bugün

gelecekteki sevgiliye mektup

seni hiçbir zaman sevmeyeceğimi bildiğin halde sürgün edilen bir suçlunun ülkesine döneceği günü bekler gibi beklemen bu durumda bana saçma geliyor...

gelecek günler olacak mı olmayacak mı, zaman bizi nereye kadar götürecek bilmez iken hiç bir yaratılmış, sen nasıl bilirmiş gibi davranma üstünlüğünün sahibi olabilirsin işte bunu anlamıyorum.

"sevil neşelen sevme yanarsın/ bir sarı saçı okşar kanarsın; o bir gölgedir varlık sanarsın" derken zeki müren sen nasıl varlık sanmaya devam edersin gölgeyi? uzun uzun bakarsın da derine yüzeydekileri hiçbir zaman görmezsin be sevgili. seni, bir bahar akşamı terkedip gittiğimde ne benim geri geleceğimi ne de bu ömrün biteceğini tahmin etmediğin halde nedir bu geleceğe olan umudun? seni bu kadar besleyen , güçlendiren ve neşelendiren hiç gelmeyeceğe dair bir inanç mı?gelecekteki sevgili, biliyorum ki sen geçmişten geleceksin ve geçmişten geldiğin için de gelecekte hiç şansın olmayacak. çünkü sen , kaybetmiş bir oyuncusun,itilmeyi ve nefreti hak edecek derecede iğrenç, yüzüne bakılmayı haketmeyecek derecede çirkinsin. derin derin baksa da gözlerin, yüzünde o kimsenin anlamlandıramadığı muhteşem bir hüzün olsa ve gülerken bile insanı sarhoş eden bir ağırlığın bir durgunluğun bir sihrin olsa da bütün varlığına rağmen yokluksun.geleceği beklemen geçmişinde yaşaman demektir. gelecekteki sevgili, keşke bir gelecek gerçekten olsaydı da seni uzaktan da olsa görebilseydim. ne de olsa katil, kurbanını öldürmeden önce son kez ona bakmak ister...