bugün

ukra inşaat

mafya dizisinde ün yapmış, sıçarken bile belinde silahla hayal edilen karakterlerle, fazlasıyla güvene ve kaliteye dayandırılması gereken bir kampanyayı yürütmek ve bu kampanyadan ticari beklentilere girmek aptalca bir reklam denemesiydi zaten.

şöyle açmak gerekirse; paris hilton'u oynatsaydınız, millet götünü görürüz belki ümidiyle bile satışlar yükselebilecekken, televizyona bu kadar inanmış bir nesile "bak polat da memati de burda" fikrini vermek biraz ağır kaçmıştır. "ulan neme lazım çatışma ortamında yaşamaktansa toki'ye girerim kafam rahat olur, arada bir akarını kokarını tamir ettiririm bana yeter." diyerek kaçırılan hedef kitleniz şimdi size üç kuruşluk gazete sayfalarından üzülmekteler.

Neymiş, reklam kampanyası önemliymiş. hayran olduğun karakterlere milyonlar yatıracağına milletin inanacağı kişilerle, reklam çalışmalarını akıllıca yürütecek reklam ajanslarıyla çalışmak gerekiyormuş.