bugün
- bütün sözlük erkekleri alçaktır25
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı21
- kıllı erkek mi daha çekici kılsız mı sorunsalı11
- erkek bacağı13
- içlik giyer misiniz14
- neden sürekli kabız oluyorum22
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa20
- siber güvenlik başkanlığı12
- bik bik'in mutfağına konuk olmak16
- sözlük yazarlarının pizzaları8
- jose mourinho24
- bekar kadın akşam yemeği10
- sözlükte sevilmeyen erkek yazarlar9
- klarnet calan sarapci koala 68
- fenerbahçe nasıl kurtulur13
- karton toplayan çocuk silik yemelidir12
- narin güran19
- sabah başlayan baş ağrısı9
- anın görüntüsü28
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu13
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- victor osimhen9
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko8
- bimde çalışanda akıl var mı16
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı107
- fenerbahçe taraftarı29
- ismail kartal9
- the crying one9
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- okan buruk18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe8
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u23
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm11
orhan pamuk un açıklama yapmadan izin almadan başka bir kitaptan alıntılara sahip olduğu sonradan anlaşilan kitabıdır "beyaz kale"...
pedro'nun zorunlu ıstanbul seyahati/ 16. yüzyıl'da türkler'e esir düşen bir ıspanyol'un anıları adlı bir kitap türkçeye fuad carım tarafından çevirilir ve güncel yayıncılık tarafından 1996'da yayımlanır. orhan pamuk'un beyaz kale adlı romanı ile bu kitap arasında çok fazla 'benzerlikler' vardır. ahmet yıldız edebiyat ve eleştiri dergisinin 24. sayısında bu benzerliği ele alan 'roman yazma teknikleri ıçin bir örnek kitap: beyaz kale' adlı bir inceleme yazar. bu incelemede iki kitap arasındaki 'etkileşimleri' sıralar (aktaran: yalçın küçük-şebeke/"network", ygs yayınları, syf.113-115).
benzerlik (!)(!) 1
"...ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. maluma kürek çekenler ya türk ya 'mağribi'. gemi bir kere zaptedildi mi, bunlar artık serbest. o vakit türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı derler..." (pedro'nun..... syf.12)
"türk ve mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çigliklari atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (beyaz kale, syf.11)
benzerlik (!) 2
"...birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi; "böyle eden böyle olur". öbürünü kazığa çaktilar..." (pedro'nun..... syf.12)
"...kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüstü. kırbaççıları burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..." (beyaz kale, syf.11)
benzerlik (!) 3
"rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çirilçiplak ettiler. beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. hem sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok değerli eşyalarla doluydu..." (pedro'nun..... syf.13)
"...rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çiktim. gemi ana-baba günüydü. dışarıda herkesi toplamışlar soyuyorlardı..." (beyaz kale, syf.14)
benzerlik (!) 4
"...cerrah mısın, diye sordular. hayır deyince, az kalsın partiyi kaybediyordum. bereket versin lafa, sözü geçen kaptanlardan durmuş reis karıştı. cenevizli dönme durmuş reis 'idrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır' dedi. kürekten işte bu suretle kurtuldum..." (pedro'nun..... syf.12)
"...sonradan ceneviz dönmesi olduğunu ögrendigim reis iyi davrandı bana; neden anladığımı
sordu. küreğe verilmemek için hemen astronomi bilgimden, geceleri yön bulabileceğimden söz ettim, ama ilgilenmediler. bunun üzerine bende bıraktıkları anatomi cildine güvenerek hekim olduğumu ileri sürdüm. az sonra gösterdikleri kolu kopmuş birini görünce cerrah olmadığımı söyledim. öfkelendiler, beni küreğe vereceklerdi ki, kitaplarımı gören reis sordu; idrardan ve nabızdan anlıyor muydum? anladığımı söyleyince küreğe verilmekten kurtuldum..." (beyaz kale, syf.14)
daha fazla uzatıp sabrınızı taşirmak istemem. bu tip 'benzerlik' örnekleri inceleme boyunca sürüp gidiyor. artık 'ihtiyatı' elden bırakıp buna, rowling'in ve pamuk'un yaptıklarına düpedüz 'aşirma' diyebilir miyiz? yoksa yahya kemal beyatlı'nın shakespeare konusunda olduğu gibi temkinli olmakta fayda mı var:
"ben intihallere dair bazı etütler gördüm... bir etüt de le cid'in (corneille'in eseri) 120 mısraının guilhem de castro'ndan doğrudan doğruya tercüme edilmiş olduğunu bildiriyordu. tetkik ettim ve aslını gözümle gördüm. comoedia gazetesinde bir etüt, shakespeare'in on üç bin mısraından dokuz bininin ya doğrudan doğruya veya takriben intihal olduğunu iddia etmişti." hilmi yavuz zaman gazetesindeki "haşim, ıntihal ve metinlerarasılık" adlı yazısında (24.4.2002) yahya kemal'in sözlerini şöyle bitirdiğini yazıyordu: 'fakat yine de, shakespeare'e intihal isnat etmek için düşünmek lazımdır.'
okur mutlaka düşünecektir kim 'özgün' kim değil. 'aşirmasız' yapıtlara ihtiyacımız var;
hem burası türkiye demeden hem de şu ünlü çok sattı o zaman 'iyidir' demeye gerek görmeden.,
senih kavlak - 06 mayıs 2002, pazartesi - hürriyet
yorumsuz
pedro'nun zorunlu ıstanbul seyahati/ 16. yüzyıl'da türkler'e esir düşen bir ıspanyol'un anıları adlı bir kitap türkçeye fuad carım tarafından çevirilir ve güncel yayıncılık tarafından 1996'da yayımlanır. orhan pamuk'un beyaz kale adlı romanı ile bu kitap arasında çok fazla 'benzerlikler' vardır. ahmet yıldız edebiyat ve eleştiri dergisinin 24. sayısında bu benzerliği ele alan 'roman yazma teknikleri ıçin bir örnek kitap: beyaz kale' adlı bir inceleme yazar. bu incelemede iki kitap arasındaki 'etkileşimleri' sıralar (aktaran: yalçın küçük-şebeke/"network", ygs yayınları, syf.113-115).
benzerlik (!)(!) 1
"...ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. maluma kürek çekenler ya türk ya 'mağribi'. gemi bir kere zaptedildi mi, bunlar artık serbest. o vakit türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı derler..." (pedro'nun..... syf.12)
"türk ve mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çigliklari atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (beyaz kale, syf.11)
benzerlik (!) 2
"...birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi; "böyle eden böyle olur". öbürünü kazığa çaktilar..." (pedro'nun..... syf.12)
"...kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüstü. kırbaççıları burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..." (beyaz kale, syf.11)
benzerlik (!) 3
"rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çirilçiplak ettiler. beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. hem sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok değerli eşyalarla doluydu..." (pedro'nun..... syf.13)
"...rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çiktim. gemi ana-baba günüydü. dışarıda herkesi toplamışlar soyuyorlardı..." (beyaz kale, syf.14)
benzerlik (!) 4
"...cerrah mısın, diye sordular. hayır deyince, az kalsın partiyi kaybediyordum. bereket versin lafa, sözü geçen kaptanlardan durmuş reis karıştı. cenevizli dönme durmuş reis 'idrar ve nabız hekimidir, cerrahtan daha faydalıdır' dedi. kürekten işte bu suretle kurtuldum..." (pedro'nun..... syf.12)
"...sonradan ceneviz dönmesi olduğunu ögrendigim reis iyi davrandı bana; neden anladığımı
sordu. küreğe verilmemek için hemen astronomi bilgimden, geceleri yön bulabileceğimden söz ettim, ama ilgilenmediler. bunun üzerine bende bıraktıkları anatomi cildine güvenerek hekim olduğumu ileri sürdüm. az sonra gösterdikleri kolu kopmuş birini görünce cerrah olmadığımı söyledim. öfkelendiler, beni küreğe vereceklerdi ki, kitaplarımı gören reis sordu; idrardan ve nabızdan anlıyor muydum? anladığımı söyleyince küreğe verilmekten kurtuldum..." (beyaz kale, syf.14)
daha fazla uzatıp sabrınızı taşirmak istemem. bu tip 'benzerlik' örnekleri inceleme boyunca sürüp gidiyor. artık 'ihtiyatı' elden bırakıp buna, rowling'in ve pamuk'un yaptıklarına düpedüz 'aşirma' diyebilir miyiz? yoksa yahya kemal beyatlı'nın shakespeare konusunda olduğu gibi temkinli olmakta fayda mı var:
"ben intihallere dair bazı etütler gördüm... bir etüt de le cid'in (corneille'in eseri) 120 mısraının guilhem de castro'ndan doğrudan doğruya tercüme edilmiş olduğunu bildiriyordu. tetkik ettim ve aslını gözümle gördüm. comoedia gazetesinde bir etüt, shakespeare'in on üç bin mısraından dokuz bininin ya doğrudan doğruya veya takriben intihal olduğunu iddia etmişti." hilmi yavuz zaman gazetesindeki "haşim, ıntihal ve metinlerarasılık" adlı yazısında (24.4.2002) yahya kemal'in sözlerini şöyle bitirdiğini yazıyordu: 'fakat yine de, shakespeare'e intihal isnat etmek için düşünmek lazımdır.'
okur mutlaka düşünecektir kim 'özgün' kim değil. 'aşirmasız' yapıtlara ihtiyacımız var;
hem burası türkiye demeden hem de şu ünlü çok sattı o zaman 'iyidir' demeye gerek görmeden.,
senih kavlak - 06 mayıs 2002, pazartesi - hürriyet
yorumsuz
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar