ideoloji insanın beynine vurulan zincirdir

insan ideolojisinin düşünmeyi kısıtlamasıdır. insan düşünen ve merakını gidermek isteyen varlıktır. doğası gereği doğruyu arar ancak bilinmezlik hissi beyni endişelendirir. mutlak doğruya ulaşıp zihinsel telaşı bir an önce durdurmak ister. bu noktada mutlak doğru kabulü gören ideolojiye ulaşır. doğruyu ararken yapılan zihinsel etkinlik yürüyerek en güzel evi bularak o evi satın almak isteyen bir insana benzer. koca dünyayı yürüyemeyeceginden ve ararken rahatsızlık duyacağından hemen ev bulmaya çalışır. hiçbir zaman en güzeli bulamaz ama evini en güzel görmek ister işte ideoloji de böyledir. doğruyu vermez ama arayışı durdurarak merak duygunuzu doyurur. evet, yarar da sağlar ama mutlak doğru değildir. durmadan arayış içinde olmak en büyük doğrudur. bir ideolojiye girdiğinizde bir süre sonra ihtiyacınız için oluşturduğunuz ideolojiyi, ihtiyacınızı karşılamadığı halde sürdürmeye çabalarsınız. bu gereksiz bir çabadır ve şuna benzer kapıyı açmak için anahtar yaparsınız sonra anahtarın açacağı kapılar yapar onları açarsınız. araç gayeye dönüşür. kaldı ki ideal düzen olamayacağından ve sürekli değişeceğinden büsbütün doğru ideoloji yoktur. tek doğru hiçbir şeyin hep doğru olamayacağıdır.