bugün

neşet ertaş

türkülerle sevdiğimiz, azda olsa çıktığı televizyon programlarında yapmış olduğu konuşmalarla gönlümüzde taht kurmuş bir ozandır.. kendisinin şarkılarını dinlerken, kafayı bulup buzlu buzlu rakıları götürmüşlüğüm vardır..

fakat yine kendisine dair en etkili anıyı eniştem anlatır; radyoların, plakların olduğu zamanlarda çalışmak için yabancı diyarlara gurbetçi olarak gitmişler.. yabancılarla birlikte çalışırlarken, açarlardı dandiridon parçalar onlar kafamız şişerdi.. diye başlardı konuşmasına.. bir gün bir yerlerden neşet ertaşın zahidem türküsünün plağını bulup gelmiş bizim enişte... açmış son ses, yabancılar dalga geçmişler enişteyle.. '' bu adam ağlıyor'' diye gülmüşler, önce çok üzülmüş eniştem.. hem neşet baba ile dalga geçiyorlar, hemde şarkıyı beğenmiyorlar diye.. sonra demişki '' siz onun nedediğini anlayamayacaksınız hiç bir zaman, sizin için üzülüyorum'' .. eniştem için hep gurbet ozanı olmuş neşet.

bugün beni 16 yaşındaki yiğenimi, eniştemi üzebiliyorsa ölümü, o gerçek bir ozandır.. mekanı cennet olsun.. artık türkülerle yaşayacak kendisi.