bugün

ülkece iyi yalan söylüyoruz ve o yalanlara çok iyi inanıyoruz.
Entrika, kandırma, yalan, sürü psikolojisi. Ve bunlarla gurur duyma.
Bu kadar vergiye rağmen ölmemek. Radyasyona bağışıklı hamamböcekleri gibiyiz veya sibirya soğuğuna dayanan bakteriye.
kandırılıyoruz.
Tecavüz.
Düşük yapma oranları.
Bebek ölümleri.
eğitim sistemiyle başarısız robotlaşmış cahil insanlar yaratmak.
en iyilerinden biri; banka oturup etrafa çekirdek kabuklarıyla fon yapıp banktan kalkınca silüetini bırakmak. Bu konuda çok başarılıyız. antep fıstığı kabukları ile yapılanına rastlansa da daha nadir ve maliyetli. Deniz kenarına mısır koçanı, pet şişe, bebek bezi bırakıp, ertesi gün kumsalın pisliğinden şikayetçi olmakta da bir numarayız. Pis olmakta başarılıyız cahil müslümanlar olarak.
Girilen entryleri okuduğumda aklıma şu hikayecik geldi. Kardeşim tamam ülkenin sorunu var eyvallah. Eleştirme hakkınızda var onada eyvallah. Fakat bu ülkeyi zerre kadar sevmeyip sadece eleştirmekle yetinenler oldukça bu devran böyle sürüp gidecek. Herkesin gözü Batı’da. Kardeşim çevir gözünü bir kere de ülkene bak, onu bir sev, eksik kalan yanlarını oku adam ol; sen tamamla.

Yapıcı eleştiri üzerine küçük bir hikaye

Hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Geleri olarak tanısa da kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Racigi ise artik eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru;

"Sen artık ressam sayılırsın Racagi. Artık senin resmini halk değerlendirecek."

diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve meydanda en görünen yere koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış.

Racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Resmi alıp götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını istemiş. Racigi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş.

Ranga Guru resmi tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış...

Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. Ranga Guru demiş ki;

"Sevgili Racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiginde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... Oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Şunu hiç unutma sevgili Racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir. "
Gerilemek.
iyi olanı yok etmek.
Abazalik. Afrikada yok boyle cinsel aclik : )