bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

yürürken ajandama yazmaya fırsat bulamadığımdan, senin için telefona yazıp kaydettiğim yazıyı şimdi buraya hiç değiştirmeden geçiriyorum.

"yabancı olduğum her yer memleketim aslında benim.. evet belki suretine yabancıyım ama yüreğin belki benim memleketimdir? hislerinin ırmaklarında ıslanmışımdır belki? belki de rüzgarın ulaşmıştır. hatta şuan yüzüme değendir? otobanlarından uzağım evet. aşina insanlardır hayatında, ya da soğuk yüzlerdir belki oradan geçenler. belki sen camlarına buğular bırakırsın seni görmesinler diye. ve dokunan her el, siler o buğuyu.. ama dokundurmazsın bilirim. işte yine o his.. sanki gittiğim her memleket sensin. ve benimsin. sanki dağlarına çıksam yormaz beni. sularına atlasam, boğmaz. ve gökyüzü sanki gözlerin. ağlarsan, ıslanırım buralarda.."

geçen gün karadeniz turunda gümüşhane'de kaldığımız sırada akşama doğru biraz yürüyüşe çıktık. yalnız kaldığımız ev ilin sonunda olduğu için etrafı pek şehirdeymiş gibi hissettirmiyor. her taraf dağ-tepe. tuhaf bir atmosferi var. aslında ben yalnız çıkmak istedim. lakin "bilmediğin yerde ne işin var" diyerekten izin vermediler. aslında hoşuma giden yanı da bu ya; böyle manzaraları olan yerlerde tek başıma bilmediğim yerlerde dolanmak.. onlarla çıkarsam istediğim tarafa gidemeyeceğimi biliyordum. ve istediğim yerde oturup, ajandamı çıkarıp yazamayacağımı.. ama mecbur birlikte çıktık. ne olur ne olmaz, ajandamı aldım yanıma. lakin fırsat bulamadım bir türlü. oysa tam havamdaydım. içimi doldurmuştu bir anda ortam. yine de boş gezmedim. geri dönerken telefonumu çıkardım ve yürürken seyir halinde bir şeyler yazdım. aslında daha uzun ve güzel yazabilirdim belki.. lakin vaziyet itibariyle, imkan dahilinde o kadar oldu. yürüdüğümüz yol şehirler arası yolun kenarıydı. bir tarafta yanımızdan arabalar geçiyor, diğer tarafta ise bir akarsu yol boyu uzanıyordu. ve ağaçlar.. o an içimden ne geldiyse, düşünmeden, muhakeme etmeden ve düzeltmeden yazdım. sadece hislerimi yazdım çünkü.. aslında hislerim daha geniş ve daha uluydu. anlatıma dökülmesi bu kadar olabildi.