bugün
- mauro icardi9
- otobüste yanınızda oturan kadının uyuklaması16
- arkadaşlar yarın iş var farkında mısınız13
- bamya seven erkek18
- topuklu ayakkabı ile araba kullanan kadın16
- öğretmen bayan ile evli olmak12
- yazarların üniversite son sınıfta yaşadıkları20
- musleranın morinho'ya verdiği ayar31
- belediye konserleri yasaklansın11
- sigara içen insan aptaldır12
- serdar ortaç ve m ali erbil'in gözaltına alınması16
- hem seks hem hastalıkta söylenecek söz12
- 5 milyon memur 15 milyon emekli11
- erkek olana kadar çocuk yapmak12
- dilan polat15
- halil umut meler23
- makarnayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar16
- yazarların bugunkü mutluluk sebebi11
- anın görüntüsü14
- 10 kasım 2024 galatasaray samsunspor maçı16
- 10 kasım 2024 fenerbahçe sivasspor maçı13
- icardi simge aşkı14
- sözlükte geceleri çok tehlikeli tipler olması10
- mel mel bakan gibson vs masklavi11
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği9
- bir sözlük erkeğine sarılıp uyumak10
- mustafa kemal atatürk8
- supangle yapan babaanne iticiliği9
- karnabahar sevmeyen erkek8
- ilk türk yapay zeka robotu sezai10
- pornolardaki ağıza sıçma sahneleri14
- wanda nara23
- ticarette en güvenilir ırk25
- sokakta görülen kediye naber lan demek25
- victor osimhen19
- 34 plakanın diğer illerdeki karizması13
- realite manipülasyonu9
- 10 kasım31
- ya ile biten cümleler9
- sinirlenince çaylak atan yetkili32
- adanalı kadınlar12
- insan olmaya ceyrek kala19
- larisalisa14
- şeyh sait9
- en müslüman özelliğinizi yazın20
- ulu kızları gidip normal sözlük kızlarının gelsin9
- atatürk ün son sözünün aleykümselam olması17
- 1993 toyota corolla vs 2020 fiat egea9
- neden sevgilin yok sorusuna alternatif cevaplar15
- bir sözlük erkeğini dağa kaldırmak8
atsız ata'dan
KÜRTLER VE KOMÜNiSTLER
Malatya'nın bir köyünde, Şaban adlı bir öğretmen hem Atatürk büstünü kırdı, hem de Türk bayrağını yırttı. Bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden Atatürk'e düşman olsa bile Türk bayrağına hakaret etmenin hiçbir tevili ya da hafifletici sebebi olamaz. Bundan dolayıdır ki, Şaban adındaki bu öğretmenin kanını ve soyunu araştırmakta, siyasi inançlarını incelemekte fayda vardır.
Bugün Türkiye'de Türklüğe ve dolayısı ile Türk bayrağına düşman üç zümre vardır: Moskofçular, kürtçüler ve Siyasi Ümmetçiler.
Vaktiyle Çukurovadaki Köy enstitüsünde Türk bayrağı kanalizasyona atılmış,bu alçaklığı Köy Enstitülerine sızmış olan o bol sayıdaki Moskofçulardan birinin yaptığı yüzdeyüz belli olmakla beraber suçlu bulunamamıştı.
Şaban adlı öğretmenin Türk bayrağı düşmanı takımlardan hangisine bağlı olduğu şimdilik belli değildir. Bir kürtçü olması ihtimali üzerinde ısrarla durmak ve ciddi tedbirler almak lazımdır. Unutulmamalıdır ki, kürtçülük almış yürümüş, idam istemi ile mahkemeye verilen kürtler "Büyük Millet Meclisi"ne girmiş,o ahım şahım kürtçe ile dergiler yayınlamaya başlamışlardır. Kürtçüler kürtlüklerini Türklük aleyhinde bir eda ile söylemekten çekinmiyecek duruma gelmişlerdir. Bazı kürtçüler, öğrenci derneklerinde önemli yerlere gelmişlerdir.
Buna karşı ne yapılıyor? Hiç! Yobazlığı yapılan, şeriatin yerine geçen "demokrasi" bu hiçlik midir?
Eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel daha Milli Birlik Komitesi Başkanı olduğu sıralarda, istanbul Üniversitesi profesörleri ile yapmış olduğu özel ve az çok mahrem toplantıda bizim için iki tehlikenin varlığını açık yüreklilikle söylemiş, "Komunizm ve kürtçülük" demişti. Cihan çapında güçlü bir tehlike olan komunizmin yanında, Cemal Gürsel'in bir iki milyonluk ilkel kürtleri anması boşuna değildi. Çünkü bu cemaat hem doğu illerimizin petrol kaynağı bölgelerinde oturmakta hem de yıllardan beri ingilizler, Ruslar ve Amerikalılar tarafından desteklenip kışkırtılmaktadır.
Şeyh Said ayaklanması bir kürt ayaklanmasıydı ve açıkça ingilizler tarafından desteklenmişti. Said-i kürdi hareketi ise uzak hedefli ve örtülü bir kürt hareketidir veyine ingilizler tarafından "Müslüman Kardeşler" derneği kanalı ile yönetilmektedir. Kürtlüğü destekleyen,devletlerin maksadı insani değil,maddi çıkara,siyasi nüfuza ve jeopolitiğe dayanan niteliktedir.
Şimdi hep beraber düşünelim:"Türk Devleti"nin kürtçülüğe karşı tavrı ne olmalıdır?Bir devlet ,hiç şüphesiz yarınını tehdit eden bir tehlikeye karşı aklın ve şuurun gerektirdiği tedbirleri alır. Bu tedbirlerin yüzde yüz "milliyetçi" tedbirler olması şarttır. Çünkü milletlerin kendilerini başkalarından ayrı ve üstün tutmak ve kendilerini korumak için tuttukları yol ancak milliyetçiliktir. Türkiye Cumhuriyeti ırkçı bir devlet değildir. Kültür milliyetçisi olduğunu öne sürmesine rağmen böyle bile değildir ve tabiyet milliyetçiliği ile yetinmektedir. Bu bakımdan yüksek mekanizmada kürtlere alabildiğine yer verir.
Atatürk çağının Milli Eğitim Bakanlarından Vasıf Çınar ile istiklal Mahkemeleri Başkanı Ali Saip Ursavaş kürttü. Fakat bunların aklına Türklükten ayrı kürtlük diye birşey gelmiyordu ve Atatürk çağında böyle bir şey akla gelemezdi de. Atatürk ortalığa bir "Türklük Dehşeti" saçmıştı. Bu sayededir ki kürt olan Ali Saip, istiklal Mahkemelerinde birçok asi kürdün idamında büyük rol oynamıştı. Demokrat Partinin ileri gelenlerinden Kasım Küfrevi ve Ağrı Mebusu Halis Öztürkde kürttüler. O zamanın Milli Eğitim Bakanlarından Celal Yardımcı'nın da kürt olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Kayseri Cezaevinde kendisini lider tanıyan bir iki Türk mebus bulunduğu gibi mahbusluk hayatında kürtçe öğrenmeye başlaması da mim konulacak noktalardandır.
Bugün de partilerin çoğunda kürtler bulunmaktadır. Yeni Türkiye Partisinin bir süre önce ölmüş bulunan mebusu Mustafa Ekinci ile Yusuf Azizoğlu kürttür. ikiside kürt milliyetçisidir.Yine aynı partiden Muhlis Görentaş da milliyetçi kürtlerdendir.
Halk Partisinden Cihat Baban ve Esat Mahmut Karakurt kürttürler.
Adalet Partisinden Devlet Bakanı Cihat Bilgehan ile Gümrük ve Tekel Bakanı ibrahim Tekin de kürt asıllıdır.
Kürtlere büyük millet meclisi dışında da rastlamak mümkündür.Prof Şükrü Baban ile Prof. Abdulkadir Karahan ve Yassıada Komutanı Tarık Güryay kürttürler.
Yani Türk Devleti şimdiye kadar bunlar kendisinden ayrı tutmamış,onlara her makamı vermiştir. Fakat ayrı kürt devleti kurmak gayesi ile bir takım davranışları olan üniversiteli kürtlerin çoğalmasından sonra devlet şüphesiz kürt asıllılara karşı daha uyanık olacak, bunları kritik noktalara getirmeyecektir.Kürtler mevcut nisbetteki akıllarını başlarına devşirmeyerek yabancı kışkırtılara oyuncak olmakta devam ve kürt devleti hayali ardında koşarlarsa nasipleri yeryüzünden kazınmak olacaktır. Türk ırkı oluk gibi kanı ve sayısız emeği pahasına yurt edindiği Türkiye'ye göz dikenleri ne yapabileceğini göstermiş, 1915'de Ermenileri, 1922'de Rumları bu ülkede yok etmiştir.
Bu sonuca varırken daha 1944 yılında yapılmış bir büyük muhakemeyi düşünüyor ve o zamanki sanıkların ne kadar haklı olduklarını düşünmekten kendimi alamıyorum.
Ötüken, 30 Nisan, 1966 Sayı: 28
KÜRTLER VE KOMÜNiSTLER
Malatya'nın bir köyünde, Şaban adlı bir öğretmen hem Atatürk büstünü kırdı, hem de Türk bayrağını yırttı. Bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden Atatürk'e düşman olsa bile Türk bayrağına hakaret etmenin hiçbir tevili ya da hafifletici sebebi olamaz. Bundan dolayıdır ki, Şaban adındaki bu öğretmenin kanını ve soyunu araştırmakta, siyasi inançlarını incelemekte fayda vardır.
Bugün Türkiye'de Türklüğe ve dolayısı ile Türk bayrağına düşman üç zümre vardır: Moskofçular, kürtçüler ve Siyasi Ümmetçiler.
Vaktiyle Çukurovadaki Köy enstitüsünde Türk bayrağı kanalizasyona atılmış,bu alçaklığı Köy Enstitülerine sızmış olan o bol sayıdaki Moskofçulardan birinin yaptığı yüzdeyüz belli olmakla beraber suçlu bulunamamıştı.
Şaban adlı öğretmenin Türk bayrağı düşmanı takımlardan hangisine bağlı olduğu şimdilik belli değildir. Bir kürtçü olması ihtimali üzerinde ısrarla durmak ve ciddi tedbirler almak lazımdır. Unutulmamalıdır ki, kürtçülük almış yürümüş, idam istemi ile mahkemeye verilen kürtler "Büyük Millet Meclisi"ne girmiş,o ahım şahım kürtçe ile dergiler yayınlamaya başlamışlardır. Kürtçüler kürtlüklerini Türklük aleyhinde bir eda ile söylemekten çekinmiyecek duruma gelmişlerdir. Bazı kürtçüler, öğrenci derneklerinde önemli yerlere gelmişlerdir.
Buna karşı ne yapılıyor? Hiç! Yobazlığı yapılan, şeriatin yerine geçen "demokrasi" bu hiçlik midir?
Eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel daha Milli Birlik Komitesi Başkanı olduğu sıralarda, istanbul Üniversitesi profesörleri ile yapmış olduğu özel ve az çok mahrem toplantıda bizim için iki tehlikenin varlığını açık yüreklilikle söylemiş, "Komunizm ve kürtçülük" demişti. Cihan çapında güçlü bir tehlike olan komunizmin yanında, Cemal Gürsel'in bir iki milyonluk ilkel kürtleri anması boşuna değildi. Çünkü bu cemaat hem doğu illerimizin petrol kaynağı bölgelerinde oturmakta hem de yıllardan beri ingilizler, Ruslar ve Amerikalılar tarafından desteklenip kışkırtılmaktadır.
Şeyh Said ayaklanması bir kürt ayaklanmasıydı ve açıkça ingilizler tarafından desteklenmişti. Said-i kürdi hareketi ise uzak hedefli ve örtülü bir kürt hareketidir veyine ingilizler tarafından "Müslüman Kardeşler" derneği kanalı ile yönetilmektedir. Kürtlüğü destekleyen,devletlerin maksadı insani değil,maddi çıkara,siyasi nüfuza ve jeopolitiğe dayanan niteliktedir.
Şimdi hep beraber düşünelim:"Türk Devleti"nin kürtçülüğe karşı tavrı ne olmalıdır?Bir devlet ,hiç şüphesiz yarınını tehdit eden bir tehlikeye karşı aklın ve şuurun gerektirdiği tedbirleri alır. Bu tedbirlerin yüzde yüz "milliyetçi" tedbirler olması şarttır. Çünkü milletlerin kendilerini başkalarından ayrı ve üstün tutmak ve kendilerini korumak için tuttukları yol ancak milliyetçiliktir. Türkiye Cumhuriyeti ırkçı bir devlet değildir. Kültür milliyetçisi olduğunu öne sürmesine rağmen böyle bile değildir ve tabiyet milliyetçiliği ile yetinmektedir. Bu bakımdan yüksek mekanizmada kürtlere alabildiğine yer verir.
Atatürk çağının Milli Eğitim Bakanlarından Vasıf Çınar ile istiklal Mahkemeleri Başkanı Ali Saip Ursavaş kürttü. Fakat bunların aklına Türklükten ayrı kürtlük diye birşey gelmiyordu ve Atatürk çağında böyle bir şey akla gelemezdi de. Atatürk ortalığa bir "Türklük Dehşeti" saçmıştı. Bu sayededir ki kürt olan Ali Saip, istiklal Mahkemelerinde birçok asi kürdün idamında büyük rol oynamıştı. Demokrat Partinin ileri gelenlerinden Kasım Küfrevi ve Ağrı Mebusu Halis Öztürkde kürttüler. O zamanın Milli Eğitim Bakanlarından Celal Yardımcı'nın da kürt olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Kayseri Cezaevinde kendisini lider tanıyan bir iki Türk mebus bulunduğu gibi mahbusluk hayatında kürtçe öğrenmeye başlaması da mim konulacak noktalardandır.
Bugün de partilerin çoğunda kürtler bulunmaktadır. Yeni Türkiye Partisinin bir süre önce ölmüş bulunan mebusu Mustafa Ekinci ile Yusuf Azizoğlu kürttür. ikiside kürt milliyetçisidir.Yine aynı partiden Muhlis Görentaş da milliyetçi kürtlerdendir.
Halk Partisinden Cihat Baban ve Esat Mahmut Karakurt kürttürler.
Adalet Partisinden Devlet Bakanı Cihat Bilgehan ile Gümrük ve Tekel Bakanı ibrahim Tekin de kürt asıllıdır.
Kürtlere büyük millet meclisi dışında da rastlamak mümkündür.Prof Şükrü Baban ile Prof. Abdulkadir Karahan ve Yassıada Komutanı Tarık Güryay kürttürler.
Yani Türk Devleti şimdiye kadar bunlar kendisinden ayrı tutmamış,onlara her makamı vermiştir. Fakat ayrı kürt devleti kurmak gayesi ile bir takım davranışları olan üniversiteli kürtlerin çoğalmasından sonra devlet şüphesiz kürt asıllılara karşı daha uyanık olacak, bunları kritik noktalara getirmeyecektir.Kürtler mevcut nisbetteki akıllarını başlarına devşirmeyerek yabancı kışkırtılara oyuncak olmakta devam ve kürt devleti hayali ardında koşarlarsa nasipleri yeryüzünden kazınmak olacaktır. Türk ırkı oluk gibi kanı ve sayısız emeği pahasına yurt edindiği Türkiye'ye göz dikenleri ne yapabileceğini göstermiş, 1915'de Ermenileri, 1922'de Rumları bu ülkede yok etmiştir.
Bu sonuca varırken daha 1944 yılında yapılmış bir büyük muhakemeyi düşünüyor ve o zamanki sanıkların ne kadar haklı olduklarını düşünmekten kendimi alamıyorum.
Ötüken, 30 Nisan, 1966 Sayı: 28
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar