bugün

16 mayıs 2010 bursaspor beşiktaş maçı

yaşadığım en güzel günlerden biri olmuştur hayatımdaki.bursaspor'un düzenli olarak maçlarına gitmem,2009'un son maçlarıyla olmuş,2010'da ise hediye kombine gelmesi münasebetiyle 2009-2010 sezonunun 15 maçına(ankaraspor maçı hükmen-sivasspor maçı seyircisiz)gitmiştim.bursaspor neredeyse tüm yıl boyunca rakiplerini vura kıra geçerken diğer takımlar,gerek fenerbahçe gerek galatasaray patladı patlayacak şekilde ilerliyorlardı.öyleki ertuğrul hoca son 10 hafta basın toplantılarında illaki puan kaybedecekler diye diye sene sonunu getirmişti ancak fenerbahçe hala kaybetmemiş ve 1 puan önünde girmektedir bursasporun son hafta.

son maçta ise garip bir şey denemeye karar vermiştim.normalde her hafta olduğu gibi formamla ve atkımla gitmem beklenirdi,totemlere inanmadığım halde garip bir şey denemek istemiştim.ne formamı giydim ne atkımı aldım,hafif pembeye çalan t-shirt'imi sırtıma geçirip yanıma cep telefonumu ve kulaklığımı aldım.insanda bir şekilde umut oluyor ne olursa olsun!maça hemen hemen 1 saat önceden girdim 7 gibi,maç 8 deydi.maratonda oturuyorduk,maç yaklaştıkça heyecan artıyor,şampiyon olma ihtimali,şampiyonlar liginin şehre gelme ihtimali heyecan yaratıyordu.o sırada statta şampiyonlar ligi müziği çalınmasıyla tribünler mest oluyordu.

stat sanki şampiyon bir takım geliyormuşçasına süslenmişti,texas'ın olduğu kapalı kale arkasında her yerde pankart fışkıyordu.başkan yazıcı,takım 2. de olsa kutlamalar yapılacağını söylemişti bir kere hafta içinde.maç başlamak üzere kolaçan ettim çevremi,çok çok az bir kısım maçı dinliyordu maratonda,biraz da tribünde oturan abilerle geyik yaptıktan sonra maç saati gelmiş ilk vuruşla beraber yemyeşil inciler tezahüratı inletiyordu tribünleri.

maç başlamıştı ama takımın üzerinde gerginlik vardı,çünkü öteki maça bağlıydı bu sebeple,rahat olan beşiktaş birkaç tane pozisyon bulmuş,taraftar üzerinde gerginlik de artmıştı derken istanbuldan gol haberi gelmiş zaten baskılı oynayan fenerbahçe 1-0 öne geçmişti.tüm tribünler susmuştu sanki o an,20-25 saniye civarında sürmüş sonra daha büyük daha güçlü daha istekli başlamıştı.

maçı dinlemeyi bırakan ben ortama ayak uydurmaya çalışıyordum,son neden bilmiyorum tekrar başlayan radyo deneyimi sırasında bir faul olmuştu,hızlı başlamıştı trabzon spiker en son colman dedi,sonra goooool diye bağırdı spiker,ben ise spikerden daha yüksek sesle bağırmış tüm gözlerin üzerinde toplanmasını sağlamıştım.ne gol mü,kim attı şeklinde trabzon attı 1-1 oldu diye olanca gücümle bağırdım ve bizim tribünden yayılmıştı bir anda gol sevinci.hatta sahaya bile yansımış,ivankov top toplayıcıya 1-1 mi oldu diye sormuştu.öyle garip bir goldü ki colman attı demiştim çünkü spiker burak'ı çok sonra söyledi.

tribünler havaya girmiş,takım havaya girmişti.ama bir dakika.bir şeyler eksikti.evet evet o gol gelmemişti bir türlü.dakika 32'de herkesi çıldırtan gol geldi.batalla golü atıyordu daha sonra sercanla beraber tüm takım maraton'a doğru koşarak golü kutluyordu.tam devre bitti zaten derken ibrahim toraman ters vuruşla tüm kulakların saraçoğlu'na çevrilmesini sağlıyordu.

hayatımda o kadar stresli bir gün yaşamadım heralde,ne üniversite sınavının sonuçlarını beklerken,ne de hayatımı yönlendirecek bir kararla ilgili.bi 200 kişi beraber takip ettik neredeyse maçı,sanki fener gol atsa ben iyi dinleyemediğim için atacaktı o derece bir hava vardı.kaçırdıkça kaçıyor,kale direkleri-onur-trabzonspor defansı panter kesiliyorlardı,vakit geçtikçe hissettiğim bir şey vardı.fenerdeki çoğu oyuncunun 2006 denizli maçının havasına bürünüyordu.öyleki alex bile rahatça yazabileceği ceza sahası içinden topu kalenin üstünden auta yolluyordu.

dakika 88'de gelen gol biraz tedirgin etse de tribünleri,yine de kulaklar saraçoğlunda olmaya kalpler ellerimizin arası bir şekilde devam ediyordu.bursa'da maç bitmiş,saraçoğlunda ise daha 2 dakika civarında süre vardı,dualar tezahüratlar arasında dinleyeduralım,garip bir şeyler oluyordu,fenerbahçe top çeviriyordu. (bkz: bursadan gol haberi mi var) maçı bitmesiyle beraber stat-oyuncular herkes çıldırıyor,ağlayanlar,birbirine sarılanlar(ki o gün tanımadığım halde baya bir sarıldığım kişi olmuştur) vardı.en sonunda saha içine giriyor mutluluğu orada yaşıyorduk(polisin engellerine rağmen)

ses falan kalmamış bir şekilde,5-6 tane fotoğraf çektirdikten sonra,evin yolunu tutuluyor,tarihe tanıklık etmenin mutluluğu yaşanıyordu.

not:galatasaraylıyım.

not2:o yıl galatasaray son 2-3 haftaya kadar yarışın içinde olduğu halde hep bursaspor'un şampiyon olmasını istedim.

not3:bursa'dan gol haberi yok!