bugün

soren kierkegaard

Kierkegaard 'a göre, insanın yaşadığı bu olumsuz duygular, ona bazı varoluş tarzlarının diğerlerinden daha sağlam ve gerçek olduğunu gösterir. Sağlam ve gerçek bir varoluş tarzına ulaşmak ise, akılla değil de, inançla ilgili bir konudur.

Kierkegaard 'ın felsefesi;
çıkış noktası açısından tanrıbilimsel,
edebi ve şiirsel biçim açısından estetik ve
etki açısından törebilimsel bir yapıya sahiptir.

- Kierkegaard'ın felsefi doğruluk doğası düşüncesi, Sokrates 'den izler taşımaktadır. "Doğruluk bireyden kopuk bir şekilde değerlendirilemez, onunla birlikte ele alınması gerekmektedir." Kierkegaard, soyut düşünme ile varoluşçu düşüncenin keskin bir karşıtlığını ortaya koyar: soyut düşünme, mantıksal teknikler aracılığı ile olanaklılık bölgesini keşfeder ve yalnızca varsayımsal bilgilerle ilerler, varoluşçu düşünme ise gerçek, somut birey üzerine doğruluk konusunda ilerler. Varoluşçu doğruluk, nesnel ve kuramsal olarak belirsiz olan birşeyin içsel bir önsezisidir ve varolan bir birey tarafından kazanılabilen en yüksek doğruluktur. Kierkegaard’ın doğruluğu, kendi tanımlamasına göre inanca eşittir.

- Kierkegaard 'ın felsefesinin merkezi düşüncesi seçenektir.(Ya o, ya da o) başlıklı erken dönem çalışmasında, daha sonraki tüm felsefesini de etkileyecek olan bir düşüncenin açıklamasını yapmaktadır. Either/Or 'da seçenek yaşamın iki yolu arasında bir karar olarak verilmiştir;

a)estetik yaşam, sanata, müziğe, drama adanmış bir yaşam, ve
b)törel yaşam, mutluluğu evlilikte, iş hayatında arayan yaşam.

Kierkegaard'a göre, seçenek fenomeninin hiçbir tam psikolojik tanımlaması yapılamaz; onun öğrenilebilmesi için denenmesi gerekmektedir. Seçeneğin yapısı, bireysel öznel, anlık, mutlak, özgür, geri alınamaz olgularla anlaşılabilir. Bir bireyin yaşam şekli seçeneği, "cehennem üzerinde atlamaya" benzetilebilir.

- Varoluşçu düşüncenin toplamı, Tanrı bilgisidir. Kendi içsel seçenek deneyimindeki birey, en azından zaman zaman, sonsuz Tanrı bilgisine ulaşacaktır. "Sonsuzluk" diyor Kierkegaard, "eylem oluşumu içinde varolan bireyin üstünü amaçlamaktadır Bireyin zihin varlığı ile Tanrının sonsuz gerçekliği paradoksal olarak kabul edilmektedir, fakat bu yalnızca spekülatif anlak için varolan bir paradokstur ve inanan bir doğruluğu olarak kolayca ortaya konmuştur. Kierkegaard'm bireyin Tanrı ile olan bağlantısı düşüncesi, büyük Hristiyan mistiklerinin geleneğinde bulunmaktadır. Kierkegaard, bireyin Tanrı ile birliğine inanan bir mistiktir, bu birliğin bireyi yok etmediğini düşünmektedir. Birey, Tanrı ile uyum içinde olduğu zaman bile, kendi bireyselliğini korur ve Tanrı, bir "Mutlak Başkası" olarak kalır.

Kierkegaard, Alman varoluşçu felsefecileri derinden etkilemiş olan varoluşçu bir düşünürdür fakat bir felsefe olarak varoluşçuluğun kurucusu olarak kabul edilmez. Bunun nedeni, yazılarında varoluşçu noktaları, sabit bir öğreti olarak kristalleştirmemiş olmasıdır.
Kaynak: Felsefenin Öyküsü

önemli eserleri ;

Yaşamdan Bir Parça (1843)
Korku ve Titreme (1843)
Kaygı Kavramı (1844)
Felsefe Parçaları (1844)
Yaşam Yolunun Durakları (1845)