bugün

sevgilinin gözyaşlarını pipetle içmek

selam.

http://www.youtube.com/watch?v=by2JAbJYo8s

bu içişimi sizlere bu eserle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga

avamdan gelmesine karşın sapyoseksüel duruşuyla istihfaf edilmekten muaf olan, onu yanlışlıkla aldatma gafletine düşmemizi fırsat bilip birtakım müeyyideleri uygulama hakkına erişen, yetmezmiş gibi de defalarca bize olan itimadını yitirdiğini beyan etmesiyle birlikte; yüreğimizdeki menfur sıcaklığı yok eden sevgilimizin -haklı olarak- yanaklarından akıttığı ab-ı çeşmlerini pipet yardımıyla içmektir.

öyle bir öpmek ki onu; mütereddit boynunda mezar olmayı dilemek, özlemle sulanmış dudaklarından damlayan maraz-ı mevtlere yalvarmak, her muvakkat sevgili gibi onun da ardında kalan bir çift saç teline sarılmak; onu koklamak. tanrım öyle bir öpmek ki onu, kimsesiz şiirlerin karanlığına hapsetmek gözlerini...

mukavemeti kırılan şehvetimin oyununa geldim, ihanet ettim yarenime. ben de istemezdim elbette. fakat müşerref olamadı aşkımız, tutunamadık işte.

bu sabah itiraf ettim ihanetimi. önce bir teessüf etti sinirle, sonra büktü uhrevi dudaklarını. konuşamadı, konuşturmadı da bu pembe adamı. bu defa evhama gelmiyordu, ağlıyordu umarsızca. bir an gözyaşlarını silmek istedim. kıyamadım...
aşkımızın günahları damlıyordu yanaklarından. ona dokunup mütecaviz bir güruh olmak istemedim, kirletmek istemedim bu masum meleği.
uzandım masaya, aldım pipeti. yumuldum gözlerinden damlayan "hoşça kal" tesirli yaşlara. içime çektim her bir damlasını, içimi soğuttum zemheri pişmanlıklarla.

utanmadım da hiç.
şaşkın bakışlara aldırış etmeden içtim. kendi gözyaşlarım da karıştı yalnızlığa. elimde bir pipet kaldı en sonunda...
sormayın, ne yaptığımı söylemem onunla.