bugün

insanları bir anda ağlatan sureler

ağlayası olup da kur'an surelerini ağlamaya bahane eden varsa bilmem! buna mukabil, kur'an okunurken salya-sümük ağlamaktan ziyade etkileyici tasvirleri tahayyül etmek ve insana dair muhteşem tespitleri idrak etmeye çalışmak daha akıllıca olsa gerektir.

işte! birkaç örnek...

rahman-37:

"Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül haline geldiği zaman, sual sorulmaya gerek kalmaz."*
kaf-16:

"Andolsun, insanı biz yarattık. Nefsinin, kendisine fısıldadıklarını, kötülüğe teşvik telkinlerini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız."*
isra-100:

" de ki; Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız, harcanır, biter korkusuyla sıkı sıkıya tutardınız. insan her zaman çok eli sıkı, çok tamahkârdır, başkalarını nasiplendirmez."*
özellikle "müdessir/17-29" tümüyle atelere hitaben yazılmış sanki;

müdessir-17'den 30'a kadar:

"Ben onu sarp yokuşa, dikine azaba sardıracağım. O Kur'an'a ve islâm'ı tebliğe nasıl karşı çıkacağını düşündü ve plan yaptı. Bir daha, bir daha, kahrolası! nasıl da içinde yaşadığı toplumun tasvibini alacak peş peşe planlar yaptı. Sonra planının doğuracağı sonuçları düşündü. Üstelik kaşını çatıp, surat astı, Kuran'ın ve islâm'ın hedeflerinin planlanan vakitten önce gerçekleşmesini istedi, bekleyemedi. Sonra imandan ve Peygambere tâbi olmaktan, ikbalinden ve istikbalinden yüz çevirdi ve büyüklük taslayıp zorbalık etti. "Bunlar, öteden beri anlatılan, öğretilen büyüleyerek aklı etki altına alan sözlerden ibaret." dedi. "Bu ne ki, olsa olsa beşer sözü." dedi. Ben onu Sekar'a,* yaslayacağım. sekar ile ilgili bizden başka seni bilgilendiren mi var? Ne dehşetli bir yerdir! sekar içine attıklarımızdan geriye hiçbir şey bırakmaz. Ne rahat bırakır, ne yakasını bırakır. sekar, günahkâr, âsi bedenlere ölçüsüz derecede susamıştır."*