bugün

kavgaya kırmızı pantolonla gelen arkadaş

bizzat başıma çok benzeri gelmiş olaydır.
yılbaşı gecesi arkadaşlarla buluşacağımız mekana diğer iki arkadaşımı almış giderken öndeki araçla taksi şöförünün yol paylaşamadıklarından birbirlerine küfür ettiklerine şahit olmuştum. küfürleşmenin sonunda iki taksici daha olaya müdahil olup öndeki şöföre yüklenince olayın uzayacağını farkettim. öndeki araçta kucağında bebek olan bir bayan olmasa yesin birbirlerini ibneler deyip oradan uzaklaşacaktım lakin bir ailenin üzerine bu kadar gidilmesini hoş göremeyip arabadan inmiş bulundum. arabada üç erkek olmamıza karşın indiğimizde iki kişiydik.
arabada kalan arkdaşım ise; yapma ali etme ali burası ankara ali dememize rağmen kırmızı (o nasıl bir kırmızıydı) kravat takmış gömeliğini pantolonunun üzerine salmış olan ali idi. hani kırmızı kravat takılır lakin o kravatı yakadan sarkıtması bizim için büyük handikap olmuştu.
aracın içindeki arkadaşı gören taksi şöförünün gözlerinin parladığına şahit oldum. bir de arka koltukta on üç yaşındaki çocuklar gibi bir o cama bir bu cama koşuşturmasıyla ibre tamamen mağlubiyeti göstermişti.
biz tam birbirimizi boğazlayacağımız esnada polis trafik durduğu için bizim tarafa yönelmiş olayı farketmiş allah'tan. öndeki ailenin de ifadeleriyle olay tamamen taksicilerle aile arasında karşılıklı şikayetleşmelere dönüştü de biz yolumuza devam ettik.
ali'ye gelince ebeveyn kilidi kapalı kalmış neyse ki çocukcağız inememiş. o günden sonra giyimi konusunda değişiklikler yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum.
bu da böyle bir anımdır...