bugün

kadın sevmek için değil sevilmek için yaratılmış

sevmek için yaratılan bir kadın.

yıl 1945. doğuda küçük bir köy. öksüz bir kız. henüz 1 yaşındayken annesini kaybetmiş, şimdiyse 16 yaşında...

ona yanık bir delikanlı. köyün babayiğitlerinden. kız okuma yazma bilmiyor, delikanlıysa eli kalem tutanlardan.

simsiyah saçlarına aşık kızın. kocaman iri gözlerine. yaşı daha 20.

kız da biliyor çocuğu, ama sevmek ne ki, onu bilmiyor işte.

adamın sevgisi her ikisine de yeter.

gidiyor istiyor kızı babasından.

köyün en yiğidi, en kültürlüsü, köyün en en zavallısına talip.

adama aşık başka kızlar, kara gözlü kızı kıskananlar giriyor araya. sana layık değil diyorlar.

adam seviyor.

kızsa şaşkın. seviyor sanki, uzun boylu delikanlıyı. ama aşkı bilmiyor. kimseye söyleyemiyor.

babası veriyor kızı. ama diyor askerliğini yapmalısın.

savaştan yeni çıkmış ülke.

askerlik neredeyse 3 sene. peki diyor adam.

sevdiğine kavuşmak için gidiyor askere.

gün sayıyor. bitmezmiş gibi, günler günleri kovalıyor.

kız aşık, çok seviyor adamı, gidince daha çok seviyor.

annesinden görmediği şevkati, babasından görmediği sahiplenmeyi gördükçe daha çok seviyor.

ilk mektup ulaşıyor eline kızın.

koşa koşa gidiyor okutmaya.

sevdiği adamdan gelmiş, daha sadece 6 ay olmuş.

çok var kavuşmaya.

sonra daha çok seviyor kız. yemeden içmeden kesiliyor.

sonra özlüyor koca yürekli adamı.

özledikçe üzülüyor, sonunda yataklara düşüyor.

verem diyor doktorlar.

o zaman çaresi yok.

ince hastalığa tutulmuş bedeni, daha fazla dayanamıyor, daha 2 sene dolmadan göçüyor yüreğinde sevdası.

anasının yanına defnediyorlar kızı.

delikanlı döndüğünde toprağına sarılıyor.

çok ağlıyor, hep ağlıyor.

çok seviyor kızı. o kadar çok seviyor ki, son nefesini verirken adını sayıklıyor yanımda.

susuyorum.

o zaman anlıyorum ki, kadın sevmek için değil, sevilmek için yaratılmış.