bugün

hasan ali yücel

hasan âli yücel, türkiye cumhuriyeti'nin tek parti döneminin son maarif vekili/milli eğitim bakanıdır. bakanlığı döneminde klasik eserlerin tercümesinden köy enstitülerine, konservatuarın açılmasından ülkedeki neşir faaliyetlerinin düzenlenmesine, ilkokullardan üniversitelere varıncaya kadar dek eğitim sistemimizin birçok farklı boyutuna ve safhasına ilişkin kalıcı etkiler bırakmış pek çok icraata imza atmıştır.

hasan ali'nin bütün bu icraatlarını yalnızca kendisine atfetmek sanırım yanlış olur. o, kendisinden önce genç cumhuriyet'in on yılı aşkın bir zamandır peyderpey tartıştığı ve parça parça hayata geçirme gayretinde olduğu uygulamaları bütüncül ve sistematik bir siyaset içerisinde birleştirebilme ve hayatına geçirebilme başarısını göstermiştir. kemalist cumhuriyet'in ilkelerine bağlıığını her fırsatta dillendiren yücel, mustafa kemal'in vefatından sonra cumhurbaşkanı olan ismet inönü'nün eşsiz desteğiyle eğitim kültür ve sanat alanında kendisinden önce başlatılan projeleri nihaî sonuçlara ulaştırabilmiştir. milli şef inönü'nün siyasi desteği olmaksızın bu devasa boyuttaki hamleleri gerçekleştirmesi ne ölçüde mümkün olabilirdi ki ? nitekim 2.dünya savaşı sonrasında, dünyanın değişen koşullarına ayak uydurma çabası içine giren ismet inönü liderliğindeki türkiye'de savaş öncesi dönemde hayata geçirilen projelerden birer birer vazgeçme yolunu seçmiştir. bu noktada engel oluşturan kesimler ve bu arada da hasan ali yücel, çeşitli süreçlerde yıpratılarak istifa etmek zorunda bırakılmıştır.

hasan ali bakanlığı dönemindeki icraatlarını, kendisinden önceki bakanlarından ayıran en önemli yan, sanırım onun icraatlarının belli bir kültür politikası bağlamaında gerçekleştirilmiş olmasıdır. dönemin eğitim, kültür ve sanat alanındaki icraatlarına yol gösteren anlam kazandıran çerçeveyi ise türk hümanizmi olarak niteleyeceğimiz düşünme biçimi temin etmiştir. cumhuriyet ile birlikte, türkiyede'de batılılaşma siyasetinin anlamı ve çerçevesi de değiştirilmiştir. ancak bu yeni batılılaşma anlayışının sistemli bir ifadesi ancak yücel'in bakanlığı döneminde vücut bulmuştur. osmanlı'dan tevarüs edilen ahlak-teknoloji din-bilim gerilimi türk hümanizması tartışmaları bağlamında teknoloji/bilim/batı lehine aşılmaya çalışılmıştır. herşeyin yegane kıstası ve hedefi batı olarak kabul görmüş, batılı eserler örneğinde gelişmiş eserler vermek gelişmişliğimizin bir başka deyişle 'çağdaş uygarlığa' girişimizin nihai ölçütü olarak kabul edilmiştir. buna bağlı olarak da ortaçağ sonrasında avrupa'lıların yapmış olduğu gibi klasiklere başvurmak yegane yol olarak görülmüştür. yücel'in bakanlığı dönemindeki eğitim, kültür ve sanat alanındaki faaliyetlere bu açıdan bakılacak olursa, her bir icraatinin birbiriyle ve nihai noktada da bu üst siyasetle doğrudan alakalı olduğu görülecektir.