıkarınca farkına vardım, o kadar da güzel değilmiş. hatta çirkinmiş lan. müziğin etkisiyle 2 dklık uyku birleşince çok değişik bişey görmüşüm ben karşımda.
sonra da farkına vardım ki 2 dk değilmiş otobüs ringi tamamlamış geri kalktığı durağa dönüyormuş. yaklaşık 20dkdır uyuyomuşum, şerefsiz şöför de uyandırmamış.
ogün bugündür ne otobüste yükseks sesle müzik dinlerim, ne uyurum. hele müzikle uyuma kesinlikle dostum yov hayır.

edit: oha yükseks ses demişim. aklım nerde lan.