bugün
- babayla karşılıklı sigara içmek8
- hala akpli olabilmek8
- volkan konak16
- cok eski bir ulu yazari11
- sözlüğe yeni kadın yazar gelmemesi16
- saçlarını kısacık kestiren kadın11
- geceye bir şarkı bırak9
- tayyip bey9
- en son ne yediniz11
- true yu evlendiremiyoruz14
- ne kadar çok yol açarsanız trafik o kadar sıkışır8
- ekrem imamoğlu'nun babasının ettiği beddua21
- ona bir şey hatırlat9
- nasıl bir kız istersiniz15
- ramazan bayramı24
- başka gezegenlerde de insanlar var mıdır8
- plak satmak10
- bayramınız kutlu olsun sayın yazarlar9
- bergamot tadını en iyi veren çay8
- kola cips yememek8
- küresel ıkınma14
- geldi yine deli9
- bir kızın prime dönemi16
- 29 mart 2025 beşiktaş galatasaray maçı31
- nervio'nun bayramlık cicileri8
- aykolik bugün nereyi gezdi sorunsalı8
- el opucek yastaki yazarlar9
- gençlerin neyi protesto ettiğini bilmemesi16
- hızlı konuşan kız14
- sözlük yazarlarının üye olduğu siyasi parti9
- cehape felakettir12
- first date9
- sahurdayız uludağ sözlük13
- sahne teklifi almak8
- ümit özdağ'ın açlık grevine başlaması17
- teketekte solcu mu alır sağcı mı23
- çirkinlere tavsiyeler8
- 29 mart 2025 imamoğlu'na özgürlük mitingi21
- osimhen ve penaltıdan gollll gese 3 2 kazandı12
- domdom usa9
- özgür özel'in ingiliz bbc'ye resmen ağlaması19
- true'nun karı çıkması8
- bir milyon kişi saraya yürüyelim14
- erkek depresyonu10
- ahmet beyin beyaz bareti10
- true'nun siki için yas tutuyoruz12
- çiçek uzatılan polisin boşanma aşamasına gelmesi22
- chpli kardeşlerim sizle bir sorunum yok12
- kapitalistlerin din kuracak kadar zengin olması8
- first date kombini12
daha çok eski yıllarda ya da bazı ailelerde görülen görücü usulü evlilikler ve o zamanlarda yaşanabilecek olaylardır.
anne,baba ve altı kardeşten oluşan bir ailemiz vardı. evlenme çağına gelmiş kız kardeşlerim kısmetlerini bekler, anne babamızın oluru alınmışsa ve de kızımız gelen adayı kendisine uygun görmüşse kız isteme, nişan, düğün sürecine girilir ve o kız yuvadan uçardı.
adana'da üç katlı ahşap evimiz vardı eski adana konaklarından. misafir odası orta katta olurdu. katlar arası tahta döşemeydi ve yer yer bu döşemede alt katı dikizleyecek delikler vardı. biz küçüktük, misafir geleceği zaman tembihlerlerdi bizi. hoşgeldin dedikten sonra misafirin olduğu odadan ayrılmamız konusunda. gevezelik ya da bir gaf yaparız diyeydi bu tedbir. hoşgeldinden sonra o odadan çıkar üst kattaki deliklerde yerimizi alır ve olan biteni seyrederdik.
ikindi üzeri akşama görücü geleceği söylendi. merak ve heyecan içindeydik. en kıymetli ablamız için geleceklerdi.
akşam cici elbiselerimizi giyip misafiri beklemeye başladık. çok geçmeden kapı çalındı.gelenler onlardı. damat adayı bir çocuk,annesi ve iki ablası. biz de sekiz kişiydik. ben oniki yaşındaydım diğerleri büyüktü benden, yalnız bir tek küçük kardeşim vardı altı yaşında.
hoşgeldiniz, nasılsınız faslı epey sürdü. herkes herkese tek tek sorardı o zaman. bu fasıl bitince havadan sudan sohbetler başladı. tanımadık kimselerle sohbet de kolay olmuyordu. annem , babam konu açmakta zorlanıyorlardı hissediyordum.
damat adayı çocuk da biraz topluca biriydı. çok heyecanlı olduğu belliydi. ne yapsındı ki; sekiz çift göz onu süzüyordu. hele bizler daha çok bakıyorduk. çünkü; tavandaki delikten yüzünü göremiyecektik. adamcağız ter içindeydi. o sırada ayak ayak üstüne atmiştı. ayağı yorulmuş olmalı ki ; oturuşunu değiştirmek istedi galiba. o hareketi yaparken birden korkunç bir ses çıkararak yelleniverdi. salondaki herkes hayretle bakışlarını ona çevirdi ama bir saniye kadar.sonra bizler gülmek ve hayret etmek arasında kalıp, kimimiz halı desenlerine kimimiz de tavandaki salmalara bakmaya başladık.adamın annesi ve kardeşleri " ne yaptın be adam " dercesine çocuğa baktılar. evde çıt çıkmıyordu.
küçük kardeşim aniden " davula taş düştüüüü ! " diyerek zıplamaya başladı. ufaklığa , kibar yetişsin diye osurmak kelimesi öğretilmemişti. o fiilin evdeki adı : davula taş düştü idi.
oğlanevi anladı çocuğun ne demek istediğini. kardeşim oğlanın karşısına geçip öyle bağırıyordu. annem :
- çabuk çık buradan edepsiz diyerek kardeşimi salondan kovdu.
sessizlik sürüyordu. annem onları rahatltmak için " ah bu havalar da " gibisinden konu açmak istediyse de iştirak eden olmadı. bir dakika geçti geçmedi oğlanın annesi:
- biz kalksak iyi olcak dedi. cevabını da almadan kalktılar zaten ama kaçarcasına.
misafirler yolcu edildi ve onlar gider gitmez evdeki herkes ertelediği gülme krizine istediği gibi girdi, hem de ne girme. kimse konuşamıyordu gülmekten. babam şakacı bir insandı. ablama seslendi:
- seni de ancak böyle osuruğunu tutamayanlar ister zaten !
anne,baba ve altı kardeşten oluşan bir ailemiz vardı. evlenme çağına gelmiş kız kardeşlerim kısmetlerini bekler, anne babamızın oluru alınmışsa ve de kızımız gelen adayı kendisine uygun görmüşse kız isteme, nişan, düğün sürecine girilir ve o kız yuvadan uçardı.
adana'da üç katlı ahşap evimiz vardı eski adana konaklarından. misafir odası orta katta olurdu. katlar arası tahta döşemeydi ve yer yer bu döşemede alt katı dikizleyecek delikler vardı. biz küçüktük, misafir geleceği zaman tembihlerlerdi bizi. hoşgeldin dedikten sonra misafirin olduğu odadan ayrılmamız konusunda. gevezelik ya da bir gaf yaparız diyeydi bu tedbir. hoşgeldinden sonra o odadan çıkar üst kattaki deliklerde yerimizi alır ve olan biteni seyrederdik.
ikindi üzeri akşama görücü geleceği söylendi. merak ve heyecan içindeydik. en kıymetli ablamız için geleceklerdi.
akşam cici elbiselerimizi giyip misafiri beklemeye başladık. çok geçmeden kapı çalındı.gelenler onlardı. damat adayı bir çocuk,annesi ve iki ablası. biz de sekiz kişiydik. ben oniki yaşındaydım diğerleri büyüktü benden, yalnız bir tek küçük kardeşim vardı altı yaşında.
hoşgeldiniz, nasılsınız faslı epey sürdü. herkes herkese tek tek sorardı o zaman. bu fasıl bitince havadan sudan sohbetler başladı. tanımadık kimselerle sohbet de kolay olmuyordu. annem , babam konu açmakta zorlanıyorlardı hissediyordum.
damat adayı çocuk da biraz topluca biriydı. çok heyecanlı olduğu belliydi. ne yapsındı ki; sekiz çift göz onu süzüyordu. hele bizler daha çok bakıyorduk. çünkü; tavandaki delikten yüzünü göremiyecektik. adamcağız ter içindeydi. o sırada ayak ayak üstüne atmiştı. ayağı yorulmuş olmalı ki ; oturuşunu değiştirmek istedi galiba. o hareketi yaparken birden korkunç bir ses çıkararak yelleniverdi. salondaki herkes hayretle bakışlarını ona çevirdi ama bir saniye kadar.sonra bizler gülmek ve hayret etmek arasında kalıp, kimimiz halı desenlerine kimimiz de tavandaki salmalara bakmaya başladık.adamın annesi ve kardeşleri " ne yaptın be adam " dercesine çocuğa baktılar. evde çıt çıkmıyordu.
küçük kardeşim aniden " davula taş düştüüüü ! " diyerek zıplamaya başladı. ufaklığa , kibar yetişsin diye osurmak kelimesi öğretilmemişti. o fiilin evdeki adı : davula taş düştü idi.
oğlanevi anladı çocuğun ne demek istediğini. kardeşim oğlanın karşısına geçip öyle bağırıyordu. annem :
- çabuk çık buradan edepsiz diyerek kardeşimi salondan kovdu.
sessizlik sürüyordu. annem onları rahatltmak için " ah bu havalar da " gibisinden konu açmak istediyse de iştirak eden olmadı. bir dakika geçti geçmedi oğlanın annesi:
- biz kalksak iyi olcak dedi. cevabını da almadan kalktılar zaten ama kaçarcasına.
misafirler yolcu edildi ve onlar gider gitmez evdeki herkes ertelediği gülme krizine istediği gibi girdi, hem de ne girme. kimse konuşamıyordu gülmekten. babam şakacı bir insandı. ablama seslendi:
- seni de ancak böyle osuruğunu tutamayanlar ister zaten !
güncel Önemli Başlıklar