bugün

ben bu yazıyı dedeme yazdım

keşke gitmeseydin. öldüğünde bir asrı çoktan devirmiştin. inanamamıştık dede. dedem de inanamamıştı babasının ölümüne. hep en çok beni sevdiğini söylerdin. çocukken hep sen bakmışsın bana. ben de hep seni istermişim zaten. bir gün kucağına oturtup beni, evlat ölmeyeceğim ben galiba demiştin. ama öldün dedem. yüzlük dişlerin çıktığında ne çok gülmüştük. bana seni bile gömeceğim evlen de çocuk yap. torunumun torunun göreyim dedin. olmadı be dedem. evlenmeyi bırak 20 yaşımı bile göremedin.

dün gibi aklımda ölümün. gözlerini ne yaparsak yapalım kapatamamıştık. o kendini bilmez kızın bu yaşa geldi yine de gözü açık gitti demişti. unutmadım dedem onun da yaptıklarını. yaşarken yüzüne bile bakmayıp öldüğünde arkandan döktüğü timsah gözyaşlarını. uzun süre nefret ettim ondan. ama biz senden insanları sevmeyi öğrendik dedem. herkesi severdin sen. gençliğinde çok ah almışsın ama ben o zamanlarını görmedim ki senin. benim dedem 90 yaşını devirmiş dünyalar tatlısı bir adamdı benim için.

ailemiz şu an bir aradaysa senin sayendedir. biz birlik olmayı öğrendik senden. aile her şeydir dedin durdun. ölümünden sonra anladık ne demek istediğini. amcamla her odanda oturduğumuzda sesini duyduk. herkes bir süre sonra unuturken seni biz yapamadık dede. ağladık hep gizlice. bilirsin amcam ağlamaz benim. ben sadece sana ağlarken gördüm onu. gözümüzün içine bakarak vermemeliydin canını.

beni gördüğüne inanmıyorum şimdi. öldükten sonra insanlar kimseyi göremez, inanma demiştin zaten bana. inanmıyorum işte dede. göremedin cenazene gelen binleri. senin için yürekten gözyaşı dökenleri. halamın tüm sokağı yararak gelişi hala aklımda mesela. sen öldüğünde seni yatağa sığdıramayışımız da. sahi iki metreden uzunmuşsun sen. koca bir asır nasıl da küçültmüş seni.

benim bebek dedem. nasıl da çocuklaşmıştın son aylarında. kendi ihtiyaçlarını görebilirken bir anda bir bebek olmuştun. ne çok severdin öpülmeyi. kimseye yük olmayayım sadece sen bak bana derdin. ne bana ne de başkasına yük oldun dede. tek hastalığın yaşlılıktı. o kadar ani gittin ki. cenazene götürmediler beni. sana yetiştiğimde toprağın altındaydın çoktan. ne yağmur yağmıştı o gün. çok korktum üşümenden dede. ama bir hafta sonra gencecik bir canı da aldın yanına. yalnızlığı hiç sevmezdin zaten.

çok özledim koca dedem. çok çok özledim. dedeme söyledim koca mezarlık aldık bebek dedemin yanı benim diye. baktı, güldü. benim babam o yanı da benim dedi. git annenin yanına gömül dedim. önce kim ölürse dedi. aramızda 45 yaş var dedemle. işim baya zor diye düşünüyorum. ama belli de olmaz değil mi dedem. sen torunlarının çocuklarının ölümünü bile gördün.

çok uzattım dede. senin gibi sessiz kalamıyorum işte ben. başlayınca susmayı bil torunum demiştin ya bana elimden geleni yapıyorum. bir de vefalı ol demiştin. unutmuyorum dedem seni. her gün aklımdasın. görüşene dek hoşça kal dedem. ben gelene dek hoşça kal...

sözlük yazarlarının dedelerine söylemek isteyip de söyleyemedikleridir.
edit: imla