bugün

rüyalanmak

yarrak gibi bir isme sahip yarrak gibi bir durum.

''rüyalanmak'' ne lan? ne kadar itici.

ayrıca erkeğe yaşattığı hissiyat dolayısıyla da tam anlamıyla yarrak gibi bir olaydır bu. varsa bu sikko durumu henüz yaşamamış olan falan belirteyim ki öyle ''boşalmak'' şeysine kanıp da zevkli bir şey falan olduğu sanılmasın yani. düpedüz ısdırap, düpedüz eziyettir rüyalanmak.

bir kere uyuyorsun hocularlı. iki kere sikişmiyorsun, üç kere otuzbir çekmiyorsun. hiçbir şekilde sikine temas etmiyorsun yani. yarrak free tamamen. handsfree aqü. boşlukta alet. kan yürümüş, sertleşmiş, bir şekilde keyfe gelmiş, attırdı attıracak ama herhangi bir temas yok alete.

ve işte sen bu haldeyken boşalıyorsun.

şöyle diyeyim;

otuzbir çekerken ya da -olmaz ya hani, oldu diyelim- sikişirken tam boşalma esnasında dur! evet, dur amk. normalde sikişirken ya da otuzbir çekerken tam boşalma esnasında hareketler, devinimler, vuruşlar vs. hızlanır ki; erkek tam doyuma ulaşabilsin. ama rüyalanma olayında böyle bir şey yok dayım. işte bu yüzden uykuda boşalırken boktan bir acı hissediyorsun.

bacak kemiklerinin çekildiğini düşün lan. idrar yolunun, döl yolunun, artık sikinle alakalı ne kadar yol, boru, damar, sinir varsa alayının tutulup koparıldığını düşün.

işte böyle rezil bir şey rüyalanmak.

uyandıktan sonra iç çamaşırındaki meninin soğuk soğuk ve ıslak ıslak kasıklara değmesinden bahsetmiyorum bile. donu çıkardıktan sonra burna efil efil gelen meni kokusunu zaten siktir ettim. boşaldıktan sonra uykuya devam edip de uyandığında külodun kasığa, sike, taşağa yapışması olayını allah'a havale ettim.