bugün

cumhuriyet halk partisi

türkiye'de artık çok şeyin değiştiği ve halk iradesini baskı altına alacak bir organ kalmadığını göremeyen parti.

geçmişte devletin partisi olan ve kendini öyle tanımlayan chp iki darbeciyi aday gösterse kimse bunu yadırgamaz, mahkemeler hapisteyse mecburen çıkartır, çıkartmayan hakimler hsyk'daki dedeleri elleriyle görevden alınıp sürülürdü. onlar da olmazsa danıştay, yargıtay, anayasa mahkemesi ayağa kalkar ve chp'nin istediğini yapardı. daha da olmadı chp'nin dilediği olmadı, darbe olacak korkusuyla ülkede bir ekonomik kriz doğar patronlar baskı yaparak chp'nin istediği olsun da biz para kazanmaya devam edelim derlerdi. bu da yetmezse asker bildiriler yayınlar veya daha ileri gidip darbe yapardı.

ama ne mahkemelerden, ne askerden, ne bunlar eliyle oluşacak krizle hareketlenecek patronlardan ses çıkmadı. tek sesi çıkan candaş medya. medyanın kışkırtması ile chp kendini olduğundan daha büyük görmeye çalışarak kendine oy veren 11 küsür milyon seçmenin iradesini temsil etmemeyi seçti. şimdi bu candaş medya chp'yi soktukları durumdan kurtaracak formuller arıyor. rıza türmen denen hukuk katili bir eski aihm yargıcı çıkıyor yazılarında aihm'e gidillirse şöyle olur böyle olur diye tehditlerde bulunuyor. hep söylemiştim, aihm'e gitmeyi hiçbirinin götü yemeyecektir. çünkü aihm'in geleneklerine göre "demokrasi mevzubahis olduğunda aihm tüm hukuki kuralları geri plana atabilmektedir". aihm kararından ufak bir kaç örnek yeterli. refah partisinin kapatılması davasında demokrasiyi demokratik yollardan yıkma teşebbüslerine karşı gerekli önlemleri almamak gibi ufacık demokrasi karşıtı bir nedeni bile yeterli görmüştü. kürt partilerinin kapatılmasına ise demokratik haklarını gerekirse şiddet yoluyla bile savunmak haktır diyerek karşı çıkmıştı. yani demokrasiyi isteyen kişi isterse apo olsun aihm destek verir, demokrasiye karşı olsanız en uysal, şiddete uzak parti olsanız da kapatılırsınız. chp'ye kapatılma davası açılsa ve kapatılsa aihm bu kapatılmayı doğru görecektir. çünkü chp ile darbeye teşebbüs edenler arasında organik bağı herkes görüyor, hatta darbeyle yargılananlardan iki kişiyi milletvekili yaptılar. kapatılan refah partisi bu kadarını bile yapmamıştı. tekrar söyleyeyim refah kapatılmasını doğru bulan aihm kararında şöyle diyor. refah partisi şiddet kullanmamış veya desteklememiş bile olsa demokrasiyi yıkmaya zemin oluşturacak açıklamalara karşı cephe almamıştır. yani refah kendisi demokrasi karşıtı olmasa bile demokrasi karşıtlarına fırsat veriyor diye kapatılması doğru görüldü. rıza türmen ise medya yoluyla olayları çarpıtmayı seçip güya aihm'den ceza alacağımızı iddia etmekte. zaten rıza türmen nasıl biridir hepimizin malumu.

diğer bir olay da ali sirmen. chp'yi kanının son damlasına kadar, yanlış bile olsa ne yaparsa yapsın savunmaya kararlı kişilik. bu güne kadar ali sirmen'in chp dışında bir partiye iyi şeyler yaptılar dediğini duymamıştık, boyun eğdiğini görmemiştik. iki gündür akp'nin tutukluluk sürelerinin uzunluğu konusunda düzenlediği toplantılardan bahsediyor. zaten kısaltacaklardı diyor. akpliler chp'ye bunu söyleyerek bu çirkin durumdan kurtarabilirler diyor. madem bunu biliyordunuz chp'ye baştan deseydiniz ya. zaten tutukluluk süreleri kısaltılacak, meclise girin bu kısaltmaya sizde katkıda bulunun diye?
akp ip atmayacak. çünkü tutukluluk süreleri ile ilgili yapacağı bir değişiklik chp tarafından sahiplenmiş olacak. boykotumuz sayesinde oldu diyecekler. fakat tutukluluk süreleri ile ilgili darbe suçları dışarda bırakılınca yine cıngar çıkaracaklar. bu kez kendilerini daha güçlü görecekler. akp bunları göze almaz. hele chp için hiç de iyilik yapmaz. kendini uçurumdan atan bir partiye destek vermek anti demokratikmiş gibi görünebilir. ne yapsın yani bana oy vermeyin biraz da rakibime destek verin mi desin? kılıçdaroğlu yönetimi sürdükleri arabayı uçuruma sürdüler. onun önüne geçip kurtarmaya çalışan da bu işten hasar görür. kurtarıcılara ilk öğretilen şey önce kendini garantiye almaktır.

chp'yi ancak cumhurbaşkanı kurtarabilirdi. çünkü onun siyasi bir kişiliği yok. chp, cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra "ülkenin iyiliği için meclise girmeyi görev bildik ve yemin edeceğiz, meclise gireceğiz" diyebilseydi kendini az bir zararla kurtarırdı. ama yapmadılar. medya çok çanak tutsa da akp zaten adım atmadı. hatırlayın. cemil çiçek meclis başkanlığı için görüşmeye giderken sanki mecliste yemin etme konusu konuşulmak için gönderilen biriymiş gibi anlatmışlardı. akp chp'den randevu istedi, akp'nin ağır toplarından cemil çiçek uzlaşmak için gidecek diyorlardı. akp bu oyunu yemedi. bence chp veya bdp'nin aklını başına alıp bir an önce cumhurbaşkanıyla görüşüp, cumhurbaşkanı'nın iknasıyla dönüyoruz demeleri. gerçi bu kez abdullah gül'ü güçlendirecekler ama ellerinden de başka birşey gelmez.