bugün

Böyle bir şey yok ama olabilirde.
okulda defterime, sırama ağaçlara... okunmuş yapraklara, bembeyaz sayfalara... yaldızlı imgelere, toplara tüfeklere, kralların tacına,en güzel gecelere, günün ak ekmeğine... tarlalara ve ufka, kuşların kanadına, gölgede değirmene... uyanmış patikaya, serilip giden yola, hınca hınç meydanlara adını yazdığımız şey.

ey özgürlük!
umut etmemektir.
umut etmiyorsan şayet, özgür hissediyorsun kendini evet.
insan aklının özgürlük anlayışı: nefsinin isteklerini yerine getirdiğin ölçüde özgürsündür

islam aklının özgürlük anlayışı: nefsine hakim olduğun ölçüde özgürsündür.
görsel *
kısacası özgürsen sorun yok.
gökyüzü hala senin...
eşitlik ile denge içindedir (çünkü eşitliğin olduğu yerde özgürlükten kısıtlama meydana gelecektir). şehirde eşitlikten söz ederiz. eşitlikten sıkıldığında başvurulacak yer doğaya gitmektir. çünkü doğa farklılıklar içermekte, özgürlüğü barındırmaktadır. doğaya gidemeyen insan da ''toplum''un içinde ''özgürleşmek'' isterse, kendi içine kaçarak bu ''fark''lılığı elde etmeye çalışır.
gösteriş meraklılarının asla ulaşamayacağı sıfat.
isyan ! devrim ! özgürlük !
toplum baskısının dahi olmadığı bi yer düşünün evet yoktur öyle bi yer ve özgürlükler yarım yamalak olmak zorundadır bu yüzden.
(bkz: ne icin) ozgurluk tek basina anlami olmayan bir kelimedir. Verili, halihazirda bir durum olmalidir ozgurlugu tanimlamak icin. Bu durumda soru kacinilmazdir. Ne icin ozgurluk? Neden ozgur olmadigini dusunuyorsa kisi, iste onun varligini daraltmaktir gorevi. Boylece kendine bir yasam, bir hareket alani olusturmus olur. O yuzden artik biri ozgurluk dediginde istemsiz "kim finanse ediyor" diyorum sozluk. Ne icin ozgurluk?
insanların engellediği oluşum. bazen gözümü kapattığımda dalından kopan bir yaprak olduğumu düşlerim. rüzgarda dans edercesine savrulan... sonra ağaç gelir aklıma. o azametli köklerini sonsuz derinliğe salmış olan. işte o zaman ağacın dalındaki yaprak olmak istediğimi farkederim. çünkü o kadar güvenli ve huzurlu ki. dans etmekten feragat ederim. ama üzülürüm de bir yandan bulutlarla yarışamadığıma.özgürlük... sen ki senin için yaşıyorum. bir gün gelip beni bulman için. ama korkmuyor da değilim senden. yalnızlıktan... çünkü özgürlüğün başladığı yerde yalnızlık başlar. insan insanın kurduysa aynı zamanda özgürlüğünün önündeki engelidir. kimisi düşünsel, kimisi duygusal, kimisi yaşamsal görünmez iplerle bağlar bizi hayata yani ağaca. ama yine de seni düşününce heyecanlanıyorum özgürlük, birgün beni bulacağını umarak.
"Kayalık bir dağın tepesinden, sessiz ovaya dağılmış bir bizon sürüsüne baktığınızı düşünün. O sessizlikte bir tüfek patlıyor... Ürken bizonlar panik halinde dağınık düzen bir koşu tutturuyorlar. Sonra bir anda bütün bizonların aynı hızı yakalamasıyla koşu şaşmaz temposuna kavuşuveriyor.
Kızıl Bulut adlı bizon panik başladığında sürünün ortalarında bir yerde, tehlikeden habersiz olmanın rahatlığıyla otlanıyor yavaş yavaş, daha çok genç... Gerilerden ayaklanarak büyük bir gürültüyle öne atılan bizonların darbeleriyle sersemleyip koşunun yönünü şaşırıyor.
Toparlanıp dön geri ediyorsa da, acıdan gözü karardığı için hızını denetlemekte zorlanıyor. Olanca gücüyle hamle ettikçe ağzı öndeki bizonun kıçına yapışıyor, geri bastığı her defasında da kendi kıçı arkasındaki bizonun ağzına...
Bu utanç verici bocalama sırasında Kızıl Bulut aydınlanıyor. Doğacak ilk fırsatta kendine sürünün kenarında bir yer edinmeye karar veriyor. Işık geçirmez bir sıkışıklık içinde koşarken oradaki ışık bolluğu dikkatini çekiyor. Kenarda koşanlar bizonlar mı, ışık mı, şaşırıyor baktıkça. Sağı solu kapkaranlık çünkü Kızıl Bulut'un. Kenardaki bizonların arasında açıklıklar olduğunu fark edince özgürleşme isteği uyanıyor içinde. Sonra ışık içinde koşan bizonların ardı ardına vurulduklarını görüp ancak ölümü göze alabilenlerin özgür olabileceklerini anlıyor."

Latife Tekin - Unutma Bahçesi
--spoiler--
''zincirlerimi kırdım'' diyorsun gururlar.
evet, köpeklerde zincirlerini kırar;
hem kaçarlarda.
taşırlar zincirlerinden kalan
halkayı boyunlarında

persius.
--spoiler--

hiç bir zaman tam manasıyla özgür olamayacağımızı yüze tokat gibi vuran bir cümle. en güzel özgürlük tanımı.
özgürlük yoktur. sadece özgür olduğuna inandırılmış köleler vardır.

gerçek özgürlük için; (bkz: anarşizm)
artık Türkiye'de olmayan şey.
Türkiyede haddinden fazla vardır. Bu kadar olmamalı.
http://anket.uludagsozluk.com/s/234/
an itibariyle anket olarak sunup, tez misali girdiler ile kimseyi yormak istemediğim sorunsal.
(bkz: hayırlı forumlar arkadaşlar)
(bkz: yeni başlayanlar için sözlük kuralları)
(bkz: korkoro)

bir iki üç... avazın kesilene kadar, insanlar ne olduğunu anlayana kadar... bağır! bağır! ve koş, ayaklarındaki acıyı hissetmeyecek kadar dolu olsun yüreğin. ve düş, düştüğün yerde derin derin soluklan, rüzgar tüm boşluklarından içeri süzülsün. ve korku, içinde rüzgarla birlikte salınsın. durma! kapanmasına izin ver göz kapaklarının. ve özgürlük, yuvalanmasın zihninde; ona etten kemikten bir cesaret ver. söyle! söyle! ve sen düş yola, her şey dursun...

bazı filmler, düş dünyamızla alay ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=cOTCCHpheOw
"hayvanlar dünya da kendileri için bulunurlar, insanlar için yaratılmamışlardır.
siyahların beyazlar için,
kadınların erkekler için,
yaratılmadığı gibi. homofobi faşizmin arkadaşıdır. özgürlüğünü yaşayamayan canlılar patlamaya hazırdır."
21. yüzyılda hala uygulanamayan bir olgu dur.
Bir canlının, kendini gerçekleştirme hakkını sonuna kadar kullanabilmesi durumu. ideal bir durumdur. Bütün idealler gibi gerçekleştirilmesi olanaksızdır. Ancak, bu bilinçle hareket eden kişiye "özgür birey" diyebiliriz.
büyük bir kelime özgürlük. çok büyük fakat biraz içi boş gibi sanki.
öyle ki özgürlüğü tanımlamak bile aslında özgürlüğü kısıtlar. bir tür paradoks da diyebiliriz. özgürlüğün tanımı da olmamalıdır. fakat bu seferde özgürlük kavramı açıklanamaz. gerçi açıklanıyor da ne oluyor ki? bugün hangi insan özgür? aslında doğa bizi bir şeylere mahkum etmiş. hayatını devam ettirmen için su içmelisin, evet belki su içmemekte özgürsün fakat ölmek tüm özgürlüklerinin de sonudur. kafa karıştırıcı. yani özgürsün su içme, yemek yeme fakat tüm özgürlüklerinden de vazgeç, yani yok ol! doğa acımasız değil mi? evet bence de acımasız.

peki birde farklı bir paradigmayla bakalım.
bedenimiz tutsak olsa bile ruhumuz özgür olabilir mi?
bir çok mistik öğretilere inanan kişiler tarafından bu mümkün olsa da yine bir çelişki bizleri bekliyor.
ruhumuz ne kadar özgür olabilir?
her inanışın kendine göre ruh(enerji, ikincil beden) yorumu vardır. ve tüm inanışlara rağmende ruhun da dolaşabileceği, yapabileceği şeyler sınırlıdır. anahtar kelimemizi bulduk sınır. demek ki bedenimiz tutsak olsa da ruhumuz özgür olamaz çünkü onunda sınırları vardır.

peki sizce kim özgürdür? cevabı sanki tanrı. evet tanrı özgürdür. onu kısıtlayan hiç bir şey yoktur. peki bize birazcık özgür olma şansı tanıyabilir mi? bence hayır. çünkü eminim tanrı başka tanrıların olmasını istemez.