bugün

22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı

öncelikle, bir galatasaraylı olarak, malumun ilanını yapmalıyım: galatasaray, galatasaray gibi kaybetmiş; fenerbahçe, fenerbahçe gibi kazanmıştır.

futbol düşük skorlu, en popüler sporudur güzide dünyamızın. bu sebepledir ki hatalar bu kadar belirleyici, bu kadar netice değiştiricidir. futbol bu yüzden güzeldir. bu sebeple dünkü maçla ilgili teknik bir analize girmeye gerek yoktur. galatasaray, taraftarına muazzam bir görsellik sunmuş, ancak kimilerine göre şans, kimilerine göre beceriksizliklerin silsilesi olarak bu muazzamlığa uygun bir son hazırlayamamıştır. oyunun hakını aykut kocaman da maç sonrası demeçlerinde vermiştir. hatta bir milli takım figürüne yakışmayacak düzeydeki taraftarlığı ile volkan bile: "galatasaray bu ligin en iyi takımıdır." cümlesini ağzından kaçırmıştır "bizim takımımız daha iyi.. kem.. küm.. biz daha büyüğüz yeminle"lerinin arasında.

skorun dışında bir-iki şey vardı göze çarpan dün gece. birincisi, "3 temmuz'dan beri başlayan süreçte..." cümlesiyle başlayan yüzlerce aforizmanın, binlerce demogojinin yanında geçtiğimiz yıl hem mental, hem de istatistiksel olarak dibe vurmuş; çökmüş bir takım 1 yıl içerisinde doğru planlama ve yapılanma ile bu yılın standartlarının çok çok üzerinde futbol oynamaktadır. hem de bayrak adamı en umulmadık yerde çekip gitmişken. bu, her şeyin dışında ve ötesinde bir kere takdir edilesi bir olgudur.

bir diğeri, galatasaray taraftarıdır. özellikle stad açılışı ve takip eden süreçte dibe vurmuş taraftar da futbol takımıyla paralel olarak düzelmiş, örnek hale gelmiştir. galatasaray takımı, belki de şampiyonluğa mal olacak bir malubiyeti hiç hak etmediği bir şekilde almış ve taraftarlık perspektifinden hak etmediği mutlak olanlar saha ortasında tüm tahrik unsurlarıyla orta oyunu sergilemişlerdir. bu süreçte sahaya ne bir yabancı madde atılmış, ne de sahaya bir kişi atlamıştır. taraftar gözlerindeki hak edeni alkışlamışlardır. aykut kocaman ve yardımcılarının kaşları da sapasağlamdır. lig tv'den görüntüler rahatlıkla istenebilir. bunun dışında ve ötesinde maç esnasında da küfürlü hiç bir tezahürat ve yabancı madde atılmamıştır.

son olarak, yukarıda da belirttiğim gibi kimilerine göre şans, kimilerine göre beceriksizliktir bu maçın özeti. bence bu şansla da beceriksizlikle de açıklanamayacak bir şeydir. açıklanamadığı için futbol güzeldir. süper final, muhteşem son, harikulade bitiş vb. endüstriyel ögelerle şekillendirilmeye çalışsa da hala bu yüzden güzeldir galatasaray-fenerbahçe maçları. bu yüzden farklıdır.

şimdi galatasaray bir kez kazandığını bir kez daha kazanmak zorundadır. işi de kolay değildir. ancak, özellikle dün geceden sonra, bu takıma olan güvenim sonsuzdur. bu takımın bu yıl ki genetiğini oluşturan tüm teknik heyet, kazandığı finaller ile farklıdır, kazandığı finallerle buradadır. bu final de kazanılacaktır. mevcut 3 maçın 270 dakikasının 250'sini kontrol eden takımdır bu takım.

ve uzaklarda bir adam olan sir alex ferguson'un söylediği gibi: "şans daima kendini eşitler."