bugün

lisedeki yıllık saçmalığı

o zamanlar içimde bir heyecan oluştururdu. "ay ne yazsam","acaba pelin ne yazıcak bana", "hoşlandığım kız benden yıllık yazmamı isticek mi?" gibi şeylerle strese girerdim.okulda baharın gelmesiyle bir yıllık fırtınası esmişti son senemizde. herkeste bir heyecan. "yaa huuuuf bilmem kaç kelime sınırlaması istiyorlar nasıl kısaltıcam ben şimdi yazıları yhaa" gibi ağlamalarla, "ayy pelinin ilk sırasında kim yazmış duydunuzmuuuuuuuuuu" gibi dedikodularla tamamlanan bir süreç, ve ortaya çıkan bir kitap. baştan sona okunur. * ve bir kenara atılır. işte olay burda başlar. 4-5 sene sonra odanızı kurcalarken bulursunuz ve açıp bakarsınız. ilk sıranızda lise aşkınızın yorumu göz kırpar. "sensiz bir hayatı düşünemiyorum."* ne gerizekalıca bişey lan bu. hiç kafamız çalışmıyormuş. yani aptallığın böylesi. ulan hiç mi düşünmemişiz. bu, ömür boyu kalıcak bi belge yani sonuçta. aşk dolu, sevgiyle taşan kelimeler var herkesin ilk sırasında.açıp üşenmedim baktım. istatistik tuttum. yaklaşık 250 kişiymişiz. ozamanlar sevgilisinin yorumunu barındıran kişi sayısı 43.** benim de arasında bulunduğum, o kişiden ayrılanlar çoğunlukta. 2 çift sadece devam ediyor ilişkilerine.onları da canı gönülden kutluyorum allah bir yastıkta kocasın.kendimden utanıyorum. ergenlik böyle birşeymiş demekki. şu an ayrı şehirlerde okumama rağmen yanına gittiğim, kötü gün dostlarım, o dönem sidikli bir kızın arkasında kalmış benim için.

özetlemek gerekirse, şuan lisede okuyan kardeşlerime bir tavsiyede bulunayım. lütfen şu anda ne kadar aşık olursanız olun, hayatın daha başında olduğunuzu unutmayın.10 sene sonra* baktığınızda ulan ne salakmışım dememek için dikkatli davranın. evlendiğinizde lise yıllığınızı eşinize göstereceksiniz belki de.*